In this study, TiO 2 -based ceramic nanofiber membranes in the system of TiO 2 −SiO 2 −Al 2 O 3 −ZrO 2 −CaO− CeO 2 were synthesized by combining sol−gel and electrospinning processes. In order to investigate the thermal treatment temperature effect, the obtained nanofiber membranes were calcined at different temperatures ranging from 550 to 850 °C. Different characterization methods such as X-ray diffraction (XRD), scanning electron microscopy (SEM), Fourier transform infrared (FT-IR), and high-resolution transmission electron microscopy (HR-TEM) were conducted on the obtained membranes to investigate the structural and morphological properties of the nanofibers. The Brunauer−Emmett−Teller surface area of the nanofiber membranes was very high (46.6−149.2 m 2 /g) and decreased with increasing calcination temperature as expected. Photocatalytic activity investigations were determined using methylene blue (MB) as a model dye under UV and sunlight irradiation. High degradation performances were achieved with the calcination temperatures of 650 and 750 °C because of the high specific surface area and the anatase structure of the nanofiber membranes. Moreover, the ceramic membranes showed antibacterial activity against Escherichia coli as a Gram-negative bacterium and Staphylococcus aureus as a Gram-positive bacterium. The superior properties of the novel TiO 2 -based multi-oxide nanofiber membranes proved as a promising candidate for various industries, especially the removal of textile dyes from wastewater.
Dünyada enerji kaynaklarının rastgele dağılmış olması, yükselen enerji fiyatları, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi çevresel sorunlar, yakın gelecekte fosil yakıtların tükenecek olması, bu enerji kaynaklarının çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri, yabancı kaynaklara ve az sayıda enerji zengini ülkeye bağımlılık sebebiyle ülkeler farklı enerji kaynaklarına yönelmiştir. Uranyumu yakıt olarak kullanan nükleer enerji üretimi Türkiye için alternatif bir kaynak olarak ele alınmaktadır. Türkiye’nin kanıtlanmış uranyum rezervi 32.4 kiloton olup, halen uranyum içerebilecek havzaların araştırılması devam etmektedir. Bu kapsamda, Pliyo-Miyosen genişlemeli rejim sonucu gelişen Dinar (Afyonkarahisar, Batı Anadolu) kömür oluşumları ekonomik açıdan önem arz edebilecek uranyum içerikleri bakımından ilgi çekebilmektedir. Çeşitli derinliklerden ve 5 sondaj kuyusundan toplam 17 adet kömür numunesi alınmıştır. Bu numunelerin uranyum içeriklerinin 1065 μg/g mertebelerine kadar çıktığı görülmüştür. Havzada mevcut olan uranyumun, kömürleşme süreci ve kömür tabakalarının üzerinin volkanoklastik sedimanlar tarafından örtülmesinden sonra, hidrotermal akışkanlar ile karışan yeraltı sularının etkisiyle katmanlı epijenetik köken modeline uygun şekilde oluştuğu düşünülmektedir. Ayrıca, yüksek uranyum içeriğinin, linyit damarlarının üst katmanlarında yoğunlaşması sebebiyle havza diğer epijenetik linyit oluşumları ile benzerlik göstermektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.