The aim of this to investigate the various demographic characteristics, psychological and sociocultural mechanisms of international students in accordance with adaptation variables. Material and Methods: On the basis of the study, the associations among the psychological adaptation, sociocultural adaptation and perceived discrimination variables were examined. 187 international students from 28 different countries and six different faculties of Celal Bayar University took part as participants. Psychological adaptation examined with life satisfaction scale and sociocultural adaptation examined with Sociocultural Adaptation Scale which was adapted to Turkish in this study. Results: The results of the study revealed that international students' psychological and sociocultural adaptation was not found to be related. On the other hand, perceived discrimination was found to be positively associated with sociocultural adaptation. Conclusion: Psychological and sociocultural adaptation of students are not associated with each other. As students perceived discrimination level increases, they have more sociocultural adaptation difficulties. Amaç: Bu çalışmada uluslararası öğrencilerin çeşitli demografik özellikleri ile psikolojik ve sosyokültürel süreçlerinin uyum değişkenleri ele alınarak incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada temel olarak psikolojik, sosyokültürel uyum ve algılanan ayrımcılık değişkenleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Celal Bayar Üniversitesinin altı farklı fakülte ve birimindeki 28 farklı ülkeden gelen 187 uluslararası öğrenci çalışmada katılımcı olarak yer almıştır. Psikolojik uyum yaşam doyumu ölçeği ile sosyokültürel uyum ise bu çalışmada Türkçe'ye uyarlaması gerçekleştirilen sosyokültürel uyum ölçeği kullanılarak incelenmiştir. Bulgular: Çalışma bulguları incelendiğinde psikolojik uyum ve sosyokültürel uyum düzeylerinin anlamlı ilişkisinin olmadığı gözlenmiştir. Öte yandan, algılanan ayrımcılığın sosyokültürel uyumda yaşanan zorlukla pozitif ilişkili olduğu bulunmuştur. Sonuç: Öğrencilerin psikolojik ve sosyokültürel uyum düzeylerinin ilişkili değişkenler olmadığı ve öğrencilerin algılanan ayrımcılık düzeyi arttıkça daha fazla sosyokültürel uyum zorluğu yaşadıkları sonucuna varılmıştır.
Bu çalışma, Van Depremi sonrasında kentte çalışmaya devam eden polis memurların depreme yönelik duygusal, bilişsel ve davranışsal tepkileri, afet sonrası günlük yaşamlarındaki değişimleri ve farkındalık düzeylerini değerlendirmektir. Araştırmada, Van İlinde görevli 203 polis memuruna araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu uygulanmıştır. Çalışma verileri, hasar görme seviyesine, deprem riskini bilme durumuna, mal kaybı yaşama durumuna göre tek yönlü varyans analizi ve t testi kullanarak, incelenmiş, günlük alışkanlıklar, yaşamdan beklentiler, kabus görme, dini tutum, yaşamın anlamı ve psikolojik sağlık sorunları yaşama düzeylerinde farklılık bulunmuştur. Deprem sözcüğü anlam gruplarına göre incelendiğinde, kaderci atıf grubunda bilimsel atıf grubuna göre yüksek tepki ortalamaları gözlenmiştir.
Kadının işgücüne ücretli olarak katılması sanayi devrimiyle gerçekleşmiştir. Gelişen sanayi, kadının ücret karşılığı emeğini satmasının yolunu açmıştır. Kadın işgücünün en sık karşılaştığı sorunlar emeği yoğun işlerde düşük ücretle istihdam edilmeleri, enformel sektörde ve sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalıştırılmalarıdır. Ayrıca işverenin cinsiyet ayrımcılığı yapması önemli bir sorundur. Türkiye'de gelişmiş bölgelerde kadınların işgücüne katılımı yüksekken, gelişmemiş bölgelerde bu durum düşüktür. Sonuç olarak bu durum kadın işgücünün bölgesel düzeyde dengesiz bir dağılım göstermesine neden olmuştur. Kadınlar eğitimde, emeğinin karşılığını almada, çalışma hayatında ve toplumsal etkinliklere katılmada kadın kimliğinden dolayı sınırlandırılmıştır. Hala devam eden geleneksel düşünce sistemleri maalesef var. Kadının bu rollerine sanayileşme ve kentleşme ile beraber toplumsal değişme sürecine girerek yeni roller üstlenmiştir. Böylece kadın çalışma hayatına girerek ekonomik özgürlüğünü elde etmeye çalışmıştır. Bu çalışmada kadın işgücünün bölgesel dağılımı istatistiksel Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) Düzey 1'e göre analizler yapılmıştır. Çalışmada temel amaç Türkiye'de kadın işgücünün bölgesel dağılımının nasıl olduğunu, sebeplerini ve sonuçlarını coğrafyanın temel prensipleri doğrultusunda açıklığa kavuşturmaktır. Ayrıca kadın istihdamı, kadının işgücüne katılım oranları (İKO) ve bölgesel düzeyde kadınların işgücüne katılımlarını etkileyen etmenler tartışılmıştır. Türkiye'de kadın işgücünün bölgesel dağılımıyla ilgili bu çalışmada elde edilen veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) resmi sitesinden elde edilen verilerdir. Bölge sınıflandırmasında İBBS (Düzey 1)'nin temel alınmasının nedeni il sınırlarına göre bir bölge ayrımı olmasıdır. Bir diğer sınıflandırma olan coğrafi bölge ayrımında ise illerin tamamı bir bölgede yer almadığından sağlıklı veri sağlanamayacaktı.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.