Benign lesions of the jaws can develop from both odontogenic and nonodontogenic tissues. These lesions are characterized by well-defined margins with regular borders causing expansion, displacement of adjacent structures, and directional root resorption. Panoramic radiographs, cone beam computed tomography (CT), and magnetic resonance imaging are used to effectively diagnose the extent of the lesion in all 3 planes. 1

No abstract

Dentigeröz kistler, 1992 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan sınıflamaya göre odontojenik gelişimsel kistler olarak kabul edilmiştir. Foliküler kist olarak da bilinen dentigeröz kist, azalmış mine epiteli ile sürmemiş bir dişin kronu arasında sıvı birikmesinden kaynaklanan gelişimsel kistlerdir. Hayatın 2 ve 3. dekatlarında sık görülmekle birlikte çocuklukta nadir gözlenmektedir. Radiküler kistlerden sonra, odontojenik kistlerin 2. en yaygın şeklidir. 1,2 En sık olarak gömülü 3. molar dişlerle ilişkili olarak gözlenir, bunu maksiller kaninler takip eder. Ortalama %75 oranında mandibular 3. molarlar ile %25 oranında maksiller 3. molarlar veya kanin dişlerle bir-likte bulunurlar. Süpernümerer ve ektopik dişlerle de ilişkili olabilir. Her 100 gömülü dişte 1,44 oranında dentigeröz kist varlığı raporlanmıştır. 2 Çenelerdeki tüm gerçek kistlerin yaklaşık %24'ünü oluşturmaktadırlar. Erkeklerde daha sık gözlenmektedir. 1,3 Dentigeröz kistler sıklıkla asemptomatiktir ve rutin radyografik muayenelerde teşhis edilebilmektedirler. Sekonder enfeksiyon gözlenmedikçe ağrıya rastlanmamaktadır. Radyografik olarak sürmemiş bir diş ile ilişkilidir ve iyi, sklerotik sınırları olan radyolüsent bir görüntü vermektedirler. 4 Radyografik görüntüde gözlenen foliküler boşluklar 5 mm'den büyük ise dentigeröz kistten şüphelenilebilir. 2,3