Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi sonrasında 2018 yılında gerçekleşen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ittifaklara akademik ilgiyi arttırmıştır. Farklı ülkelerdeki yaygınlığı, seçim sonrasında kurulacak koalisyon hükümetlerinin istikrarını etkilemesi ve demokratik sistemin konsolidasyonunu sağlaması nedeniyle seçim ittifakları literatürde sıklıkla çalışılan bir olgudur. Ancak Türk seçim ittifaklarına dair sınırlı sayıdaki çalışma literatürde seçim ittifaklarının kurulmasını açıklamakta kullanılan kimi değişkenleri kullanmamıştır. Bu çalışma seçim ittifaklarını şekillendiren faktörlerin Türkiye için ne derece geçerli olduğunu açıklamaya çalışmakta ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin ittifaklara etkilerini incelemektedir. Çalışmamız sonucunda ittifakları engellemeye yönelik yasal çerçevenin seçim ittifakı stratejisini şekillendirmekle birlikte ittifakların oluşumunu etkilemediği bulunmuştur. Literatürde ittifakların oluşumunu açıklamakta kullanılan yüksek orantısızlık ve parti sistemindeki parçalanma faktörleri ise Türk seçim ittifakları açısından etkisizdir. Ancak orantısızlığı yükselten seçim sistemi boyutu olan ülke barajı Türkiye’deki seçim ittifakları için temel açıklayıcı faktördür. 1950’li yıllarda seçim sisteminin getirdiği yüksek orantısızlık ittifak çabalarını getirmiş olsa da ittifakların kurulmasını zorlaştırıcı hukuki düzenlemeler nedeniyle sadece bir ittifak kurulmuştur. Öte yandan 1961 yılında nisbi temsil sisteminin getirilmesiyle küçük partiler seçim öncesinde kurulacak ittifaklar yerine seçim sonrasında kurulması muhtemel koalisyonlarda yer almayı tercih etmişlerdir. 1983’den itibaren son derece yüksek ülke seçim barajının yürürlüğe girmesiyle birlikte bu seçenek ortadan kalkmış ve özellikle küçük ve mikro partiler seçim ittifaklarında yer almışlardır. Türk seçim ittifaklarının büyük oranda asimetrik boyutlara sahip partiler arasında gerçekleşmiş, ittifakların yarısında iki ortak bulunmuş ve büyük partilerin iki partili ittifaklara eğilim göstermiştir. Küçük partiler ise büyük partiler ile ittifak kuramamaları durumunda mikro partiler ile ittifak kurmuş ve ittifakın oy oranını yükseltmek için ikiden fazla ortaklı ittifaklara yönelmişlerdir. İdeoloji ise ittifakların kurulmasında önemli bir rol oynamış, ittifakların büyük çoğunluğu benzer ideolojilere sahip partiler arasında kurulmuştur. Ayrıca ittifakların büyük çoğunluğunda ittifak ortağı partiler seçim öncesinde muhalefette yer almaktadır. Son olarak geçmiş seçimlerde başarıya ulaşan uyumlu ittifaklar sonraki seçimlerdeki ittifakları kolaylaştırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş bu genel eğilimde birtakım değişiklikler yaratmıştır. İttifakların önündeki hukuki engellerin kaldırılmasına rağmen seçim barajının korunması ve ittifak ortaklarının aldıkları toplam oyun ülke barajını aşmada esas alınması seçim barajını geçerek mecliste temsil edilmek isteyen küçük partileri ittifaklara mecbur bırakmıştır. Büyük partiler ise cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylarının ilk turda seçilme ihtimalini arttırmak için ortak sayısını arttırmaya ve küçük partilerin yanı sıra mikro partilerle de ortaklık kurmaya başlamışlardır. Dahası, büyük partiler ideolojik olarak farklı partilerle de ortaklığın kapısını aralamış ve ilk defa iktidardaki bir parti muhalefette olan küçük ve mikro partilerle ittifaklara yönelmiştir.
Article History:This article tackles with the questions of freedom and authority in the thoughts of J. Locke and T. Hobbes. J. Locke is mostly known as the father of classical liberal thought whereas T. Hobbes is known with his famous work Leviathan within which he questions the source of sovereignty and made a focus on a strong sovereign. Both thinkers are social contract thinkers. However, their descriptions on state of nature are completely different. In this work, not only the mere concepts of freedom and authority but also legitimate power, law, despotism and consent will be discussed in their thought as such they are very related to the freedom and authority. To that end, first the relationship between state and individual will be addressed. Second the relationship between law and liberty will be mentioned. Then the concepts of political power and authority will be overviewed. Lastly the main questions associated with freedom and authority will be evaluated. At the end, it is supposed to delineate a general assessment about these two thinkers on their critical concepts, freedom and authority. ÖzetBu makalede, J. Locke ve T. Hobbes'un düşüncelerinde özgürlük ve otorite soruları ele alınmaktadır. J. Locke çoğunlukla klasik liberal düşüncenin babası olarak bilinir; oysa T. Hobbes meşhur çalışması Leviathan ile birlikte egemenliğin kaynağını sorgular ve güçlü bir egemenliğe odaklanır. Her iki düşünür de sosyal sözleşme düşünürleridir. Bununla birlikte, doğa durumuna ilişkin açıklamaları tamamen farklıdır. Bu çalışmada, yalnızca özgürlük ve otorite kavramları değil, aynı zamanda meşru iktidar, hukuk, despotizm ve rıza kavramları da, özgürlük ve otorite düşünceleri de tartışılacaktır. Bu amaçla, önce devlet ile birey arasındaki ilişki ele alınacaktır. İkinci olarak hukuk ve özgürlük arasındaki ilişkiye değinilecektir. Daha
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.