ÖZETAMAÇ: Çalışmanın amacı, ligatür teli ile bağlanan geleneksel braket sisteminin kullanıldığı sabit ortodontik tedavilerin ağız kokusu ve periodontal dokular üzerindeki etkisinin değerlendirilmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Daimi dişlenme dönemindeki sabit ortodontik tedavi ihtiyacı olan, kronolojik yaşları 12-18 arasında değişen 35 birey çalışmaya dahil edildi. Geleneksel braket sistemi (GB; n=20) ile tedavi edilenler Grup 1'i, tedavi edilmeyen ve kontrol grubunu oluşturanlar ise Grup 2'yi oluş-turdu (n=15). Hastaların gruplara dağılımları rastgele olarak yapıldı. Her grupta ağız kokusu ölçümü, plak indeks, cep derinliği, gingival indeks, sondlamada kanama indeksi ve dil üzeri eklenti skorları ölçümleri yapıldı. Tedavi grubunda ölçümler, braketleme yapılmadan hemen önce (T1), alt-üst çene braketleme yapılmasından bir hafta sonra (T2) ve braketlemeden dört hafta sonra (T3) yapıldı. Aynı dönemlerde kontrol grubunun ölçümleri de tekrarlandı. Ağız kokusunu belirleyen volatil sülfür komponentleri Halimeter cihazı yardımıyla ölçüldü.BULGULAR: Braketlemeden bir hafta sonra (T2-T1), GB grubunda plak indeksi, cep derinliği ve sondlamada kanama indekslerindeki artış, kontrol grubuna göre önemli dü-zeyde farklı bulundu (p<0.05). Her iki grupta da gingival indeks ve dil üzeri eklenti skorlarında önemli farklılık bulunmadı. Braketlemeden bir ay sonra ise (T3-T1), GB grubunda plak indeksi, cep derinliği ve gingival indeksteki artışın kontrol grubuna göre farklı olduğu tespit edildi (p<0.05). Kontrol grubunda tüm değerlendirme zamanlarında ağız kokusunda önemli olmayan düzeyde artış olduğu saptandı. GB grubunda ise birinci haftada önemli olmayan düzeyde artış, bir ay sonra ise önemli olmayan düzeyde azalma bulundu.
[Abstract in English is at the end of the manuscript]
GİRİŞKötü ağız kokusunu ifade eden halitozis, fizyolojik ve/veya patolojik nedenlere bağlı olarak gelişebilmekte-dir.1 Fizyolojik halitozis; alınan yiyecekler veya alkol tü-ketimi, sigara kullanımı gibi alışkanlıklarla ortaya çıkmakta olup geçicidir.1,2 Patolojik halitozis ise kulak burun boğaz hastalıkları (kronik sinüzit, tonsilit), gastrointestinal sistem hastalıkları (gastroözefagal reflü, malabsorbsiyon sendromları, gastrik karsinomalar ve bazı enterik enfeksiyonlar) veya bazı sistemik hastalıklar (diabetus mellitus, akut romatizmal ateş) gibi ağız dışı etkenlere bağlı olarak gelişebileceği gibi, daha sıklıkla dişlerde, periodontal ceplerde, tükrükte ve dil sırtında bulunan anaerob mikroorganizmalar gibi ağız içi etkenlerle oluşabilmektedir. 1,[3][4][5] Epitel döküntüleri, azalmış tükrük, periodontitis, gingivitis, dil dorsumunda ve interdental bölgedeki plak tabakası, yiyecek artıkları, dişeti oluğu sıvısı, postnazal akıntı ve kandaki sülfür içeren aminoasit ve peptidlerin, ağız içinde bulunan anaerob mikroorganizmalar tarafın-dan proteolitik yıkımı ile açığa çıkan hidrojen sülfit, metil merkaptan ve dimetil süfitten oluşan volatil sülfür bileşenlerinin (VSB) ağız kokusunun oluşumunda etkili olduğu bildirilmektedir.3,6,7 VSB miktarının, periodontal ceplerin s...