Purpose-Agricultural production is under heavy pressure based upon increasing world population and significant changes in the climate. In this study, the concept of digital agriculture practices and their effects on agricultural productivity is discussed. An evaluation of current circumstance is made through the cases of Doktar Inc. and Tarla.io which are digital agriculture companies located in Turkey. Methodology-This study has utilized case method to evaluate the current circumstance of digital agriculture applications in Turkey. Since digital agriculture is an area that is still in early development stage in Turkey, case method is one of the most suitable methods. 11 openended questions and subsequent interviews sent to Doktor Inc and Tarla.io General Managers via e-mail and answers are evaluated with other collected data. Findings-Digital agriculture applications are in the early development stage in Turkey. The companies that are discussed in the paper have made meaningful progress regarding raising awareness of farmers and other involved parts of agriculture sector in Turkey. While the penetration of the two companies is currently not enough both as volume and quantity, the applications used for digital agriculture by them are parallel with the applications in developed countries. Conclusion-Digital agriculture practices in Turkey have yet to be implemented in very limited, but there are steps to be taken to acceleration. To develop digital farming in Turkey, supports of government have strategic priorities. In this context, the development of a digital agriculture action plan and supporting of this strategy with related policies and implementations, like in the EU countries and USA, will enable the expansion of agricultural production vision in Turkey. Technopolis and incubation centers of universities will be able to transform the accumulated scientific knowledge into initiatives and create a digital agriculture-focused ecosystem.
Gelişen bilgi teknolojileri işletmenin tüm fonksiyonlarıyla birlikte iç denetimi de önemli ölçüde etkilemiştir. İç denetimin görevi; işletmeye değer katmak ve işletme bünyesinde bağımsız olarak danışmanlık hizmeti sunmaktır. İç denetim, işletmenin karşılaşabileceği riskleri önceden belirleyerek üst yönetimin tedbir almasını sağlamalıdır. Bilgi teknolojilerindeki değişimin ortaya çıkardığı yeni riskler işletmenin kurumsal yapısını, güvenliğini ve veri gizliliğini tehdit etmektedir. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, yeni risklere karşı iç denetim fonksiyonu da yapısı değiştirirken, riskleri etkin şekilde yönetmek için gelişen bilgi teknolojilerine uyumlu çalışması gerekmektedir. Sosyal medya, mobil cihazlar, büyük veri ve bulut bilişim teknolojilerinin işletme sistemlerine entegre olması, işletmelere sistem verimliliği açısından önemli katkı sağlamakla birlikte yeni nesil risklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Nitekim ortaya çıkan bu durum, işletmeleri riskleri yönetme konusunda zorlamaktadır. Bu çerçevede iç denetim, gelişen risklerin yönetiminde bilgi teknolojilerinden yararlanarak işletmeyi koruma altına alabilecektir. Bilgi güvenliği artık, tüm iç denetçilerin çalışmalarında önem vermeleri gereken bir risk haline gelmiş ve işletmelerin geleceği tehdit etmektedir. Bu çalışmada gelişen bilgi teknolojisinin işletmelere getirdiği risklerin neler olduğu tartışılmış ve iç denetimin bu riskleri nasıl yöneteceği ve yeni duruma nasıl adapte olması gerektiği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak iç denetim biriminin sürekli olarak gelişen teknolojilerle uyumlu biçimde faaliyet göstermesi, yeni teknolojilerin olası etkilerine yönelik analizleri yapması ve bu analizlerin sonuçları doğrultusunda proaktif şekilde riskleri yönetebilecek önlemleri alması gerekmektedir.
Teknoloji çevreleri tarafından internetten sonra hayatımıza giren en önemli teknolojik gelişme olarak tanımlanan blok zinciri, diğer bir ifadeyle dağıtık defter teknolojisi, geniş uygulama potansiyeliyle dikkat çekmektedir. İlk olarak Satoshi Nakamoto takma adıyla hala kimliği bilinmeyen bir kişi ya da grubun yayınladığı bir çalışmada tanımlanan Bitcoin adlı dijital/kripto para birimiyle duyulan blok zinciri teknolojisi, ilerleyen süreçte özellikle muhasebe ve finans alanındaki uygulama potansiyeliyle birlikte hızla geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam etmektedir. Sürekli olarak yenileri piyasaya çıkan kripto para birimleri önemli bir işlem hacmine kavuşmuşken diğer taraftan akıllı sözleşmeler gibi işletmelerin mevcut operasyonlarında önemli kaynak ve zaman tasarrufları sağlayabilecek blok zinciri teknolojilerine hızlı bir uyum süreci ortaya çıkmıştır. Çalışma ile öncelikle blok zinciri teknolojisi kısaca tanımlanmış ve teknolojinin muhasebe ve finans sektörlerindeki mevcut ve potansiyel kullanım alanlarına ilişkin değerlendirmelere yer verilmiştir. Bu kapsamda özellikle kripto para birimleri, akıllı sözleşmeler, ödeme altyapıları ve muhasebe kayıtları ve denetim konularında blok zinciri teknolojisinin mevcut ve gelecek kullanım şekilleri ele alınmıştır. Daha sonra ise blok zinciri teknolojisinin muhasebe ve finans alanlarına yönelik kullanımında sağladığı/sağlayacağı avantajlar ve dezavantajlar ortaya konarak teknolojinin olası etkileri tartışılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.