Kalıcı işitme kaybı en sık görülen konjenital hastalıklardan biridir. İnsidansının bin canlı doğumda 1-3 arasında olduğu düşünülmektedir. Tarama yapılmazsa işitme kaybının en erken 2 yaşında anlaşılabildiği ve bunun da çocuğun gelişimi için oldukça kötü sonuçlar doğurduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada Sakarya ilindeki hastanelerde 2018 yılında yapılan tüm yenidoğan işitme taramalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma Sakarya İlindeki hastanelerde 2018 yılında yapılan yenidoğan işitme taramalarını kapsamaktadır. Toplam 15235 yenidoğana ilk tarama testi yapılmıştır. Bulgular: Sakarya ilinde 2018 yılında 15235 bebeğe işitme taraması yapılmıştır. İlk tarama testini bebeklerin %33,7'si geçememiştir. İkinci tarama testine alınan 5135 bebeğin 131'i ikinci tarama testini de geçemediği için ileri tetkik ve tedavilerinin yapılması için referans hastaneye sevki yapılmıştır. Sonuç: İlk taramanın tüm hastanelerde standart yapılamaması tarama programının başarısındaki en önemli engellerden biridir. Hastanelerin bu konuda sertifikalandırılması ve taramadan kalan bebek sıklıklarının düzenli takip edilmesinin programı daha başarılı kılacağını düşünmekteyiz.
Bu çalışmada bir üniversite hastanesinin bazı polikliniklerine başvuran kişilerin sağlık sorunları olması durumunda gösterdikleri tutumların belirlenmesi, aile hekimliği sistemini şu anki haliyle kullanma sıklıklarının ve kullanma sıklığına etki eden faktörlerin belirlenmesi, amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma kesitsel olarak planlanmıştır. Gazi Üniversitesi Hastanesinin bazı polikliniklerine başvuran 1302 kişinin katılımıyla yürütülmüştür. Bulgular: Katılımcıların %41.3'ü aile hekimine başvurmadan doğrudan diğer sağlık kuruluşlarına başvurduğunda katkı payı ödediğini bilmemektedir. Katılımcıların yeni gelişen sağlık şikayetlerinde en çok başvurdukları merkez %33.7 ile devlet hastaneleridir. Katılımcıların %62.8'i son bir yıl içerisinde aile hekimiyle görüşmüştür. Katılımcıların mevcut şikayeti için ilk başvurdukları kurum %54.6 ile araştırmanın yürütüldüğü Gazi Üniversitesi Hastanesidir. Yeni gelişen sağlık şikayeti için önce aile hekimine başvurma ve son bir yılda aile hekimine başvurmayı; düşük gelir, eve yakın olma, aile hekimini yeterli görme ve katkı payı ödenmesini bilme anlamlı olarak etkilemektedir. Sonuç: Sağlık kuruluşlarına başvuran kişilerin çoğunlukla katkı payı ödeme uygulamasını tam olarak bilmedikleri görülmüştür. Toplumun aile sağlığı merkezlerini ilk başvurulacak sağlık kuruluşu olarak benimsemesi için öncelikle bu konuda bilgilendirme yapılmalıdır. Kişilerin birinci basamağı atlayarak doğrudan uzman hekime yönlendiren en önemli sebeplerden biri de aile hekimlerine olan güvensizliktir. Pratisyen hekimlere karşı toplumdaki yetersizlik algısını düzeltmek için çalışmalar yapılmalıdır.
Introduction: Healthcare personnel face a wide range of challenges during the COVID-19 pandemic, such as increased workload, fears of disease transmission for themselves and their families, working with new and frequently changing protocols and personal protective equipment. This study aimed to evaluate the anxiety levels and sleep quality of health care workers who carried out filiation studies due to the COVID-19 pandemic in Sakarya and the factors that may be associated with them. Method: This cross-sectional study planned to reach all of the healthcare workers who took an active role in filiation within the scope of the COVID-19 pandemic between 1-31 July 2020 in Sakarya. Data were collected voluntarily with online questionnaires. The participants' sociodemographic characteristics, anxiety status, and sleep quality were evaluated with a questionnaire consisting of three parts. Beck Anxiety Inventory (BAI) was used to assess the participants' anxiety levels, and the Pittsburgh Sleep Quality Index (PUKI) was used to evaluate their sleep quality. Results: 137 (88.9%) of 154 healthcare workers who took an active role in filiation were reached. Of the 137 health workers participating in the study, 83.9% were female, and 16.1% were male. The mean age of the participants was 35.7±7.3 years, and the median was 34 (29 in the 1st quarter, 42 in the 3rd quarter). When evaluated according to their profession, 38.0% were midwives, 17.5% were nurses, and 14.6% were doctors. The mean BAI score of the participants was 15.19±13.07, and the mean PUKI score was 7.92±3.60. When BAI scores are evaluated; The BAI score was significantly higher than the other groups in women, divorced/widowed, chronic diseases, and those who had previously worked in the filiation study of another infectious disease. In women, those with chronic conditions, and those previously involved in the filiation study of another contagious disease, the PUKI score was significantly higher than the other groups. There was a weak positive correlation between the mean daily filiation time and the BAI score (r=0.213 p=0.013). A moderate positive correlation was found between the BAI and PUKI scores (r=0.625 p<0.001). Conclusion: It was determined that the mental health of some healthcare workers in the filiation team was affected due to the COVID-19 pandemic in Sakarya. It is thought that interventions to protect and improve healthcare workers' mental health who work in extraordinary situations such as pandemics are necessary.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.