olduğu bildirilmiştir. [4] VTE'nin gerçek insidansı tam olarak bilinmemekle birlikte, hastanede cerrahi işlem geçiren hastaların %25'inden fazlasının VTE'den etkilendiği ve VTE açısından en riskli cerrahi tiplerinin diz ve kalça artroplastisi, büyük kemik kırıkları ve kanser cerrahisi gibi majör cerrahiler olduğu bildirilmiştir. [5] Gerçek insidansın tam olarak bilinmemesinin nedeni, asemptomatik VTE'lerin saptanmasındaki zorluklar ve ameliyat sonrası kısa ve/veya uzun dönemdeki VTE insidansının çoğunun çalışmada göz ardı edilmiş olmasıdır. Gerçekte, hastane ilişkili ölümlerin %70 kadarı PE nedenlidir ve bu tanı çoğu zaman ancak otopsi ile doğrulanabilir.VTE komplikasyonlarını azaltmaya yardımcı olmak amacıyla hazırlanan Amerikan Göğüs Hekimleri Birliği VTE Profilaksi Rehberi (AT9) ve Amerikan Ortopedik Cerrahlar Akademisi (AAOS) VTE Profilaksi Rehberi gibi güncel kılavuzlar dünya çapında kabul edilip VTE profilaksisinde cerrahlar tarafından kullanılmasına G enellikle asemptomatik olarak seyreden derin ven trombozunu (DVT) ve mortal seyredebilen pulmoner embolizmi (PE) kapsayan bir terim olan venöz tromboembolizm (VTE), ameliyat döneminde morbiditeyi, mortaliteyi ve hastanın sağlık maliyetlerini arttıran önemli bir problemdir. Yaklaşık bir milyon kadın üzerinde yapılan bir çalışmada, hastanede yatarak cerrahi işlem geçiren kadınların, ameliyat sonrası altı hafta içerisinde VTE nedeni ile tekrar hastaneye başvuru sayısının, ameliyat olmayanlara göre 70 kat fazla olduğu saptanmıştır. [1] Bazı çalışmalarda, hastane ile ilişkili ölümlerin %10'unda VTE'nin sorumlu olduğu tahmin edilmiş ve VTE'ye bağlı mortalite oranlarının, meme kanseri, kalp krizi ve serebrovasküler nedenlere bağlı ölümlerden daha yüksek olduğu gözlenmiştir. [2,3] Hem hastanede yatış sürelerinin, hem de geçirilen operasyonların VTE riskini arttırdığı öngörülmekle birlikte, geçirilen major cerrahilerin VTE açısından tek başına en önemli risk faktörü Venöz tromboembolizm (VTE), kalça ve diz artroplastilerinde, büyük kemik kırıkları ve tümör cerrahisinde ameliyat döneminde ortaya çıkan, morbiditeyi, mortaliteyi ve hastanın sağlık maliyetlerini arttıran önemli fakat önlenebilir bir problemdir. Cerrahlar, uzun zamandır bu önemli komplikasyondan korunmaya çalışmaktadırlar. Korunmayı sağlamak için öncelikle oluş mekanizmasının aydınlatılması gerekir. Son yıllarda büyük adımlar atılmasına rağmen, VTE'nin karmaşık oluş mekanizması henüz tam olarak açıklanamamıştır. Bu nedenle güncel profilaksi rehberleri sorunu önlemekte başarısız kalmaktadır.Anahtar sözcükler: venöz tromboembolizm; derin ven trombozu; pulmoner emboli; profilaksi; ameliyat dönemi komplikasyonlar; artroplasti Venous thromboembolism (VTE) remains a major problem that increases morbidity, mortality and health costs in hip and knee replacement surgery, major bone fractures and oncologic surgery which emerges during the perioperative period and is a preventable perioperative complication. Surgeons have been trying to avoid this complication for a long period of time. The mechanism must be underst...

Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği antibiyotik salınımı sağlamak için de kullanılmaktadır. Kemik çimentosu olarak bilinen polimetilmetakrilat (PMMA), toz halindeki polimer ve sıvı halindeki monomerin karıştırılmasıyla kıvam alıp, yaklaşık 60-80° sıcaklığa ulaşan ve egzotermik tepkimeyle sertleşen bir biyomateryaldir. [8] Polimer ve monomerin karıştırılması esnasında içine antibiyotik ilave edilerek yerleştirildiği biyolojik ortamlarda bu antibiyotiklerin yüksek konsantrasyonlarda salındığının fark edilmesinden bugüne 40 yıla yakın süre geçmiş olmasına rağmen, halen antibiyotikli çimento üzerine tartışmalar devam etmektedir. [9] ANTİBİYOTİKLİ ÇİMENTODAN BEKLENTİLER İdeal bir antibiyotikli kemik çimentosundan beklenen özellikler; yüksek salınım hızı, uzun salınım süresi ve çimentonun mekanik sağlamlığıdır. [17][18][19][20][21] Tüm bu beklentiler, antibiyotikli çimentonun porozitesine dayanmaktadır. Porozite, antibiyotiksiz çimentonun elle karıştırılması sırasında hacimsel farklar ve kimyasal tepkime nedeniyle oluşan farklı boyutlarda boşluklara verilen isimdir. Yapılan araştırmalar çimentoda por K emik enfeksiyonu, diğer adıyla osteomiyelit, kemiğe ait biyolojik nedenlerden ötürü tedavisi çok zor bir durumdur. Ortopedik cerrahide tespit amaçlı kullanılan biyo-materyaller, osteomiyelit gelişme riskini arttırmakta ve tedaviyi zorlaştırmaktadır. Bu durumu açıklayan birçok etmen olmakla beraber, bakterilerin implant üzerinde biyofilm yapması bunların en önemlilerinden biridir. [1][2][3][4] Büyük oranda polisakkarit yapıda olan biyofilm, bazı bakteriler tarafından sentezlenen ve özellikle bakterilerin birbirlerine ve biyo-materyal yüzeylere tutunmasını sağlayan bir biyolojik tabakadır. [5,6] Biyofilm, bakterileri bağışlık sisteminden ve antibiyotiklerin diffüzyonundan koruyan bir mikro-bariyer olarak karşımıza çıkar. [7] Kemiğe ait biyolojik nedenler ve implantların üzerini kaplayan biyofilm, implant kullanılan ortopedi ameliyatları sonrası enfeksiyonun tanı ve tedavisini sürekli tartışılan bir konu olarak günümüze kadar getirmiştir. Kemik çimentosu asıl olarak implantların kemiğe tespiti için kullanılmak üzere geliştirilmiş olsa da osteomiyelit tedavisinde lokal olarak yüksek konsantrasyonda Antibiyotikli kemik çimentosu hazırlama tekniği