Asynchronous e-learning environments can be used effectively to minimize the effects of access problems and technical disruptions that may arise due to the fact that synchronous e-learning environments require simultaneous participation. Asynchronous e-learning provides learners with the opportunity to think more in the process of constructing knowledge and critical thinking in online discussion activities. Having more time for learners can provide an advantage in understanding others' comments and writing their own. The course contents can be updated at any time and delivered to the learners quickly without wasting time. However, there is limited communication and interaction. It is important that the interaction is at a good degree, with the right methods and tools in a quality that will ensure and increase learning, and that the interaction tools are prepared and presented in a way that will increase the participation of the learners, taking into account the preferences and individual differences of the learners.
Bu çalışmanın amacı, alanyazında sıklıkla yüksek zeka, güçlü çalışan bellek kapasitesi, yüksek hafıza gibi üst bilişsel yetenekleri doğrudan veya dolaylı olarak gösterdiği ifade edilen üstün yetenekli öğrencilerin ve üstün yetenekli olmayan öğrencilerin çoklu görev performansları hakkında ebeveyn görüşlerinin belirlenmesidir. Görüşme formu ile öğrencilerin gündelik hayattaki çoklu görev performansları, öğrenme süreçlerinde dijital araçların etkisi ve çoklu görev uğraşının başarıya etkisine yönelik veriler toplanmıştır. 12 üstün yetenekli, 13 üstün yetenekli olmayan öğrenci ebeveyni ile görüşülmüştür. Elde edilen nitel veriler için söylem ve içerik analizi uygulanmıştır. Çoklu görev performansında başarıya yönelik olumlu görüşe sahip bireyler çoğunlukla üstün yetenek tanısı almış öğrenci ebeveynleri olmuştur. Üstün yetenekli çocuklarının çoklu görev performanslarında başarısız olduğunu ifade edenler olduğu gibi çocuklarının bu performanslarını olağanüstü bulan anne-babalar da olmuştur. Üstün yetenekli olmayan öğrenci aileleri, çocuklarının çoklu görev çabalarına sıklıkla olumsuz veya kuşkuyla yaklaşmışlardır. Her iki grupta, çoklu görev çabasına ılımlı yaklaşarak sonuçları hakkındaki belirsizliği araştırmacıyla paylaşan ebeveynler olmuştur.
Öğrenme ortamları bulundukları dönemin koşulları ve olanakları çerçevesinde güncellenmektedir. Öğretici, öğrenen ve içerik üçgeninde iletişim ve etkileşim biçimleri de evrilmektedir. Öğrenenler arası ve öğrenen-öğretici etkileşimleri için öğrenme yönetim sistemlerinde farklı ve işlevsel araçların kullanımı önem taşımaktadır. Benzer biçimde katılımcıların içerikle etkileşimi öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için değerli görülmektedir. Bu araştırmanın amacı öğrenenin öğretici ve içerikle olan etkileşiminin değerlendirilmesi ve etkileşimin iyileştirilmesine yönelik önerilerin alınmasıdır. Bu amaçla nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması benimsenmiştir. Kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 26 lisans seviyesinde katılımcının görüşleri yarı yapılandırılmış görüşme formu ile Haziran-Temmuz 2021 döneminde, çevrimiçi ortamlarda eş zamanlı olarak kayıt altına alınmış ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda öğrenenler arası etkileşimin öğrenme yönetim sistemi araçları yerine farklı mobil uygulamalarla gerçekleştiği ve etkileşimin düşük seviyede olduğu belirlenmiştir. Öğrenen öğretici etkileşiminin benzer biçimde zayıf olduğu ve öğrenen tarafından yanlış anlaşılma korkusu nedeniyle ileri seviyeye taşınmadığı belirtilmiştir. İçerikle olan etkileşimi uzun ve sürükleyici olmayan ders videolarının engellediği anlaşılmaktadır. İşbirlikli ödev ve projelerin öğrenenler arası etkileşimi artırmada; öğretim elemanıyla iletişim sürecinde mesaj bildiriminin sağlanmasının öğrenen-öğretici etkileşimini iyileştirmede yararlı olacağı görüşleri derlenmiştir. Bireysel farkları önemseyen kısa ve öz ders videolarında etkileşimli materyallerin kullanımının içerikle olan etkileşime olanak sağlayacağı anlaşılmıştır.
Research methods serve as a common tool for scholars in different disciplines. Successful and effective use of these methods within and across disciplines has been regarded as a crucial competence. The current resource, Research Methods in Human Computer Interaction, is among the pioneers and can be regarded as the leading source in terms of research in human computer interaction (HCI). The book is written by Jonathan Lazar, Jinjuan Heidi and Harry Hochheiser (Wiley, 2010, 448 pages, ISBN13: 978-0470723371), and serves as a valuable starting point for HCI research methods. The book is particularly prepared due to the perceived lack of a specific source for the scholars who conduct research on HCI. More specifically, instead of addressing all popular qualitative and quantitative research and analysis methods, specific methods that are frequently used and adaptable to HCI have been considered.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.