Kentlerde yeşil alanların yok olması kentsel ısı adası, kentsel çevrelerde kirlilik gibi birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu sorunlar doğrultusunda insanların kentlerde yeşil alan ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Bu sorunlara çözüm olarak yeşil çatı sistemleri düşünülebilmektedir. Yeşil çatılar, mekanların üst örtülerindeki alanların yeşil doku ile değerlendirilebileceği alanlara dönüştürülerek oluşturulmaktadır. Bu çatı sistemlerinin yaygınlaştırılması ve yeni yorumlar katılması kentlerde meydana gelen pek çok soruna çözüm üretmek noktasında fayda sağlayacaktır. Yeşil çatılar organik ürün yetiştirmeye elverişli alanlar olarak değerlendirilirse daha etkili kullanım olanağı oluşturulabilecektir. Bu çalışmada konut kullanıcılarının yeşil çatılar ve organik ürün yetiştirmeye elverişli yeşil çatılar ile ilgili görüşleri alınarak insanların kentlerde bu alanlara duydukları eksiklik ve yeşil çatılara bakış açıları sorgulanmıştır. Konut kullanıcılarının organik yeşil çatı ile ilgili görüşleri alınarak bu uygulamaların hayatlarını nasıl etkileyeceği sorgulanmıştır. Çalışma kapsamında 210 kişiye anket uygulanmıştır. Anket sonuçları grafiklerle değerlendirilerek yorumlanmıştır. Çalışmada kullanıcıların yeşil çatılara bakış açıları değerlendirilerek kullanıcıların bu alanlara ihtiyaç duyduğu veriler ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlara göre insanlar kentlerde organik yeşil çatılara ihtiyaç duymaktadır ve tasarlanacak yapıların üst örtülerinin organik yeşil çatı olarak planlanmasının gerekliliği açıkça ortaya konmaktadır.
Ülkemizde taşınmaz kültür varlıkları olan tarihi yapıların ve alanların tescillenme işlemleri çok doğru sonuçlar elde edilemediği yıllardır tartışılmalı bir konu olmuştur. Bu sorunların giderilmesi için dünyada uygulanan tescilleme teknikleri incelenmiş ve birçok ülkenin tescil için analitik yöntemler geliştirdiği görülmüştür. Almanya'nın Hessen eyaletinin ve Kanada'nın uyguladığı puanlama sistemine dayalı tescilleme sistemleri ele alınmıştır. Bu değerlendirme sistemlerinin süreçleri bu çalışma kapsamında oluşturulan model için yol haritası olarak kullanılmıştır. Bu kapsamda Kanada ve Almanya'nın "analitik tescil" sistemlerinin kriterleri incelenmiş ve ülkemizdeki tescil değerlendirmelerinde önem verilen uygun kriterler de eklenerek bir "kriter listesi" oluşturulmuştur. Bu kriterlerin, "Analitik Hiyerarşi Süreci" (AHS) yöntemi ile önem dereceleri belirlenmiştir. Bir analitik hiyerarşi yöntemi uygulama programı olan Expert Choice ile belirlenen önem derecelerine göre 100 puanlık değerlendirme ölçütüne göre kriterler arası puan dağılımı yapılarak modelin puanlama sistemi oluşturulmuştur. Bu model ile yapılacak değerlendirmelerin nesnel verilere dayanması ve bu verilerin matematiksel bir yöneteme çevirmesi kişisel değerlendirmelerde yaşanan sorunların önüne geçilmesi planlanmıştır. Türkiye'deki taşınmaz kültür varlıklarının tarihi değerlerinin belirlenmesinin nesnel bir sistem ile değerlendirilmesinin yanı sıra günümüz teknolojik gelişmelerine uygun şekilde veri aktarımını kolaylaştıracak bir veri sistemi de oluşturulmuş olacaktır.
The sociological, psychological and physiological problems experienced by humanity, which have been exposed to dark offices, high flats and city life far from nature, have been strikingly exposed with researches. In addition, the nature-based design approaches that emerged due to the need to meet the need of humanity for nature and the desire to return to nature have taken their place among the design parameters of the new age in architecture However, concepts where biology and design come together have emerged. Biomimicry is a discipline that explores the best ideas for design processes by imitating nature. It takes all the ecological needs that users expect from architecture directly from the nature. It provides an integration model with the nature that people yearn for, and also creates a model that takes the solutions created by nature in architectural designs as an example. In this period of architectural design turning to nature, biomimicry has the feature of being a pioneer of a new architectural trend by providing designers with a different view of nature. The main purpose of this study is to determine the application areas and basic features of the biomimicry approach in architecture and to create a road map for designer architects. To achieve this goal, a research methodology has been designed to achieve two objectives. First, it will carry out an in-depth research on biomimicry, architecture and environmentally friendly designs with existing literature studies. Secondly, listing the biomimicry designs applied in architecture and classifying them according to their ecological gains to the building. As a result, a guide will be created for the designer architects to provide ease in producing more efficient buildings.
ÖzEndüstri devrimleri içinde bulundukları dönem ve dönemin şartlarına göre çok önemli birer dönüşüm süreci olmuşlardır. Bu süreçler yalnızca endüstri alanında değil beraberindeki birçok disiplin ve alanda değişim getirmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak insanların yaşam biçimleri, alışkanlıkları ve çalışma standartları da farklılaşmıştır. Birinci sanayi devrimi ile birlikte üretim safhasında yer alan kas gücüne su ve buhar gücünün kullanımı eklenmiş, elektriğin keşfi ile birlikte ikinci sanayi devriminde seri üretim yöntemi yaşamımıza dahil olmuştur. Bilgisayarlar, üçüncü sanayi devrimi dönüşüm döneminde teknolojide yaşanan gelişmeler neticesinde günlük yaşamımıza ve üretim sürecine girmiştir. Dördüncü sanayi devrimi de ürün ve hizmetlerin hızlı, toplu ve sistematik bir şekilde üretilmesi için teknolojiyi üretim safhasına entegre eden bir dönüşüm süreci olmuştur. Son olarak ise üretim safhasına entegre olan teknolojinin toplum için bir tehdit unsuru olarak değil de tam tersi topluma yardımcı bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiğini temeline dayanan beşinci sanayi devrimi, diğer bir ifadeyle Endüstri 5.0 (Toplum 5.0) yaşamımıza girmiştir. Bu yeni dönüşüm sürecinin de ilk dört endüstri devriminin çeşitli disiplin ve alanlardaki etkileri gibi birtakım etkileri vardır. Bu çalışmada öncelikle ilk dört sanayi devriminin Mimarlık alanındaki etkileri incelenerek endüstriyel devrim sürecinin son aşaması olan Endüstri 5.0'ın Mimarlık alanındaki mevcut ve potansiyel etkilerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.