Küreselleşme, insan yaşamının her alanında etkisini git gide artırmaktadır. Küreselleşmenin ülke yaşamına olumlu ve olumsuz etkileri ile ilgili farklı görüşler olsa da dışa açık serbest piyasa ekonomi stratejileri ile ekonomisine yön veren ülkeler, çeşitli düzeylerde bu etkileri hissetmektedir. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin sahip olduğu çok uluslu şirketlerin gerçekleştirmiş olduğu uluslararası yatırımlar küreselleşme sürecinin temel faaliyetleridir. Bu süreçte, farklı ülkelerdeki düşük maliyetli ve verimliliği yüksek üretim faktörlerini üretim sürecine dahil etmek ve hedef pazarlara mümkün olduğunca yaklaşmak isteyen uluslararası yatırımcılar, her geçen zaman daha da büyümüş ve etkilerini artırmışlardır. Bu gibi faaliyetlerin yatırımların yapıldığı ev sahibi ülkelerin ekonomilerine yapmış olduğu katkı tartışılmazdır. Kuruluşundan bu yana Türkiye, küreselleşmenin etkilerini git gide daha fazla hissederek bu dünya düzeninde yerini almaya çalışmıştır. Türkiye’nin bugünkü ekonomik büyüklüğe ulaşmasında küresel ekonomik faaliyetlerin yapmış olduğu katkı tartışılmazdır. Bununla birlikte Türkiye küresel yapıya entegrasyon sürecinin olumsuz etkilerine de maruz kalmıştır. Böyle durumlarda ülke ekonomisi bu olumsuz etkiler dolayısıyla zarar görürken, ülke yönetiminin de zor ve sıkıntılı zamanlar yaşamasına neden olmuştur Bu çalışmada, küreselleşme ve büyüme arasındaki ilişki KOF küreselleşme indeksleri ve Türkiye’nin 1970 – 2018 dönemi büyüme değerleri temelinde istatistiksel olarak analize tabi tutulmuştur. Bu bağlamda, Türkiye’nin büyüme verileri ile KOF küreselleşme indeksleri, Basit Doğrusal Regresyon, Tek-Değişkenli Polinomiyal Regresyon, Basit Korelasyon ve Çoklu Korelasyon analizlerine tabi tutulmuştur. Analizler sonucunda reel GSYH değerleri ile KOF Küreselleşme İndeksleri arasında yüksek düzeyli ilişki belirlenmiştir. Dolayısıyla, büyüme ve küreselleşme arasında önemli düzeyde bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Dış ticaretin ana dağıtım noktalarının başında limanlar gelmektedir. Limanlar, dış ticaret firmalarının faaliyetlerine, maliyet, lojistik, teslim şekli, kontrol, müşteri memnuniyeti gibi birçok konuda doğrudan ya da dolaylı olarak etki etmektedir. Bu nedenle, uluslararası ticaret yapan firmalarının kritik görevlerinden biri de liman seçimidir. Firmalar açısından optimal liman tercihi, ulusal ve uluslararası iş ortaklığını da güçlendirmektedir. Bu noktada, firmaların liman tercihi etkileyen kriterlerin ve karar sürecindeki etki düzeylerinin belirlenmesi gerekmektedir. Birden fazla amacın optimizasyonunu içeren liman seçimi, çok kriterli karar verme problemi olarak dikkate alınmaktadır. Bu çalışmada, Antalya limanı hinterlandında faaliyet gösteren firmaların liman tercihini etkileyen kriterlerin belirlenmesi ve karar sürecinde ağırlıklarının sıralanması amaçlanmaktadır. Karar kriterleri arasındaki etkileşimi kullanarak, kriter ağırlıklarını belirleyen Bulanık Dematel yönteminin uygulandığı çalışmada, maliyet, liman hizmetleri, fiziki koşullar ve diğerleri olmak üzere 4 ana kriter altında, 21 adet alt kriter belirlenmiştir. Çalışmada, diğer kriterler ile en yüksek düzeyde ilişkide bulunan kriterler sırasıyla iç nakliye masrafı, limanın konumu, teslim şekli ve iç nakliye bağlantısı olarak belirlenmiştir. Kriter ağırlıkları açısından incelendiğinde, en önemli kriterlerin sırasıyla, iç nakliye masrafı, limanın konumu, iç nakliye bağlantısı, teslim şekli ve navlun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.