Effective smoking prevention programs should take into account the dominant influence of peer groups in the onset and continuation of smoking.

Background:Lyme borreliosis is a tick-borne, multi-systemic infectious disease that is thought to be wide spread in Turkey even though studies on its seroprevalence are limited.Aims:To determine the seroprevalence of Lyme borreliosis in part of north-eastern Tur-key (in the city of Trabzon), and to identify possible relationships between seropositivity and various factors such as location, gender, age group, occupation, income, and educational level.Study Design:Retrospective cross-sectional study.Methods:A total of 884 blood samples collected from provincial and district health centers serving a population of about 800,000 were included in this study. ELISA was used to determine the anti-Borrelia IgG antibody levels in the samples. Samples that yielded positive results by ELISA were further subjected to western blot (WB).Results:IgG antibodies were found in 128 samples (14.5%). Statistical analysis revealed significant differences between age groups and educational levels in terms of the incidence of seropositivity, whereas location, gender, occupational group and income level had no effect (p<0.001, p<0.001, p=0.948, p=0.645, p=0.131, p=0.080 respectively).Conclusions:The risk of contracting Lyme borreliosis in Trabzon is high, and necessary measures need to be taken to avoid the spread of disease.

Trabzon'daki halk çeşmelerinden su numuneleri alınarak fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik açıdan değerlendirilmesidir. Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki araştırmanın evrenini Trabzon ilindeki tüm ilçelerin, ilçe merkezleri sınırları içerisinde yer alan ve toplum tarafından kullanılmakta olan tüm halk çeşmeleri oluşturmaktadır. Her ilçeden bir halk çeşmesi olmak üzere 18 halk çeşmesinden numune alınmıştır. Numuneler, her halk çeşmesinden ayda bir kez olmak üzere, 2016 yılı Ağustos ve Eylül aylarında, numune alma kurallarına uygun olarak; 500 ml'lik mikrobiyolojik, 1000 ml'lik fiziksel ve kimyasal incelemeler için alınarak, soğuk zincirde Trabzon Halk Sağlığı Laboratuvarına getirilerek analizleri yapılmıştır. Alınan numunelerde; fiziksel olarak; renk, koku, bulanıklık, tat, iletkenlik, pH, kimyasal olarak; amonyum, alüminyum, demir, nitrit ve mikrobiyolojik olarak; Escherichia coli , koliform grubu bakteri, Clostridium perfringens parametreleri analiz edilmiştir.

Bu calismada, Temmuz 2010’da Trabzon Ilinin Surmene Ilcesinde meydana gelen norovirus salgininda yapilan incelemeleri sunmak amaclanmistir. Akut gastroenterit vakalari ilk olarak 09 Temmuz tarihinde ortaya cikmaya baslamis ve ilk gun 271 olan vaka sayisi ikinci gun 880’e ulasmistir. Ilk gunden itibaren alinan onlemlerle hizla dusen vaka sayisi norovirusun kisiden kisiye bulas ozelligi nedeniyle, 10. gun itibariyle az sayida vaka ile devam etmis ve 28 Temmuz itibariyle beklenen seviyeye inmistir. Salgin suresince 2483 akut gastroenterit vaka basvurusu olmustur. Salgina neden olarak; Daha once uygun duzeylerde seyreden klor duzeyinin tank bosalmasi sonucu bir sure sistemde dusuk duzeyde kalmasi ve ayni donemde bir aydir kullanimda olmayan bir kuyu pompasinin tamirinin bitirilip sistemden yeterince su akitilmadan devreye sokulmasi surecinin superpoze olmasi ile sistemin ana depoda kirlenmesi olarak tespit edilmistir. [TAF Prev Med Bull 2011; 10(5.000): 501-510

Bu çalışmanın amacı; Trabzon ili Beşikdüzü ilçesinde gerçekleşen sel afetinden etkilenen bölgelerde, sellerden sonra en fazla görülen ruhsal bozukluk olan post-travmatik stres bozukluğu sıklığının belirlenmesi ve bu sıklıkla ilişkili faktörlerin saptanmasıdır. Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalışmaya 401 kişi katılmıştır. Verilerin toplanmasında; katılımcıların sosyodemografik özellikleri, selden etkilenme durumları ve ruhsal sağlık durumları ile ilgili soruları içeren bir anket ve post-travmatik stres bozukluğunu ölçmekte kullanılan Travmatik Stres Belirti Ölçeği kullanılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler ve ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Katılımcıların %5.0'i Travmatik Stres Belirti Ölçeği'nden yüksek puan almıştır. Kadın olmak (p=0.018), sele kapılıp sürüklenmek (p=0.031), sel sırasında fiziksel travma yaşamak (p=0.046), daha önceden sel yaşayıp etkilenmiş olmak (p=0.001), sele bağlı maddi durumda kötüleşme (p=0.028), tarlanın selden etkilenmesi (p=0.043), selden önce psikiyatrik hastalığı bulunmak (p<0.001) ve psikiyatrik ilaç kullanıyor olmanın (p<0.001) yüksek ölçek puanıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. Sonuç: Sellerden sonra post-travmatik stres bozukluğu görülebileceği unutulmamalı ve riskli gruplarda taraması yapılmalıdır.