Covid-19, ortaya çıktığı ilk andan itibaren kitleleri pek çok alanda olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler bireylerin davranışsal alanlarında da etkisini göstermektedir. Bu olumsuz etkiler düşünülerek çalışmada, Covid-19 pandemisi sürecinde aile içi iletişimin incelenmesi amaçlanmış ve bu amaçla bir anket çalışması yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini Türkiye genelinde 371 kişi oluşturmaktadır. Çalışmada ilk olarak aile içi iletişimi ölçen 16 madde açımlayıcı faktör analizine tabi tutulmuş ve bu maddeler 3 faktöre indirgenmiştir. Bu faktörler, “aile içi ilişki”, “duygusal ve finansal güç” ve “çevresel destek ve ebeveynlik” olarak adlandırılmıştır. Güvenilirlik analizinden elde edilen sonuçlara tüm ölçeğe ilişkin Cronbach alfa değeri 0,886, birinci faktöre ilişkin Cronbach alfa değeri 0,817, ikinci faktöre ait Cronbach alfa değeri 0,823 ve üçüncü faktöre ait Cronbach alfa değeri ise 0,785 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlardan hareketle tüm ölçeğin ve elde edilen alt boyutlarının oldukça güvenilir olduğu ifade edilebilmektedir. Daha sonra araştırmada yer alan demografik değişkenlerin grupları arasında elde edilen faktörler bazında anlamlı bir farklılığın mevcut olup olmadığını değerlendirmek için bağımsız örneklem t testi ile ANOVA’dan yani tek yönlü varyans analizinden faydalanılmıştır. Araştırmanın sonucunda bazı faktörler göz önünde bulundurulduğunda gelire, cinsiyete, öğrenim düzeyine, medeni duruma ve çalışma durumuna göre gruplar arasında aile içi iletişim açısından anlamlı farklılıklar olduğu görülmektedir.
Sosyo – ekonomik kalkınmada en etkili büyüme faktörlerden biri eğitimdir. Bir ülkenin kalkınma sürecindeki performansı, eğitim sisteminin etkinliği ile yakından ilgilidir. Eğitim iktisadi ve sosyal kalkınmada lokomotif güç olarak, iyi eğitilmiş insan gücüne yani beşerî sermayeye sahip olan ülkelerin küresel piyasada daha aktif olmalarını ve gelişmelerini sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin de üye olduğu OECD topluluğundaki 37 ülkeyi sosyo - ekonomik ve eğitim göstergeler dikkate alınarak sınıflandırmaktır. Eğitim göstergeleri olarak OECD tarafından hazırlanan ve yayınlanan PISA skorları kullanılmıştır. Ülkelerin bahsedilen göstergelere göre kümelenmesi için hiyerarşik ve hiyerarşik olmayan kümeleme analizleri uygulanarak birbirine benzer özelliklere sahip olan ülkeler gruplandırılmış, böylelikle homojen alt gruplar oluşturulmuştur. Hiyerarşik kümeleme analizinde Ward yöntemi ve Kareli Öklid uzaklığı, hiyerarşik olmayan kümeleme analizinde ise k-ortalamalar yöntemi kullanılmıştır. Çalışma bulgularına göre Fransa, Finlandiya, Japonya gibi gelişmiş ülkeler homojen özellikler göstererek aynı kümede içerisinde yer alırken Lüksemburg’un diğer ülkelere nazaran farklı yapıda özellikler gösterdiği ve tek başına bir küme oluşturduğu dikkat çekmiştir
Gender equality means that women and men have equal rights in many fields, and that all individuals benefit from all social services equally without any discrimination. Inequality in this area is called gender inequality. Various measurement tools have been developed to measure gender inequality. The Social Institutions and Gender Index (SIGI) is one of these measurement methods. In the study, discrimination in the family and restricted civil liberties, which are two sub-dimensions of SIGI, are discussed and the relationship between them is investigated within MENA countries. In the investigation of this relationship, nonlinear canonical correlation analysis, which is one of the multivariate statistical methods and used in the analysis of categorical variables, is preferred. As a result of the analysis, the existence of the relationship between the variables belonging to the sub-dimensions is confirmed by the Chi-Square independence test, and the strength of the relationship is determined by calculating the contingency coefficient obtained as a result of this test. According to the findings, a very high correlation is determined between the two sub-dimensions and most of the variables of these sub-dimensions.
Many precautions have been taken in many areas due to Covid-19, which was first seen in our country in March 2020. One of the measures is the transition to distance education in universities. Due to epidemic, many people have been worried. In this study, it is examined whether the coronavirus anxiety of university students had an effect on their motivation. So, a questionnaire including personal information form, coronavirus anxiety and motivation scale is applied to Çukurova University's students. 329 students in different departments voluntarily participated. Firstly, factor analysis is applied to the findings obtained from the motivation scale, and 21 variables are reduced to 5 factors. Then, t-test is used to examine whether demographic variables have an effect on motivation. Then, whether the coronavirus anxiety scale has an effect on motivation is examined by regression models and it is concluded that coronavirus anxiety has no effect on student motivation.
2019 yılı Aralık ayının sonlarında ilk kez görülen ve 2020 yılının Ocak ayında tanımlanan Covid-19 virüsüne ait ülkemizde tespit edilen ilk vaka 11 Mart 2020 tarihinde açıklanmış ve bu durumdan ötürü acil önlemler alınmaya başlanmıştır. Salgın tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde eğitim dahil pek çok alanda önemli etkilere sebebiyet veren radikal kararlar alınmasına neden olmuştur. 18 Mart 2020 tarihinde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç üniversitelerde 23 Mart gününden itibaren dijital imkânlar ile uzaktan eğitime geçileceğini duyurmuştur. Buradan hareketle bu çalışma kapsamında, Covid-19 sürecinde Çukurova Üniversitesinde uygulanmakta olan uzaktan eğitim programına ilişkin öğrencilerin memnuniyetlerini değerlendirmek amacıyla cinsiyet, yaş, gelir vb. demografik bilgileri belirlemek için Kişisel Bilgi Formu ve uzaktan eğitime yönelik memnuniyeti değerlendirmek için ise Memnuniyet Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan çalışmaya, Çukurova Üniversitesinde farklı bölümlerde okuyan 241 öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Memnuniyet ölçeğinden elde edilen bulgulara öncelikle faktör analizi uygulanmış, faktör analizi sonucunda 21 değişken 3 faktöre indirgenmiştir. Ardından demografik değişkenlerin uzaktan eğitim memnuniyet algısı üzerinde bir etkisinin olup olmadığını incelemek amacıyla yapılan analizlerde bağımsız örneklem t testi ve ANOVA yöntemlerinden faydalanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre cinsiyet, herhangi bir işte çalışanlar için kendisinin gelir durumu, evde bulunan bilgisayar sayısı, okuyan kardeş sayısı, uzaktan eğitime bağlanılan cihaz türü veya türleri değişkenlerinin katılımcıların uzaktan eğitime yönelik memnuniyetleri üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı gözlemlenmiştir. Bununla birlikte evde internet bağlantısının olup olmaması durumunun, herhangi bir işte çalışıyor olma durumunun ve katılımcının kendine ait odasının bulunup bulunmaması durumunun ise memnuniyet üzerine etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.