In today's world geography, the migration from rural area to urban areas continues and the increasing urban population causes vertical and horizontal urban growth. Many factors, such as spatial growth of cities due to population growth, orientation of high level income group towards outskirts of cities, large scale mass housing projects, and higher education facilities attached to cities, realization of large scale public investments because of low land cost cause urban sprawl. In the historical process, the urban settlements have been shaped by a variety of factors such as the needs of the society, the security, the natural environment, the proximity to the agricultural areas, the proximity to the water bodies and the landscape. At the present case, cities are widening towards unsuitable areas. It is important to take control of expansion of cities and to canalize it towards the most appropriate sites. Similar to other cities in Turkey, orientation of urban expansion in Kırklareli city is a necessity for sustainable urban development. The purpose of the study is to determine the most suitable new development areas by using weighted overlay method considering the slope, aspect, land use, soil classes, erosion status, geological structure, proximity to natural drainage systems, proximity to transportation connections, proximity to urban facilities and urban settled area criteria. In the study Geographic Information Systems (GIS) technology was used. The dataset was overlaid predominantly and the settlement suitability level was determined according to the scores of the each cells.

Urban open green spaces have an important role in today's health problems and the necessity for the urban health to create green areas that have high accessibility for all citizens. Acceleration of urbanization in recent decades decays balance of green areas and impervious surfaces in cities because of rent seeking society. The main problem associated with adequate provision of green area and fair access for residents. According to the "Spatial Planning Policy Framework" the green area per capita in urban area (10 m²), Kırklareli doesn't provide green space per capita. The aim of the study is to identify the socio-psychological effects of the green areas in the Kirklareli. Objectives of the study is to determine the correlation between socio-psychological criterias with green space accesiblity, per capita and visiting time and to discuss the findings rationale. The following hypothesis was proposed "urban green areas on inhabitants have positive effects on human health, quality of life and stress". In this context, a survey was conducted to analyze the socio-psychological effects of urban green spaces in Kirklareli. Expected outcome of the study is that green areas are associated with positive emotions, green space per capita and accessibility that can assist to decrease inequalities in health.

A sustainable solid waste management system planning is a complex and interdisciplinary subject, which requires considering technical, environmental, economic, and social factors. Landfills play an essential role in solid waste management strategies, and landfilling is an extensively accepted preference for the clearance of solid waste worldwide. Site selection of landfill facilities can be a considerable problem as all infrastructural projects can deteriorate the ecology of the site on which they are developed because of changing land uses, loss of habitats, and displacement of fauna. These effects are mainly specific for location and need to be evaluated on every example. Landfill site selection is related to certain factors and limitations defined by natural and artificial thresholds and/or legislation. Legal provisions may vary according to the country's policy and even to the provincial policies. In addition to these features of study zones or sites, landfill site selection methods may have different criteria and sub-criteria in identifying parameters. This paper aims to identify landfill site(s) multicriteria decision analysis depending on Edirne's environmentally sensitive areas by using the Geographic Information System (GIS) technique. Data of land use, geologic features, protected areas, natural and archeological sites, transportation network, hydrological data, soil suitability for agricultural activities, and land capability classes which have been acquired from the relevant public authorities were used to proposed model. Regional factors were identified and assessed according to the risk of contamination for environmental components such as natural resources, sensitive ecosystems, and unique habitats. The chosen criteria were graded in this context, and alternative landfill sites were proposed by applying GIS-based analysis. According to the analysis, the northern subprovince of the study area, Lalapasa, has the most appropriate landfill sites.

Kent ölçeğinde artan nüfus, kent içindeki kamusal alanların önemini arttırmıştır. Kent kullanıcısının günlük hayatta ihtiyaç duyduğu kamusal mekânların günümüz planlama uygulamalarında üretilemediği, üretilen kamusal mekânların ise tasarım sürecindeki sorunlar ve bu mekânlara yüklenen farklı fonksiyonlar neticesinde istenilen verime erişemediği görülmektedir. 70 bin kişilik nüfusu ile küçük ölçekli bir kent yerleşimi olan Kırklareli kent merkezi de kamusal alanlar bakımından yukarıdaki anlatımlara benzerlik göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, kentsel yaşam kalitesine etki eden kamusal mekânların Kırklareli kent merkezi özelinde incelenmesi, mevcut sorunların saptanması ve geleceğe yönelik yapılacak çalışmalara kaynak oluşturulmasıdır. Bu sorunların saptanmasında, kamusal mekânların niteliğine yönelik yapılmış çalışmalar ele alınarak oluşturulan kriterler, analiz çalışmaları ve gözlemlerden faydalanılmıştır. Çalışma sonucunda, Kırklareli kent merkezindeki kamusal mekânların niceliksel ve niteliksel açıdan yetersiz olduğu, kent formu bütününde dengesiz ve parçacıl bir dağılım gösterdiği, mevcut ulaşım ve arazi kullanım yapısı ele alındığında etkin bir biçimde kullanılmadığı tespit edilmiştir. Bununla beraber, örneklem alanlarda, kamusal mekân kalitesinin değerlendirmesine yönelik belirlenen kriterler kullanılarak çıkarımlar yapılmış ve mekânlarda; mekânsal karakter, algısal sembol değeri, tasarım-malzeme kullanımı ve işlevsel uyum gibi ana başlıklarda görülen sorunlar incelenmiştir. Bu tespitlere dayalı olarak, daha yaşanılabilir bir kent mekânı için kamusal mekânların kurgusu ve tasarımına yönelik bir dizi çıkarımlar yapılmıştır.

Alanda artan nüfus kentlerin mekânsal olarak genişlemesine ve dikeyde yükselmesine sebep olmuştur. Kısıtlı doğal kaynakların sürdürülebilirliği, kentsel alanlarda yaşanabilirlik düzeyinin arttırılması, kentsel sorunların ortaya çıkmadan önlenmesi ancak bu kentsel gelişmenin yönlendirilmesiyle mümkün olabilecektir. Artan nüfusa bağlı olarak artan insan, mal ve hizmet hareketliliği, paralelinde artan araç sahipliliği kent içi ulaşımda çeşitli sorunlara neden olmuştur. Kent içinde yapılan seyahatlerin ulaşım türlerine oransal dağılımı dünya akademik literatüründe yaşanabilirlik kavramının ölçüm kıstasları içinde değerlendirilmektedir. Yaya hareketinin ve bisiklet kullanımın yoğunluğu, bisikletin kent içi ulaşımda araç olarak kullanım oranı kentsel erişilebilirliği ve hareketliliği arttıran, çevreye duyarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir ulaşım olarak tanımlanmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde kentsel yaşanabilirlik ve sürdürülebilirlik kavramları tanımlanmış ve sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent üretebilmek için ulaşım politikalarının önemine değinilmiştir. İkinci aşamada ise örnek alan olarak seçilen Kırklareli kentine ilişkin çeşitli analizler üretilmiştir. Çalışmanın son aşamasında analizler sonucunda elde edilen bulgular yardımıyla bisiklet yolu güzergâhı belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı orta ve küçük ölçekli kentlerde yaşanabilir kentler kavramı çerçevesinde bisikletli ulaşım planlamasının nasıl olması gerektiğini Kırklareli merkez ilçe örneğinde irdeleyerek sonuçlar ortaya koymaktır.