Although novel coronavirus-2019 (COVID-19) primarily affects the respiratory system, it can affect multiple organ systems, leading to serious complications, such as acute respiratory distress syndrome (ARDS) and multiple organ failure. Nearly 20 to 55% of patients with COVID-19 experience coagulation disorders that cause high mortality in line with the severity of the clinical picture. Thromboembolism can be observed in both venous and arterial systems. The vast majority of thromboembolic events are associated with the venous system and are often observed as pulmonary embolism. Arterial thromboembolisms often involve the arteries in the lower extremities, followed by those in the upper extremities. Herein, we report a rare case of COVID-19 pneumonia whose left arm was amputated at the forearm level after arterial thromboembolism in the left upper extremity. This case report is valuable, as it is the first reported case of upper extremity arterial thromboembolism in Turkey, as well as the only case in the literature in which the patient underwent four surgical interventions and is still alive.
Arteriyel kan gazı (AKG) analizinde kuru heparinli enjektörler (KH) kullanılabildiği gibi, heparinle yıkama yapılmış enjektörler (SH) de kullanılabilmektedir. Çalışmamızda, 2 yöntemin AKG parametreleri açısından karşılaştırılması ve biyokimyasal analizlerle korelasyonunu değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Kalp-Damar Yoğun Bakım Ünitesinde intraarteriyel kateteri olan 57 hasta alındı. Eşzamanlı KH'li ve SH'li (heparin sodyum) enjektöre alınan kanlar ve biyokimya analizleri karşılaştırıldı. Bulgular: SH'le pH, SO 2 , laktat ve HCO 3 değerleri, KH'le ölçülen değerlerden istatistiksel olarak anlamlı düşük, baz açığı ise daha çok bulundu. K + ölçümlerinde, SH sonuçları KH ve biyokimya sonuçlarından; KH sonuçları ise biyokimya sonuçlarından istatistiksel olarak anlamlı düşük bulundu. Na + ölçümlerinde, SH sonuçları KH ve biyokimya sonuçlarından istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulundu. KH ile biyokimya sonuçları arasında anlamlı fark bulunmadı. Glukoz ölçümlerinde, SH sonuçlarının KH değerinden düşük, biyokimya sonuçlarından yüksek; KH sonuçlarının ise biyokimya sonuçlarından yüksek olması istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Sonuç: SH'li örneklerde, KH'lilere göre daha asidotik veriler elde edilmiştir. Na + değerlerinin SH kullanılanlarda yüksek bulunmasını, heparinin içeriğinde bulunan sodyumdan kaynaklandığını düşünmekteyiz. SH kullanılan örnekler dilüsyona bağlı K + düzeylerinin düşüklüğüne neden olmuş olabilir. SH kullanıldığında enjektörün boyutu ve alınan kanın miktarı önemlidir. SH'le enjektör yıkandıktan sonra heparin enjektörün içindeki havayla birlikte boşaltılmalıdır. Heparin tam boşaltılmadığında veya az kan çekildiğinde SH'e bağlı dilüsyon, pH'yı yanlış olarak düşük çıkartacaktır. SH'le yıkama sonrası enjektörde ne kadar heparin kaldığı tam bilinemeyeceğinden ve kişiler arasında farklı uygulamalar olabileceğinden, AKG analizinde KH'li enjektörlerin kullanımının daha uygun olacağını, biyokimyasal analizlerle aralarındaki farklar açısından da kan örneğinin alınma şeklinden, analiz süresine kadar geçen süre gibi pek çok faktörün etkisinin olabileceğini düşünmekteyiz.
Karbonmonoksit (CO) intoksikasyonunun, beyin, miyokard gibi yüksek oksijen gereksinimi olan dokularda, ciddi etkileri olabilmektedir. Nörolojik bulgular ön planda olup, kardiyotoksik etkiler de sıktır. Önceki çalışmalar ve olgu sunumları, CO zehirlenmesi ile miyokard iskemisi arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Literatürde, CO zehirlenmesinin tetiklediği miyokard infarktüsü (MI) sonrası, CABG cerrahisi gerektiren olgu sayısı kısıtlıdır. Nörolojik ve solunum sistemini ilgilendiren sıklıkla rastlanan klinik bulgular olmadan, göğüs ağrısı yakınmasıyla acil servise başvuran, troponin yüksekliği karboksihemoglobulin düzeyinde artışla birlikte, CO zehirlenmesi sonrası gelişen MI olarak düşünülüp, acil şartlarda anjiografi yapılmış olan ve stent uygulanan, sonrasında ise CABG cerrahisine giden erkek olgu, literatür eşliğinde tartışıldı.
Objective: Thromboelastography (TEG) is a diagnostic modality that gives information about coagulation. Despite all blood-preserving precautions in open heart surgery there are blood losses and the use of blood and blood products becomes inevitable. TEG is mostly not available in every center and habits, trends and clinical experience in blood use create the possibility of causing unnecessary use of blood and blood products. In this study, it was aimed to determine the effect of the use of thromboelastography on the use of blood and blood products in cardiac surgery. Methods: Two hundred patients between 18-70 years old who underwent open heart surgery were included in the study. After the cardiopulmonary bypass (CPB), the cases were confirmed to have an Activated Clotting Time (ACT) value in the range of 120-150 sec after protamine administration. In 100 patients in the TEG group, the coagulation status was evaluated with TEG and it was decided how to apply blood and blood product use. Blood and blood product use was applied to 100 patients in the control group based on clinical experience and foresight. The total amount of blood and blood product used, fluid balance, need for inotropics, mechanical ventilator time, complications, duration of intensive care and discharge times were recorded. Results: Use of Fresh Frozen Plasma (FFP) at the after CPB in the TEG group was statistically significantly lower than that of the control group FFP (p<0.05). Postoperative FFP and postoperative platelet use in the study group were statistically significantly lower than in the postoperative FFP and postoperative platelet values of the control group (p <0.05). Conclusion: The use of thromboelastography is a very useful monitoring in terms of reducing FFP use after CPB and reducing FFP and platelet usage in the postoperative period. In this way, the unnecessary use of blood and blood products can be prevented.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.