Öz Bellek, bütün canlıların sahip olduğu, özellikle insanoğlunun geçmişte yaşadığı anılarını sakladığı bir depo gibidir. Sinema ise belleği bugüne taşıyan en önemli araçlardan biri olduğu için sinemanın bellek ile ilişkisinin ortaya konulması gerekir. Bu çalışmada, İran toplumunda kadınların geçmişi (bellekte bastırılan olaylar), Modern İran Sineması'nda kadın temalı politik filmler içerisinde gösterilen 2005 yılı yapımı "Border Kafe" filmi üzerinden incelenmiştir. Bu bağlamda geçmişin olaylarını bugünün şartları doğrultusunda kendine göre yorumlayan yönetmen Partovi'nin "Border Cafe" filminde, olayların öznesi konumunda yer alan kadını, geçmişin pasif ve öteki kadınına inat, daha modern ve mücadeleci bir tasarım içerisinde sunarak belleği yeniden inşa ettiği, böylelikle protez bir bellek oluşturduğu görülmüştür.
MODERN İRAN SİNEMASI'NDA AYNA METAFORUNUN KULLANIMI • USING OF THE MIRROR METAPHOR IN MODERN IRANIAN CINEMA Dilek ULUSAL** Öz Temel anlatıyı görüntüler üzerinden oluşturan sinemada sembolik ve metaforik anlatımın önemi tartışılamaz. Dünyada İran Sineması hem metaforik anlatımı ustaca kullanımı ile ün yapmış bir sinema olduğu hem de İran İslam Devrimi'nden sonra kadınların aile ve toplum içerisinde yaşadıkları sorunları metaforik anlatım eşliğinde sunmaları sebebiyle çalışma kapsamına alınmıştır. Bu çalışma Modern İran Sineması'nda ayna metaforunun önemini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda Modern İran Sineması'nda Kadın Temalı Politik Filmler içerisinde yer alan ve kadın ile ayna arasında metaforik bir ilişkinin kurulduğu Elma (1998), Saklı Yarı (2001), Baran (2001), Çarşamba Ateşi (2006) filmleri bu çalışmada nitel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir.
Cinema is a social practice where myths about femininity and masculinity are produced, reproduced, and represented. Within this context, in cinema which produces feminine myths and forms female representations by reproducing them, feminist narratives are incontrovertible. In this study, female characters in political woman theme film Ten, directed in 2002 by Abbas Kiarostami who is recognized as one of the most successful directors of Modern Iranian Cinema, are examined in terms of feminist film theory. As a result of the study, it was observed that the director Kiarostami uplifted the identity of women by the narrative of the female characters he placed in the subject position of the film and tried to overthrow the established perception towards the women who were qualified as “the other” in Iranian society, through cinema.
Animation in cinema, which appeals not only to children but also adults, is one of the most important film genres that has existed since the birth of cinema. As in the other genres of cinema, feminist discourse formed through female characters is remarkable in animated cinema. This study aimed to present the feminist narratives in animated films, one of the most popular film genres today. In this context, computer-animated fantasy film Brave, regarded as one of the feminist films in animation cinema, was included in the scope of the study and was investigated in line with feminist film theory. The study revealed, as opposed to the powerless and passive woman image imposed by the patriarchal structure in society, the female characters in this film were represented as strong, brave, and free as designed by feminist ideology.
Cinsiyetçi ayrımların yaşandığı ve ataerkil yapının egemen olduğu erken modern dönemde erkek kimliği, gücü ve hegemonyayı temsil ederken, kadın kimliği bağlı olmayı ve ötekiyi temsil etmiştir. Zira modernizmin yerini postmodernizme bıraktığı günümüz dünyasında cinsiyetçi ayrımlar belirsiz hale gelmiştir. Cinsiyetlerin iç içe geçtiği bu dönemde erkeklik kimliği, “post feminist erkeklik” şeklinde temsil edilmeye başlamıştır. Günümüzde post feminist erkeklik temsilinde görsel içerikler sunan televizyonun rolü büyüktür. Televizyonda yayınlanan dizi, film, reklam gibi içeriklerde post feminist erkeklik temsillerini görmek mümkündür. Son dönemlerde post feminist erkeklik temsillerine özellikle televizyonda yayınlanan romantik komedi dizilerinde sıklıkla rastlanmaktadır. Bu bağlamda çalışmada romantik komedi türündeki “Erkenci Kuş” dizisi, post feminist erkeklik temsili bağlamında göstergebilimsel analiz yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma sonucuna göre, Erkenci Kuş dizisinin ana karakteri Can Divit’in dizide postmodern dönemin post feminen (metroseksüel) erkeğini temsil ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Dizinin birçok sahnesinde çıplak, atletik, bakımlı ve seksi bedeni gösterilen karakterin dizide cinsel kimlikte idealize edilen metroseksüel erkeği temsil ettiği ortaya konulmuştur. Dizideki karakterin saç, sakal ve giyim tarzı, gündelik yaşam aktiviteleri ve mesleki uğraşlarının da incelendiği bu çalışmada karakterin günümüzün post feminen erkeklik imajını yansıttığı tespit edilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.