ÖzetYaş ve toplumsal cinsiyetin oluşumu sürekli olup, zaman, mekan ve en önemlisi dahil olunan kültüre göre değişiklik gösterebilmektedir. Yaş; tıpkı toplumsal cinsiyet kavramı gibi, toplum içerisinde bireylerin bir gruba dahil olup olmayacağını ve dahil olduğu grup içerisinde hem uyması gereken kuralları hem de deneyimlerini belirleyen bir unsurdur. Nasıl ki, toplumsal cinsiyet, yaşamın her aşamasında ve her koşulda yeniden üretiliyorsa, yaş da yalnız bireyler tarafından değil, bireyin etrafını saran toplum tarafından her adımda yeniden inşa edilmektedir. Üstelik, hem toplumsal cinsiyetin hem de yaşın bu yeniden inşa süreçleri, birbirlerinden bağımsız değildir. Bireylerin deneyimleri ve fikirleri, söz konusu iki kategorinin etkileşimi neticesinde şekillenmektedir. Bu çalışmada; her iki kavramın benzerlikleri, etkileşimi ve birbirlerinin yeniden üretimindeki rollerini, yaşamın erken dönemlerinden itibaren deneyimlenen süreçler olarak incelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, toplumsal cinsiyeti oluşturma ve yaşı oluşturma kavramlarından söz edilmiş ve ikisi arasındaki etkileşim çeşitli çalışmalarla örneklendirilmiştir.
Öz: Yaşlanma süreci varoluşçu perspektiften yararlanan gerontologlara göre, bir yolculuk ve bu yolculuk neticesinde otantik oluşa ulaşmanın hedeflendiği bir fenomen olarak yorumlanmaktadır. Anlatı ise, bu süreci somutlaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Antik Çağ'dan günümüze değin çeşitli düşünürler yaşam öyküsünün bireyin varoluşu ve otantisitesi üzerindeki etkisinden söz etmiştir. Bu çalışmada yaşlanma, anlatı ve otantisite arasındaki ilişki çeşitli bakış açılarından yararlanılarak varoluşçu perspektiften incelenmiştir. Anlatı, varoluşsal bir yolculuk olan yaşlanmayı zamansallık, öznelerarasılık ve geçiciliğini somutlaştırmada ve bireyin kendisine karşı doğru olması olan otantisiteye ulaşmada önemli bir işleve sahiptir. Yaşamın ve yaşlanmanın sürekli bir devinim halinde oluşu, anlatının da değişebilirliğini belirlemektedir. Bu nedenle, bireyin kendi yaşam öyküsünü gözden geçirmesi ve kabullenerek devam edebilmesi hem yaşlanmanın hem de anlatının öznel yapısı açısından oldukça önemlidir.
Subjective age is a concept that represents the age experienced by the individual subjectively. Traditionally, it is asked, “how old do you feel?”. However, over time, various sub-dimensions have been defined and examined in various studies. Studies on the concept of subjective age and its sub-dimension, age identity were reviewed in this review. According to studies, an individual's subjective age is a factor that determines well-being, health, motivation, social participation, and experiences in the aging process. Contrary to the chronological age, which is accepted as the onset of old age, the subjectivity of the aging process and the contexts in which the aging process takes place to determine whether the individual feels old and other factors on which this situation is effective. Moreover, while age identity is affected by the social structure and life situation, it also affects the later experiences of the individual. In this sense, it is revealed that there is a bidirectional relationship with the life situation but the subjective experiences of the aging individual should be taken into account when conducting age-related studies.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.