ÖzetBu çalışmanın amacı, 1980'lerin sonlarından itibaren uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde yer edinmeye başlayan feminist uluslararası ilişkiler yaklaşımlarının, alanın en temel ve cinsiyetçi kabul edilen konularından güvenliğe ilişkin temel görüşlerini ve eleştiri noktalarını ortaya koymaktır. Feministler, disiplinin geneline hâkim olan erkek bakış açısının ve maskülen değerlerin kendisini en çok güvenlik konusunda hissettirdiğini ve günümüz güvenlik sorunlarında da bu bakış açısının etkili olduğunu ileri sürmektedirler. Ayrıca güvenlik alanında kadınların görünür kılınmasının ve kadın deneyimlerinin dikkate alınmasının disipline çok önemli katkılar sağlayacağını da belirtmektedirler. Bu çalışmada öncelikle, uluslararası ilişkilerde feminist yaklaşımların güvenlik tartışmalarında nasıl yer aldığı ve güvenliğin tanımı, realizmin güvenliğe ilişkin yaklaşımlarını ne çerçevede değerlendirdiği ortaya konulmaya çalışılacaktır. Daha sonra ise, feminizmin güvenlik konusunun şiddet, savaş ve barış gibi alt başlıklarına ilişkin görüşleri ele alınıp, bu çerçevede eleştirilerinin alana neler katabileceği analiz edilecektir.Anahtar Sözcükler: Feminizm, güvenlik, realizm, şiddet, savaş The Analysis of Security Subject in means of Feminist International Relations Approaches AbstractThis article aims to analyze the key views and criticism of feminist international relations approaches about security which is accepted as one of the most basic and sexist subjects of the field. Feminists argue that masculine point of view and values dominating the discipline are mostly found in security subject and this point of view is influential on the current security problems. Besides, they state that if women become more visible in security field and if their experiences are taken into consideration, very important contributions will be provided to the discipline. In this study, initially, the place of feminist international relation approaches in security discussions will be explained; the definition of security will be made; and the approaches of realism and its scope of evaluation will be asserted. Next, the opinions of feminism about violence, war and peace which are subtitles of security subject will be discussed and the possible contributions of their criticisms will be evaluated.

2000 yılında, küresel çapta feminist hareketlerin baskı ve çabalarıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 1325 sayılı karar oybirliğiyle kabul edilmiştir. Bu karar savaş ve barışta kadınların, çatışmaların çözümü ve barış süreçlerine katılımlarını sağlayarak, hem şiddetten korunmalarını hem de görünür kılınmalarını mümkün kılacak bir küresel model kurmayı hedeflemiştir. 1325 sayılı kararın sonrasında tesis edilen on Güvenlik Konseyi kararıyla birlikte Kadın, Barış ve Güvenlik başlıklı bir alan/gündem inşa edilmiştir. Bu alan katılım, çatışmayı önleme, koruma, yardım ve iyileşme boyutları çerçevesinde cinsel şiddetle mücadele, barışın korunması, kapsayıcı katılım gibi konuları temel alan bir gündem içermektedir. Kadın, Barış ve Güvenlik gündemini çok sayıda devletin yanı sıra NATO, AB gibi örgütler de eylem planlarıyla politikalarına entegre etmektedirler. Ancak pandemi koşullarının da etkisiyle içinde bulunduğumuz 2022 yılına kadar ki gelişmeleri dikkate aldığımızda, kadınların hala barış sürecinde gerek karar verici gerek uygulayıcı olarak son derece az temsil edildikleri, Ukrayna savaşı örneğinde olduğu gibi çatışma ortamında cinsel şiddete maruz kalmaya devam ettikleri görülmektedir. Bu çalışmada Kadın, Barış ve Güvenlik gündemi temelinde Güvenlik Konseyi kararları ortaya koydukları hedefler, üye devletlere zorunlu kıldığı uygulamaların yanı sıra eksiklikleri ve tartışmalı noktalarıyla birlikte feminist güvenlik yaklaşımı temelinde analiz edilecektir.

No abstract

Makedon azınlık konusu, 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Makedonya ile kurulduğu tarihten bu yana ülkesindeki farklı etnik, kültürel ve dinsel grupların varlığını tanımaya yanaşmayan Yunanistan arasında önemli bir sorun alanıdır. Yunanistan'ın azınlıklara yönelik uyguladığı tanımama politikasının sosyal, ekonomik ve güvenlik temelli birçok nedeni olmakla birlikte, özellikle Makedon azınlık örneğinde, Yunan ulus inşa sürecinin temel parametrelerinin zarar görebileceği ve Yunan ulusal kimliğinin tartışılmasına neden olabileceği inancı ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada Makedon azınlığın dil, kültür, eğitim, siyasal haklar temelinde yaşadığı çeşitli sorunlar, ortak bir ad, tarih, dil ve kültür etrafında oluşturulan Yunan ulus inşa süreci temelinde analiz edilmeye çalışılacaktır.