Biyotinidaz eksikliği, biyotinidaz üretiminden sorumlu biyotinidaz (BTD) genindeki patojenik mutasyonların neden olduğu, geç başlangıçlı biyotine duyarlı multipl karboksilaz eksikliği olarak da bilinen otozomal resesif geçişli bir hastalıktır. Bu çalışmada biyotinidaz eksikliği nedeniyle başvuran hastaların klinik bulgularının ve BTD geni moleküler analizi sonuçlarının literatür eşliğinde sunulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Topuk kanı taramasında pozitif olan, nörolojik, duyusal, solunum ve cilt bulguları biyotinidaz eksikliği ile uyumlu olan 9 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen olgulardan genomik DNA izolasyonu için 2 cc periferik kan Etilen Diamin Tetra Asetik Asitli (EDTA) tüplere alınmış ve genomik DNA'ları izole edilerek BTD geninin dizi analizi yapılmıştır. Bulgular: Yapılan BTD geni tüm ekzon dizi analizi sonuçlarına göre 1 hastada homozigot c.1368A>C/p.Gln456His mutasyonu, 1 hastada heterozigot c.1368A>C/p.Gln456His mutasyonu, 1 hastada birleşik heterozigot c.1330G>C/p.Asp444His ve c.511G>A/p.Ala171Thr mutasyonu, 1 hastada birleşik heterozigot c.1336G>C/p.Asp446His ve c.511G>A/p.Ala171Thr mutasyonu, 1 hastada ise heterozigot c.557G>A/p.Cys186Tyr mutasyonu tespit edildi. Dört hastada herhangi bir mutasyon tespit edilmedi. Sonuç: BTD bozukluğu olan hastaların yaşadığı sıkıntıların giderilebilmesi ve gecikme halinde ortaya çıkabilecek komplikasyonların önlenmesi için erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Hastaya ve aile bireylerine genetik danışmanlık verilerek otozomal resesif kalıtılan hastalık için prenatal tanı veya preimplantasyon genetik tanı yöntemi şansının mevcut olduğu hakkında bilgilendirme yapılması, taşıyıcı ailelerin sağlıklı çocuk sahibi olması açısından önemlidir. Anahtar kelimeler: Biyotinidaz eksikliği; BTD geni; geç başlangıçlı biyotine duyarlı multipl karboksilaz eksikliği.
Aims and objectiveWe addressed the determinants and of the factors associated with neutrophil lymphocyte (N/L) ratio in patients with COVID 19 infection and its associates with mortality.Methods: 163 participants with COVID 19 infection who were treated in the clinic and ICU were evaluated retrospectively. Demographics, laboratory findings, hospitalization duration, baseline Who and Charlson scores and mortality were assessed.Results: 163 participants 44.8 % women were evaluated retrospectively. Mean age of the patients was 55.8 ± 16.8. Mortality observed in 14.1 % of the participants. There were significant difference between the groups regarding the laboratory findings, hospitalization duration, comorbidity indexes and admission to ICU in deceased group when compared to survivors.There was a significant difference between the patients who were admitted to intensive care unit (ICU) and who were not regarding the neutrophil lymphocyte (N/L) ratio (9.56 ± 1.68 & 3.47 ± 0.31; p=0.001). there was also significant difference between the adults who died and survived (9.72 ± 1.87 & 4.03 ± 0.44; p=0.007). There were significant associations between N/L levels and CRP (OR = 0.441, 95 % CI = 0.019 -0.058; p = <0.001) D-dimer (OR=0.566, 95 % CI = 0.821 -1.541; p<0.001) as well as Who score at baseline (OR = 0.309, 95 % CI =0.990 -3.604; p<0.001). Conclusion: Neutrophil/lymphocyte ratio is associated with CRP, D-dimer and Who score at baseline but not with the mortality.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.