ÖzTarama modelinde olan bu çalışma yaşlı ve yetişkin bireylerde Koronavirüs (Covid-19) korkusunu belirleyerek çeşitli değişkenlere göre inceleme amacı taşımaktadır. Araştırma nicel araştırma deseni ile tasarlanmış olup, veriler araştırmacılar tarafından çoğaltılan formlar aracılığıyla toplanmıştır. Demografik bilgi formu ve 7 maddelik Koronavirüs (Covid-19) Korkusu Ölçeği veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda çalışmaya 384 yaşlı, 232 yetişkin birey katılım sağlamıştır. Elde edilen bulguların analiz edilmesiyle birlikte 59 yaş ve altı katılımcıların 60 yaş ve üstü katılımcılara göre Koronavirüs (Covid-19) Korkusu Ölçeği' nden aldıkları puan ortalamalarının anlamlı biçimde birbirinden farklı (t=-7,407) olduğu saptanmıştır. Koronavirüs korkusu ile yaş arasında pozitif yönlü, orta düzeyde bir ilişki olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte Koronavirüs korkusu cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, çocuk sahibi olup olmama ve yerleşim yerine (il, ilçe, köy) göre farklılaşmaktadır. Ayrıca daha önce korona virüs testi yaptırıp sonucu pozitif olan katılımcıların Koronavirüs Korkusu daha önce test yaptırmayan veya daha önce test yaptırıp sonucu negatif olan katılımcılara göre anlamlı derecede daha fazla olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Meslek aşkı, bir işi anlam ve amaç duygusuyla topluma fayda sağlama aracı olarak değerlendirmeyi ifade etmektedir. Meslek aşkının hayata anlam katması ve yaşam doygunluğu sağlaması beklenmektedir. Meslek aşkı ve yaşamın anlamı, bireylerin görev tanımları dışındaki diğer işlere gönüllü olmalarını ve işbirliğine dayanan davranışlarını güçlendireceği öngörülmektedir. Bu beklentiyi ve öngörüyü test etmek amacıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerinde dezavantajlı gruplara hizmet veren sosyal çalışmacılar üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Sosyal çalışmacılarda meslek aşkı ve prososyal hizmet davranışları ilişkisini ve bu ilişkiye yaşamın anlamının aracılık etkisini araştırmaktır. Kolayda bir örnekleme yöntemi kullanılarak 279 katılımcıya ulaşılmış ve anket tekniğiyle veri toplanmıştır. Veriler IBM AMOS 23 ve SPSS 22 paket programlarıyla analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, meslek aşkının hem yaşamın anlamı hem de prososyal hizmet davranışları üzerinde etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda yaşamın anlamının da prososyal hizmet davranışlarını etkilediği saptanmıştır. Bununla birlikte, en önemli bulgu ise meslek aşkının prososyal hizmet davranışları ile ilişkisinde yaşamın anlamının aracılık etkisidir.
The novel coronavirus (COVID-19) outbreak has affected living standards around the world, and pandemic anxiety has changed social habits. In this context, this paper investigates the relationship between fear of COVID-19 and quality of life, and assesses the mediating effect of loneliness on this relationship among a sample of older adults in Turkey. The study considers data from approximately 400 people, all of whom completed the CASP-19 Quality of Life Scale in Older People, the Loneliness Scale for the Elderly and the Fear of COVID-19 Scale. Confirmatory factor analyses were performed to confirm a one-factor structure for each instrument. Subsequently, mediation analysis, correcting for age as a continuous covariate, was performed to assess the nature of the relationship between fear and quality of life, and the extent to which that relationship is mediated by loneliness. Our study showed that there is a negative and direct relationship between loneliness and quality of life. Another important finding of our research is that fear of COVID-19 has a significant effect on loneliness. Finally, loneliness mediates the relation between fear of COVID-19 and quality of life. This finding strongly suggests that fear of COVID-19 influences quality of life via loneliness. This result is noteworthy, as we could not find any similar finding in the literature.
Bu çalışma, toplumun organ bağışına yönelik tutumunu ve etkileyen faktörlerin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Araştırmanın evreni; Burdur il merkezi ve kırsalında yaşamakta olan 18 yaş üstü bireylerden oluşmaktadır. Rastgele örneklem yöntemiyle 872 kişiye anket uygulanarak kesitsel analitik bir çalışma yapılmıştır. Ankette; "Bedensel Yaralanma Korkusu-FBM", "Tıbbi olarak ihmal edilme korkusu-FMN" ve "Yardım severlik ve ahlaki değerler/İnançlar-HMC" alt boyutlarından oluşan Organ Bağışı Tutum Ölçeği-ODAS kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma grubunun. organ bağışı tutum puanları incelendiğinde; HMC puanı ortalaması; 96.85±20.25, FMN puanı ortalaması; 27.29±11.23 ve FBM puanı ortalaması; 28.35 ±11.93'dir. Multivariate analiz sonuçlarına göre, HMC puanını, kadın olmanın, il merkezinde yaşamanın, kişide kronik hastalık bulunmasının, organ bağışını dini açıdan sevap olarak düşünme ve organ bağışında bulunma ile çalışma durumunun arttırdığı saptanmıştır. FMN puanını, eğitim seviyesinin artması, yaşın artması, il merkezinde yaşamanın, kişide kronik hastalık bulunmasının, organ bağışını dini açıdan sevap olarak düşünme ve organ bağışında bulunmanın azalttığı saptanmıştır. FBM puanını, eğitim seviyesinin artması, il merkezinde yaşamanın, organ bağışını dini açıdan sevap olarak düşünme ve organ bağışında bulunmanın azalttığı saptanmıştır. Sonuç: Kişilerin organ bağışına yönelik tutumlarını geliştirmeye yönelik müdahale çalışmaları yapılması gerekmektedir.
Bu çalışmanın amacı; sosyal hizmetle ilgili eğitim almış gençlerin engelli bireylere yönelik tutumlarının, sosyal hizmetle ilgili eğitim almayan gençlere göre olumlu yönde farklılık gösterip göstermediğini araştırmaktır. Kesitsel ve tanımlayıcı tipteki bu çalışmanın evreni; Burdur, Isparta ve Antalya İllerinde yaşamakta olan gençlerden oluşmaktadır. Araştırma, 06.04.2022 -16.06.2022 tarihleri arasında yapılmıştır. Örneklem ise; çevrimiçi olarak ankete katılan 385 gençlerden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri anket formu aracılıyla toplanmıştır. Anket formunda; araştırmacılar tarafından düzenlenen sosyo-demografik bilgilerle ilgili sorularla birlikte Yelpaze ve Türküm (2018) tarafından Türkçe’ye uyarlanıp güvenirlik ve geçerlik bakımından değerlendirilmiş olan Engellilere Yönelik Çok Boyutlu Tutum Ölçeği (EYÇBTÖ) kullanılmıştır. Ölçek, 3 boyuttan oluşmaktadır: Duygu boyutu, düşünce boyutu ve davranış boyutu. Araştırma için toplanan verilerin analizinde SPSS 25.0 programı kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; düşünce ve davranış boyutlarında olumlu tutum düzeylerinin sosyal hizmetle ilgili eğitim almış katılımcılarda eğitim almamış olan katılımcılardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Ancak duygu boyutunda farklılık olmadığı saptanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.