Kültürel miras, kültür varlıklarının şeklen büründüğü yapıların ötesinde kolektif hafızaya içkin bir görünümü serimlemektedir. Bu durum düşünsel boyutta kültürel miras kavramına açıklama sunarken, somut düzlemde kültürel varlıkların korunmasını ve sürdürülebilirliğini öne çıkarmaktadır. Pro-aktif mücadelenin karşılığı ise kamusal sorumluluğu ilgilendirmesi açısından kültürel mirasın korunmasına yönelik parametrelerin belirlenmesi ile olası hale gelmekte ve uygulanması gereken sorumluluğun tespit edilmesiyle fiili bir anlam kazanmaktadır. Bu çalışma ile yapılmak istenen; kültürel mirasın korunmasına yönelik toplumsal ve kültürel dinamikleri keşfetmek ve aralarındaki olası ilişkiyi modelleyebilmektir. Eklektik anlayışa dayalı geliştirilen bu çabanın arkasında, kültürel mirasın korunmasına yönelik bireysel, toplumsal ve kültürel açıdan öne çıkan değişkenleri keşfetme arayışı bulunmaktadır. Araştırmada belirlenen sorunsalın saha verileri üzerinden çözümlenmesi hedeflenmiştir. Bu çerçevede çalışmanın metodolojisi inşa edilirken betimsel ve korelasyonel istatistiklerden elde edilen sonuçlar dikkate alınmış, makro veriler yordamıyla ilişkisel bir araştırma deseni tercih edilerek ikincil veriler analiz edilmiştir. Kültürel varlıkların zarar görmesine sebep olan eylemlerin etki ve değişim alanlarının belirlenmesi amacıyla oluşturulan modelde; izinli define çalışması ile kazı ve yüzey araştırmalarının önemi keşfedilmiştir. Kültürel mirasın korunabilmesi için uygulamada yer alan geleneksel tedbirlerin yanında toplumsal bilinç ve farkındalık ile pekiştirilen önlemlere ağırlık verilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmiştir.
Günümüz dünyasında yaşanan riskler oluşum ve sonuçları itibariyle toplumsal yaşamı etkilemekle kalmayıp gerilime sahne olan sosyal çatışma ve sorunlar üzerinden toplumsal değişimi etkilemekte ve de biçimlendirmektedir. Siber saldırıların bilgi sistemlerinin güvenliğini hedeflemesi sadece ulusal güvenliği etkilemekle kalmayıp bilgiyi metalaştırarak metaforik açıdan savaşın aracı haline getirmektedir. Bu yönüyle toplumsalı siber savaş ile buluşturan gerçeklik ise bilgi sistemlerindeki güvenlik beklentilerini açığa çıkarırken, devletlerin bilgi güvenliğine ilişkin oluşan gereksinimleri toplumsal alanda önemli bir temayı ortaya koymakta ve söz konusu bağlam üzerinden sosyolojik tespitlere kapı aralamaktadır. Bu durum diğer toplumsal olgu ve eylemler gibi siber savaşın gelişim süreçlerini incelemeyi gerekli kılmaktadır. Ayrıca bilgi ve iletişim araçları üzerinden oluşan tehdidinin boyutlarını da açımlamaya yönlendirmektedir. Bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin çeşitlilik ve değişkenlik içeren yönünün bulunması ise siber tehlikelerin önlenmesinde risk yönetim sürecini ve çözümlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu çerçevede araştırma sorunsalı olarak siber savaşların ortaya çıkış gerekçeleri incelenerek sosyolojik açıdan bilgi krizine mi yoksa bilgi güvenliğine mi neden olduğu sorusuna yanıt aranmıştır. Çalışma kapsamında doküman inceleme tekniği üzerinden alana dönük çalışmalar ve kaynaklar incelenmiş, birincil kaynak taraması üzerinden araştırma sorunsalı tartışılmıştır. Çalışmada bu tespitin literatüre sunduğu kavramsal ve kuramsal katkılar ile kısıtları ortaya konulmuştur.
ÖzCinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerlendirilemeyeceği görüşü bir yandan epistemolojik kaygıları yansıtırken, diğer yandan suç istatistiklerinde gerçek bir olguyu temsil etmektedir. Feminizm ve Kriminoloji arasındaki ilişkiyi açıklayan iki temel soru ise; kadınların erkeklere oranla neden daha az suç işlediği ile suçun nedenlerine ilişkin tespitlerle öne çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı; geçtiğimiz yüzyılda belirgin şekilde araştırmalara konu olan kadın suçluluğunun genel görüngüsünü istatistiksel veriler üzerinden ortaya çıkarmak ve dönemsel tespitlerle ilişkilendirmektir. Araştırmada Türkiye özelinde kadın suçluluğunun geldiği noktaya yanıt aranırken, suç oranlarında bir artış olup olmadığına bakılmıştır. Çalışmanın metodolojisiyle yapılmak istenen; eleştirel modeller aracılığıyla oluşturulan önermeleri istatistiksel modelle değerlendirmek ve kadın suçluluğundaki niteliksel değişimi kuramsal perspektiflerin öncülüğünde test edebilmektir. Bu çerçevede araştırmada sosyo-ekonomik statü göstergelerinin (yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, suç türü) önem düzeyleri loglinear analizle frekans düzeyleri üzerinden keşfedilmiştir. Kadın suçluluğunun sosyo-ekonomik statü göstergeleri açısından son on yıllık süreçte dönemsel özellikleri incelendiğinde; hırsızlık ve uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarının ön plana çıktığı, kadın suçluluğu açısından erken dönem yaş aralıkları, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve medeni duruma ilişkin nedenlerinin önem arz ettiği tespit edilmiştir. Araştırmanın alan yazını açısından önemli karşılığı olan özelliklerin tespit edilmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.