Doğumda beklenen yaşam süresinin artması, ölüm ve doğum oranlarının azalması, teknoloji ve sağlık alanındaki gelişmelerle birlikte yaşlı nüfus küresel ölçekte giderek artmaktadır. Yaşlı nüfusun artması gelecek için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yeni plan ve politikaları gerekli kılmaktadır. Makalenin amacı, geleceğin belirsizliklerine hazırlıksız yakalanmamak için yaşlı bireylerin şimdiden bir yaşam politikası geliştirmelerine ve hükümet-yerel yönetimlerin bu konudaki sorumluluklarının neler olduğuna yönelik tespitlerde bulunmak ve öneriler sunmaktır. Bu çalışmada, aile ve nesiller arası ilişkiler, sosyal çevre ve komşuluk ilişkileri, sağlık alanındaki gelişmeler, çalışma hayatı, fiziki çevre ve konut, dijital teknoloji kullanımı konusunda yaşlıları gelecekte nelerin beklediği sorusundan hareket edilmiştir. Çalışmanın kuramsal çerçevesini yapı-birey ilişkiselliği ve yaşam politikası kavramları oluşturmaktadır. Bu çerçevede ulusal ve uluslararası raporlara ve yayınlara dayalı olarak bir literatür taraması yapılmıştır. Bireysel anlamda yaşlıların refleksif birey olarak kendi yaşamlarını düşünümsel biçimde dönüşüme uğratabilecekleri, yapısal anlamda hükümetlerin bu konuda gerçekleştirebileceği politika ve uygulamalarıyla gelecekte yaşlılara yönelik daha iyi bir yaşamın tasarlanabileceği bu çalışmanın temel vurgusunu oluşturmaktadır. Sonuç olarak yapı ve birey ilişkiselliği çerçevesinde yaşlıların gelecekteki yaşamlarının planlanmasının mümkün olabileceği ifade edilmektedir. Bunun için hem bireysel hem yapısal önlemlerin uygulamaya geçirilmesi gereklidir. Gelecekte daha iyi bir yaşlanma için bir taraftan hükümetler ve yerel yönetimler tarafından sunulacak mali yardım, evden sağlık bakım desteği, ortak paylaşımlı mülkiyet modelleri, nesiller arası dayanışma programları, yaşlı nüfusun ihtiyaçlarına uygun kent ve konut planlamaları gibi yaşlı bireyleri destekleyici programlar önem arz ederken diğer taraftan hem genç bireylerin hem de yaşlı bireylerin yaşlılık dönemlerinin ihtiyaçlarını dikkate alarak gerekli yatırımı yapması önerilmektedir.
Bu araştırma yaşlıların sosyal sermayelerine odaklanmıştır. Bu kapsamda araştırmanın temel sorusu; sosyal sermaye kuramı çerçevesinde yaşlılar sosyal ilişkilerini nasıl gerçekleştirmekte, kimlerle birlikte olmakta, neler yapmakta, gönüllü ve sivil topluluklara toplumsal katılımları nasıl olmaktadır? Çalışmanın amacı; katılımcıların aile, akrabalık, arkadaşlık, komşuluk ilişkileri ve bu ilişkilerden beklentilerini belirlemek; güven duygusu ve topluma katılım ile sosyo-kültürel faaliyetlerde bulunma durumlarına ilişkin deneyimlerini tespit etmektir. Araştırma nitel bir çalışma olup, Ankara'da ikamet eden 65 yaş ve üzeri 16 katılımcı ile yarı-yapılandırılmış soru formu kullanılarak derinlemesine görüşmeler yoluyla veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların aile ve akrabalarıyla olan ilişkileri olumlu olarak değerlendirilmiş, çocukları ve torunlarının onlar için önemli sosyal ilişki aktörleri oldukları sonucuna varılmıştır. Aile ilişkilerinin ise güvenli bağlarla kurulduğu ve sosyal destek mekanizması olarak katılımcılara yardımcı bir işleve sahip olduğu görülmektedir. Güven ilişkisi kurarken samimiyet ve karşılıklı paylaşımdan mutlu olan katılımcılar, en büyük güven kaynağının aileleri olduğunu belirtmişlerdir. Aile ve komşuluk ilişkilerinin yalnızlıklarını önemli ölçüde giderdiği saptanmıştır. Ayrıca katılımcıların çoğunun toplumsal katılım bakımından çeşitli sebeplerle gönüllü faaliyetlerde yer almadıkları, kurumların sağladığı imkânlardan yararlanmadıkları ve sosyo-kültürel faaliyetlere katılmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. MAKALE GEÇMİŞİGeliş 30 Temmuz 2020 Kabul 09 Ekim 2020 ANAHTAR KELİMELER Yaşlanma, sosyal sermaye, güven, toplumsal katılım, sosyo-kültürel faaliyetlerA qualitative study on the life experiences of elderly people in terms of social capital, confidence and loneliness ABSTRACT This study is focused on social capital of elders. In this context, how elders realize their social relationships in the frame of social capital theory, who elders accompany with, what elders do and how elders participate in volunteer and civil communities are the basic questions of the study. The aim of the study is to determine the experiences of elders related to family, blood kinship, friendship and neighborhood relations of elders, the expectations and confidence feeling, participation in society and social-cultural activities of elders. This is a qualitative research, and the data was collected through depth interviews by using semi-structured question form with 16 participants who were 65 ages and older living in Ankara province. According to the findings of the research, the relationships of elders with their families and relatives are considered positive and it is concluded that the children and grandchildren of elders are the important social relationship actors for elders. It is also found that the family relationships are based on confident links and functional for participants as a social support mechanism. The participants, who are pleased of mutual sincerity and sharing in the establis...
It can be said that the internet use and social media use and accessibility are much more important for youth and play a key role in participating in online social life. It is observed that the individuals, who are 60 years old and over, are more "deliberate", "shy" and "cautious" than youth in this matter. In this study, the place of technology in their lives, usage methods and purposes, appropriate-efficient use of technology and the technical and generational problems faced in use of technology were considered in the interviews made with total 23 individuals who are 60 and above. It was concluded that they took place in a new socialization process through social media tools and use of technological products which they considered as part of the "necessities of the time" and "holding onto life". It is also observed that individuals are subjected to a particular age categorization in terms of technology. This classification includes a definition which limits the type of product/technology and the use and purpose of that product/technology. It is tried to comment which social media applications are used by 60 and above individuals through products such as mobile phone, tablet, computer, etc. the purposes of use of such applications, the need for help in use of technological products and their experiences in problem solving of the participants according to their opinions in terms of self-interpretation in the scope of this research.
Bu yıl ulusal anlamda III.'sü düzenlenmekte olan çalıştayın, üst bir kültür ve dünyaca ünlü kadim bir Osmanlı Kenti Safranbolu ile sanayi şehri olarak kurulmuş ve resmi ideolojinin kültürel misyonunu, vizyonunu temsil eden Cumhuriyet Kenti Karabük arasında yapılıyor olması anlamlıdır. Çalıştayın, yeni kurulmuş olmasına rağmen Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünün ev sahipliğinde yapılıyor olması, akademik anlamı yanında Karabük ve Safranbolu'nun tanıtımı açısından da büyük imkânları beraberinde getirmektedir. Bilindiği gibi Sosyoloji, XIX. yüzyılda Batıda sanayileşme ile birlikte çevrede tesis olunan kentlerde ortaya çıkan, daha önce karşılaşılmamış problemleri teşhis ve açıklamak üzere kurulmuş akademik bir disiplindir. Bu akademik disiplin, Türkiye'ye hemen ilk yıllarda resmi ideolojinin hedef ve gayelerini gerçekleştirmek üzere transfer edilmiştir. Ancak bu transferde, sosyolojinin temel kavramları, metedolojisi, yöntemi aktarılırken bazen problemlerin de tercüme edildiği görülmektedir. Yani olmayan problemeler üzerinden veya farklı konjonktürdeki, birbirine benzemeyen sıkıntılar üzerinden kıyaslar yapılarak tartışmaların yapıldığı gözlemlenebilmektedir. Bunun en bariz örneği, kent vasfını kazanamamış, olmayan kentler üzerinden 'Kent Sosyolojisi' yapılması gibi. Tabi burada Cumhuriyetin ilk yıllarında 'Köy/kır Sosyolojisi' alanında yapılan çalışmaların hakkını yememek gerekir. Bilindiği gibi sosyoloji disiplininin, bir olguyu teşhis etmek, bunu belli bir bilimsel yöntemle açıklamak ve en sonunda gelecekle ilgili öngörüde, tahminde bulunmak gibi üç aşamalı bir fonksiyonu vardır. Üçüncü aşama dediğimiz husus yani 'gelecekle ilgili öngörüde bulunmak' bazen siyaset ve ideolojinin konusu olabilmektedir. Çünkü bilim adamı gelecekle ilgili tasavvurunu acaba akademik bulgularına mı dayandırmaktadır, yoksa zihninde olmasını Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi (
Dijital sosyolojinin sunduğu metodolojik yaklaşım ve yöntemler, bilişim teknolojilerine erişimin ve kullanım becerilerinin toplumsallaşma açısından önemini vurgular niteliktedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisiyle ortaya çıkan ¨fiziki/sosyal mesafe¨ kuralı ile yüz yüze iletişimin sınırlanması, sosyal ilişkilerin çeşitli bilişim ve iletişim teknoloji araçları üzerinden sürdürülmesini zorunlu kıldığı gibi akademik araştırmalar için de dijital sosyolojinin yöntemsel yaklaşımlarını gündeme taşımıştır. Bu makaleye konu olan doktora araştırması kapsamında, yorumcu/inşacı yaklaşımla, kendilik teknolojileri olarak tavsiye algoritmalarının çevrimiçi içerik platformları üzerinden nasıl çalıştığına odaklanılmış ve COVID-19 pandemisinde 12 katılımcı ile videokonferans tekniği kullanılarak görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Videokonferans tekniği yüz-yüze derinlemesine görüşmeye alternatif bir teknik olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada videokonferans tekniğinin; araştırma konusu ve sorusu, araştırma sahası, araştırmacının rolü ve etiği, araştırmanın katılımcıları, öncekinden farklı yeniden normale dönüşte iletişim şekli, güven ve samimiyet, geçerlilik ve güvenilirlik ve etik, kimlik doğrulama ve ses kaydı olmak üzere dokuz tema açısından avantajları ve kısıtlılıkları değerlendirilmiştir. COVID-19 pandemisi gibi kriz süreçlerinde araştırmanın katılımcıları tarafından belirlenen zaman ve ortamda, yüz yüze aynı mekanda fiziksel olarak bir araya gelme ihtiyacı olmadan görüşme imkânı sunması ve belirlenen araştırma konusu ve sahası itibariyle katılımcıların sosyo-ekonomik düzeyinin orta-üst ve dijital beceri seviyesinin de benzer bir seviyede olması, videokonferans tekniğinin bu araştırmada kullanımı açısından öne çıkan avantajlarını oluşturmuştur. Diğer yandan, mahremiyet gerektiren araştırma konularında veri güvenliğinin de dikkate alınmasını gerektiren araştırma konularında, toplum içindeki dijital bölünme nedeniyle farklı kesimlerin bu dijital araç ve hizmetlere eşitsiz erişimi olması ve kısıtlı bilişim ve iletişim teknolojileri kullanım becerilerine sahip olmaları durumunda bu tekniğin kısıtlılıkları ortaya çıkmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.