In the recent years, proper animal welfare practices in dairy farming have become an urgent topic to investigate in the animal sciences fields. Practices made in accordance with the five principles of freedom (hunger, thirst, well -being etc.), which are important for animal welfare, will improve the levels of animal welfare and the level of product (milk yield, fertility etc.) quality. There is a multitude of technologies to be selected to achieve proper animal welfare practices. One of the most complex and newest technologies is nanotechnology. Nanotechnology is used in many different fields such as nanomaterials, nano-bio system, nanomedicine, nanomineral, nanoimaging, nanoencapsulation, nano lubricants, nanocoating, nano paint, nano insulation, etc. Since animal welfare practices in dairy cattle affect yield, research have been carried out to improve animal welfare nowadays. But the limited information available on the use of nanotechnology as an alternative approach to improve animal welfare has made this research necessary. The purpose of this review is to shed light on further research in this area, and to better understand and select useable nanotechnologies for dairy cattle to improve animal welfare.

In this study, the external quality characteristics of eggs belonging to Linda accidents, a poultry species, were investigated with a data mining approach. The 288 Linda goose eggs used in the study were 36 weeks old; Their width was 52.34 mm, egg length was 76.8 mm, egg weight was 120.43 g, and shape index value was 68.26. Eggs were clustered according to shape index and weight measurements using the K-means clustering algorithm, a data mining approach. Statistically significant differences were found between the clusters in width, height, shape index, and weight (p<0.05). The findings of our study showed that eggs with a low index had high- weight; eggs with a high index were low-weight eggs. According to the results of this study, it was concluded that the shape index value might be related to egg weight. More detailed inferences can be made using data mining algorithms for different poultry species.

This study examined the hatchability performance of the offspring and some egg quality characteristics, which will be obtained from crossing Leghorn breed chickens and five different genotypes. The study's experiment was carried out in the XXXX . In the present study, which was designed to have one male and twelve females belonging to each genotype, a total of 200 eggs from each flock were examined. No adverse results were found in the incubation results of the crosses made with our local breed Denizli and Araucana, Brahma, and Cornish breeds, whose breeders increased locally. When egg quality characteristics were examined, the difference in egg weight between F1 genotypes was insignificant and ranged between 46.91-51.54 g on average. When the F2 generation was investigated, egg weight differed between genotype groups, and the average weights ranged between 57.6-67.14 g. In addition, the effect of genotype on strength, bark thickness, and point blunt up shell thickness values was significant. However, the effect on the Haugh Unit and yellow height were insignificant in the same generation. As a result, hybridizing genotypes with low yield performance with commercially important genotypes could provide a genotype for alternative production systems for future generations.

Günümüzde dünya nüfusunun artmasıyla beraber hayvansal gıdalara talep artmaktadır. Bu artan talebin karşılanabilmesi için hayvanlardan elde edilen verimi arttırmaya yönelik araştırmalar halen yapılmaya devam etmektedir. Hayvanlardan elde edilen verimler hem genetik hem de çevre faktörlerinin etkisi ile ortaya çıkmaktadır. Bu iki faktörden herhangi biri eksik olduğunda hayvanlardan istediğimiz düzeyde verim elde edemeyiz. Hayvansal gıda üretimi sektörü için önemli bir paya sahip olan süt inekçiliğinde de uygun çevre şartlarının sağlanması, hayvanların sahip olduğu genetik potansiyeli maksimum seviyede fenotipte yansıtmasına yardımcı olur. Bu çalışmanın amacı, serbest duraklı süt sığırı işletmelerinde ahır konforu ile hayvan davranışı-verim ilişkisinin işletme ekonomik sürdürülebilirliğine etkisini inceleyen bazı araştırmaları ve değerlendirmeleri derlemektir. Barınaklarda uygulanan konfor ölçümleri barınaklardaki konfor düzeyini ve konforu bozan unsurları tespit etmemize yardımcı olur. Böylece konforu bozan unsurları yeniden gözden geçirip hayvanlar için uygun hale getirerek konfor düzeyini yükseltebiliriz. Kısaca; konfor geliştikçe hayvan refahının arttığı, ineklerde verim artışı ile işletmelerin karlılığının arttığı söylenebilir.

Amaç: Bu çalışmada kahverengi ve sarı tüy renkli Japon bıldırcınlarında büyüme eğrisi parametrelerinin tahmini ve en uyumlu modelin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma materyali olarak 80 adet kahverengi ve 80 adet sarı tüy renkli Japon bıldırcını kullanılmıştır. Bıldırcınlar 0, 7, 14, 21, 28, 35 ve 42 günlük yaşlarda tartılmıştır. Büyüme eğrilerini belirlemek için Gompertz, Logistic, Von Bertalanffy ve Richards modelleri kullanılmıştır. Bulgular: Uyum iyiliği açısından Gompertz modeli kahverengi ve sarı tüy renkli Japon bıldırcınları için en iyi model olarak tespit edilmiştir. Belirleme katsayısı (R2), düzeltilmiş belirleme katsayısı (R2adj), Akaike Bilgi Kriteri (AIC), Bayesian Bilgi kriteri (BIC) ve hata kareler ortalaması (HKO) kahverengi ve sarı tüy renkli bıldırcınlarda sırasıyla 0,9968; 0,9952; 24,8801; 24,7179 ve 25,9657; 0,9975; 0,9963; 22,9149; 22,7527 ve 19,6099 olarak tespit edilmiştir. Modele ait β0, β1 veβ2 parametreleri kahverengi ve sarı tüy renkli bıldırcınlar için sırasıyla 234,89; 3,630; 0,072 & 236,58; 3,516 ve 0,069 bulunmuştur. Bükülme noktası yaşı ve bükülme noktasındaki canlı ağırlık ise sırasıyla 17,91 gün ve 86,41 g; 18,15 gün ve 87,03 g olarak hesaplanmıştır. Öneri: Sonuç olarak, bu çalışmada hem kahverengi hem de sarı tüy renkli Japon bıldırcınlarında Gompertz modeli en iyi model olarak belirlenmiştir. Farklı tüy renklerindeki Japon bıldırcınlarının büyüme eğrisi özelliklerinin belirlenmesinde sonraki araştırmalarda kullanılması önerilebilir. Öte yandan, Japon bıldırcınlarının bir alt türü olan Jumbo bıldırcın yetiştiriciliği, kahverengi tüy renkli Japon bıldırcınlarının yanı sıra yüksek erginleşme indeksi nedeniyle bıldırcın eti üretiminde dikkate alınmalıdır.