Süt dişi çürüğü, önleyici ve tedavi edici uygulamalardaki gelişmelere rağmen en yaygın kronik çocukluk çağı hastalığı olmaya devam etmektedir. 1 Türkiye genelinde yapılan araştırmalarda; çürümüş, eksik ve dolgulu dişlerin 5 yaş grubu çocuklarda 3,7 olduğu, 12 yaş grubunda 1,9 ve 15 yaş grubunda 2,3 olduğu bildirilmiştir. 2 Aynı çalışmada, 5 yaş grubundaki çocukların yalnızca %30,2'sinde çürük olmadığı

Kök malformasyonları çeşitli genetik ve çevresel faktörlerin bir sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Kök gelişimi sırasında meydana gelen problemler enfeksiyon, travma, kemoterapi veya radyasyon tedavisine bağlı oluşabilmektedir. Yakın zamanda tanımlanan bir dental anomali olan molar keser malformasyonu veya molar keser kök malformasyonu, daimi birinci molar dişlerin köklerinde görülen gelişim bozuklukları ile karakterizedir. Aynı zamanda süt ikinci molar ve maksiller daimi santral keser dişleri etkileyebilmektedir. Molar keser kök malformasyonu veya molar keser malformasyonu, erken çocukluk döneminde maruz kalınan farklı çevresel faktörler sebebiyle diş köklerinin anormal oluşumu ile ilişkilendirilmiştir. Bu anomalinin görüldüğü dişlerden, molar dişler normal kron morfolojisine sahip olup ancak radyografi ile teşhis edilebilirken, keser dişler de kron morfoloji etkilenmiştir. Bu dişlerde herhangi bir çürük veya kron deformitesi olmaksızın enfeksiyon ve periodontal hastalık görülebilmektedir. Tedavi için ilk seçenek, doğru zamanda dişlerin çekimi ve ikinci daimi molar dişlerin oluşan boşluğuna doğru sürdürülmesi olabilmektedir. Malforme kökler ve kalsifiye pulpa dokusu sebebi ile endodontik tedavinin çok zor olduğu belirtilmektedir. Güncel klinik ve radyografik teşhis ve tedavi yöntemlerinin uygulandığı farklı vaka raporları bulunmaktadır. Bu derlemenin amacı, ‘Molar Keser Malformasyonu’ olarak adlandırılan anomalinin güncel literatür ışığında değerlendirilmesidir.

No abstract