Study DesignA retrospective study.PurposeThe aim of this study was to evalute the effects of mitomycin-C, sodium hyaluronate and human amniotic fluid on preventing spinal epidural fibrosis.Overview of LiteratureThe role of scar tissue in pain formation is not exactly known, but it is reported that scar tissue causes adhesions between anatomic structures. Intensive fibrotic tissue compresses on anatomic structures and increases the sensitivity of the nerve root for recurrent herniation and lateral spinal stenosis via limiting movements of the root. Also, neuronal atrophy and axonal degeneration occur under scar tissue.MethodsThe study design included 4 groups of rats: group 1 was the control group, groups 2, 3, and 4 receieved antifibrotic agents, mitomycin-C (group 2), sodium hyaluronate (group 3), and human amniotic fluid (group 4). Midline incision for all animals were done on L5 for total laminectomy. Four weeks after the surgery, the rats were sacrificed and specimens were stained with hematoxylin-eosin and photos of the slides were taken for quantitive assesment of the scar tissue.ResultsThere was no significant scar tissue in the experimental animals of groups 2, 3, and 4. It was found that there was no significant difference between drug groups, but there was a statistically significant difference between the drug groups and the control group.ConclusionsThis experimental study shows that implantation of mitomycin-C, sodium hyaluronate and human amniotic fluid reduces epidural fibrosis and adhesions after spinal laminectomy in rat models. Further studies in humans are needed to determine the complications of the agents researched.
Brain abscess is a rare disease in childhood requiring prompt medical and/or surgical treatment. The objective was to review presentation, management, and outcome of brain abscess in children. We reviewed the clinical and radiological features and outcomes of 18 children (10 females, 8 males), with a median age of 48 months (range 1-182), that presented with brain abscesses and admitted to a tertiary pediatric infectious department between December 2010 and January 2017. One (5.5%) patient underwent craniotomy and 14 (77.7%) had burr hole aspirations. The most common localization was the frontal lobe (33.3%). The survival rate was 94.4%, and long-term neurological sequelae affected 27.7% of the patients. Empiric treatment choices require knowledge of common pathogens and local resistance. The most predominant infections were still upper respiratory infections. Clinicians may treat the children with appropriate choice and duration of antibiotic treatment for upper respiratory tract infections.
Amaç: Bu çalışmada COVID-19 hastalarına bakan infekte sağlık çalışanlarının temas risk durumlarının belirlenmesi ve hastalık durumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: COVID-19 geçiren sağlık çalışanları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Hastalarla olan yakın temasları, kişisel koruyucu ekipman kullanımlarına göre yüksek, orta, düşük riskli veya risksiz temas olarak sınıflandırılmış ve bulaşma düzeyleri değerlendirilmiştir. İnfekte olduktan sonra gelişen semptomlar ve hastalığın ağırlığı belirlenmiştir. Bulgular: Çalışma süresi boyunca toplam 82 sağlık çalışanı infekte olmuştur ve sadece %2'sinde yüksek riskli temas vardı. Risksiz temas ise %71'inde saptanmıştır. Başlıca bulaşma kaynağı olarak ise toplum/aile kaynaklı bulaşma saptanmıştır. İnfekte sağlık çalışanlarının %82'sinde en az bir semptom gelişmiştir. Ateş (%65) ve kuru öksürük (%54) en sık görülen semptomlardı. Klinik ağırlıklarına göre %66'sı, hastalığı hafif şekilde atlatmıştı. Yalnızca bir sağlık çalışanı ağır hastalık tablosu gösterdi. COVID-19 saptanan sağlık çalışanlarının tamamı iyileşerek taburcu edilmiştir. Sonuçlar: Sağlık çalışanlarına COVID-19 bulaşması riski artmıştır. Uygun kişisel koruyucu ekipman kullanımının yanında, sosyal ortamlarda da maske ve sosyal mesafe kurallarına uyulmalıdır.
AIm: Experimental and clinical studies have revealed that hippocampal DBS can control epileptic activity, but the mechanism of action is obscure and optimal stimulation parameters are not clearly defined. The aim was to evaluate the effects of high frequency hippocampal stimulation on cortical epileptic activity in penicillin-induced epilepsy model. mAterIAl and methOds: Twenty-five Sprague-Dawley rats were implanted DBS electrodes. In group-1 (n=10) hippocampal DBS was off and in the group-2 (n=10) hippocampal DBS was on (185 Hz, 0.5V, 1V, 2V, and 5V for 60 sec) following penicillin G injection intracortically. In the control group hippocampal DBS was on following 8µl saline injection intracortically. EEG recordings were obtained before and 15 minutes following penicillin-G injection, and at 10th minutes following each stimulus for analysis in terms of frequency, amplitude, and power spectrum.results: High frequency hippocampal DBS suppressed the acute penicillin-induced cortical epileptic activity independent from stimulus intensity. In the control group, hippocampal stimulation alone lead only to diffuse slowing of cerebral bioelectrical activity at 5V stimulation.COnClusIOn: Our results revealed that continuous high frequency stimulation of the hippocampus suppressed acute cortical epileptic activity effectively without causing secondary epileptic discharges. These results are important in terms of defining the optimal parameters of hippocampal DBS in patients with epilepsy. ÖZAmAÇ: Deneysel ve klinik çalışmalar hipokampal DBS'nun epileptik aktiviteyi kontrol edebildiğini göstermektedir, ancak etki mekanizması ve optimal stimulasyon parametreleri açıkça bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı, penisilinle indüklenmiş deneysel epilepsi modelinde hipokampusun yüksek frekanslı uyarılmasının kortikal iktal aktivite üzerindeki etkilerini araştırmaktır. yÖntem ve GereÇ: Yirmi beş Sprague-Dawley rata hipokampal derin beyin elektrodu yerleştirildi.Grup-1 (n=10)'de intrakortikal penisilin G enjeksiyonundan sonra hipokampal DBS kapalı kaldı. Grup-2 (n=10)'de intrakortikal penisilin G enjeksiyonundan sonra, kontrol grubu (n=5)'nda ise intrakortikal 8µl salin enjeksiyonundan sonra hipokampal DBS açık tutuldu (185 Hz, kademeli artan uyarı şiddeti ;0.5, 1V, 2V, 5V, uyarı süresi 60 sn). Deneklerin EEG kayıtları Penisilin G/salin enjeksiyonundan önce, sonraki 15. dakikada ve her bir hipokampal uyarıdan sonraki 10. dakikalarda elde edildi. EEG kayıtları frekans, amplitüd ve güç spektrumu açısından analiz edildi.BulGulAr: 185Hz frekansında hipokampal DBS'nun penisilinin indüklediği akut kortikal iktal aktiviteyi uyarı şiddetinden bağımsız olarak baskıladığı görüldü. Kontrol grubunda artan şiddetlerde uygulanan hipokampal DBS'nun epileptik deşarj oluşturmadığı, yalnızca 5V uyarı sonrasında serebral biyoelektrik aktivitenin yaygın olarak yavaşladığı görüldü. sOnuÇ: Bu çalışmanın sonuçları hipokampusun sürekli yüksek frekansta uyarılmasının akut kortikal iktal aktiviteyi yeni epileptik deşarjlara yol açmadan etkin bir biçimde baskıl...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.