Öz Yoksulluk geçmişten günümüze savaş, göç, doğal afetler, işsizlik, düşük eğitim seviyesi, fırsat eşitsizliği, kaynaklara ulaşamama, değişen aile yapısı, hastalık gibi çeşitli sebeplerle toplumları etkileyen ve etkilemeye de devam eden sosyal bir sorundur. Yoksulluk beraberinde çocuk işçiliği, ihmal-istismar, kadın yoksulluğu, yetersiz beslenme, sosyal yardımlara bağımlılık, madde/alkol bağımlılığı, genç işsizliği, düşük yaşam kalitesi, kronik rahatsızlıklar, gelişim/barınma/beslenme/sağlık gibi en temel haklardan mahrum kalınması, düşük iş gücü, düşük eğitim seviyesi ve istihdam gibi sorunları da getirmektedir. Sadece belli bir dezavantajlı grubu etkilemeyen yoksulluk çocukları, kadınları, yaşlıları, gençleri, emeklileri, çalışanları, engellileri etkileyen hemen hemen her dezavantajlı grubu içerisinde barındırmaktadır. Bu sebeplerle; yoksulluk çok boyutlu ele alınması gereken bir sosyal sorundur. Yoksulluk ile mücadele yönteminin eğitim, istihdam ve sosyal yardım içermesi gerekmektedir. Bu müdahale yöntemleri geliştirilirken mikro, mezzo ve makro uygulamaların kullanılması gerekmektedir. Aksi halde yoksulluk kısır bir döngüye girebilmekte ve yoksul ailelerde yetişen çocukları/gençleri de içine alarak geniş bir kümeye; kuşaklar arası aktarıma sebep olan yoksulluk döngüsüne ve sosyal yardımlara bağımlı hayatlara dönüşebilmektedir. Etkin mücadele politikalarının geliştirilmesi için de yoksulluktan etkilenen sosyal yardım alan bireylerin özelliklerinin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bu çalışmada yoksulluk kavramı irdelenmeye, yoksulluğun nedenleri ve neden olduğu sorunlar ortaya konulmaya, sosyal yardımlardan yararlanıcılarının özellikleri çıkarılmaya çalışılmıştır.
