Sivil toplumun son beş yılını mercek altına alma amacını taşıyan bu çalışmada üç soruya cevap aranmaktadır. Bu sorular 1. Sivil toplum küresel ölçekte son beş yılda ciddi bir geri çekilme yaşamakta mıdır?. 2. Eğer bir geri çekilme söz konusuysa bu geri çekilme tarihsel olarak çoğulcu geçmişe sahip poliarşik ülkeri de kapsamakta mıdır?. 3. Çoğulcu ve poliarşik ülkelerde de sivil toplum ve sivil alan zarar görümüşse çoğulcu ve poliarşik olmayan ve pandemi dönemini popülist iktidarla atlatmaya çalışan ülkelerde sivil alan ne kadar zarar görmüştür? Masa başı çalışması olarak gerçekleştirilen çalışmada sivil toplumun küresel ölçekte son beş yılına ışık tutmak için CIVICUS raporları ve Carnegie Protest Tracker verileri referans alınmış, ayrıca 6 ülke ölçeğinde yapılan karşılaştırmalar için ise The Economist Intelligence Unit (EIC), Freedom House, V-Dem (Varience of Democracy/Demokrasi Çeşitleri) ve son olarak Skaaning Ölçeği’nden faydalanılmıştır. Çalışma sonucunda tespit edilen bulgular: 1. küresel ölçekte sivil toplumun son beş yılda ciddi bir gerileme yaşadığı, 2. bu gerilemenin tarihsel olarak çoğulcu geçmişe sahip poliarşik ülkeleri çok ciddi bir şekilde etkilemediği, 3. tarihsel olarak çoğulcu ve plüralist olmasa da demokratik endekslerde üst sıralarda yer alan ülkelerde pandemi dönemi popülist iktidarlarla birleştiğinde özellikle siyasal özgürlüklerin ciddi anlamda olumsuz etkilendiği lakin sivil alanın direnmeye devam etmekte olduğudur.
Sivil ve Demokratik bir sivil toplumun nasıl ve hangi koşullar altında mümkün olabileceği sorularına cevap arayan bu çalışmada sosyoloji ve siyaset biliminin üzerinde sıklıkla durduğu iki kavram hareket noktası olarak belirlenmiştir: Sivil toplum ve demokrasi. Bu iki kavramın ‘ne’ anlama geldiklerine değinmekle birlikte çalışmanın cevap ararken temel aldığı noktalar bu kavramlar çerçevesinde oluşturulan kuramlardır. İkincil kaynaklardan yararlanılarak gerçekleştirilen ve kuramsal bir tartışma olma iddiasında olan bu çalışmada önce sivil toplum kavramı açıklanmış ve sivil toplum kuramı üç ekol çerçevesinde temellendirilmiştir. Benzer şekilde demokrasi kavramı da kısaca irdelenmiş ve demokrasi kuramı iki temel çerçevede temellendirilmiştir. Dolayısıyla çalışma iki sacayağı üzerinde yükselmektedir. Sivil toplum kuramı ve demokrasi kuramları yerli yerine oturtulduktan sonra sivil toplum ve demokrasi ilişkisi araştırılmış, bu ilişki çerçevesinde sivil toplumun ve demokrasinin faziletleri ve sınırları çerçevesinde sivil ve demokratik bir toplumun nasıl mümkün olabileceği tartışılmıştır. Çalışma sivil ve demokratik bir toplumun sivil toplum kuramını oluşturan üç farklı bakışın meziyetlerinden bir arada yararlanan toplumlarda sivilliğin sağlanabileceği iddiasını taşımaktadır. Ayrıca sivil toplumun demokratikliği için liberal demokrasinin ötesinde müzakere ve katılım anlayışlarından temellenen radikal demokrasinin gerekliliğinin sivil toplumun demokratik olmasının ön koşulu olduğunu ileri sürmektedir.
The primary objective of the present study is to identify the antecedents of voter loyalty, with a particular focus on the mediating role of party attachment in the relationship between inner-self, social-self, trust, and loyalty. Using a convenience sampling method, the data for this study were gathered from a sample of 750 voters residing in a developing European country, Turkey. The collected data were analyzed using confirmatory factor analyses and structural equation modeling. The results of the study demonstrate that significant and positive relationships exist between the aforementioned antecedents (i.e., inner-self, social-self, trust, and party attachment) and voter loyalty. Additionally, the findings suggest that party attachment acts as a mediator between the antecedents and loyalty. Drawing on these results and the existing literature on voter behavior and practice, the authors discuss methodological, theoretical, and practical implications for inner-self, social-self, trust, and party attachment.
Multiculturalism has been a controversial issue for years. Numerous scholars have discussed on it, examined societies with different cultural communities, and come up with two main different arguments. One of such arguments alleges that the idea of multiculturalism is a threat for countries, especially the countries that follow liberal aspect, thus it is not desirable. The other argument alleges that multicultural accommodation has merits to establish harmony especially for countries with different communities, separated cultures so on. In this paper, we aim to discuss briefly the idea of multiculturalism. After clarifying what multicultural accommodation is, we invoke Kymlicka's, one of the dominant multiculturalism theorists and advocates, thoughts, and then we appeal the arguments against them. While doing this, Brian Barry's, a political philosopher who was one of the solid opponents of multiculturalism, is our main objector. We focus mainly on the egalitarian critics of multiculturalism on the one hand; and try to reveal some problems for cultural rights on the other. The cases, also the problems, in the paper is taken from western countries but they all have merit to understand all multicultural conflicts and their remedies. Therefore, what we hope is to give possible perspectives for Turkey that has begun to face the difficulties of multiculturalism because of millions of refuges. * ÖzÇokkültürlülük yıllardır tartışmalı bir konu. Birçok bilim adamı çokkültürlülük üzerine fikir yürüttü, değişik kültürel topluluklarca meydana gelen toplumları inceledi ve temelde iki farklı argüman öne sürdüler.. Bu argümanlardan birisi, çok kültürlülük fikrinin, özellikle de liberal yönü takip eden ülkeler için bir tehdit olduğunu iddia etmekte. Diğer argüman, çokkültürlülüğün özellikle farklı kültürel topluluklara sahip ülkeler için uyumun sağlanmasında önemli bir faktör olduğunu öne sürüyor. Bu çalışamda kısaca çokkültürlülük fikrini tartışmayı amaçlıyoruz. Çokkültürlü barınmanın ne olduğunu açıkladıktan sonra, baskın çokkültürlülük teorisyenlerinden ve savunucularından Kymlicka'nın teorisinden yola çıkıyor ve bu teoriye karşı çıkışları gündeme getiriyoruz. Bunu yaparken, çok kültürlülüğün sağlam muhaliflerinden biri olan siyasi filozof Brian Barry'nin ana itirazcımız olarak Kymlica'nın karşısında duracak. Bu çalışmada esas olarak bir yandan çokkültürlülük hakkındaki eşitlikçi eleştirilere odaklanırken diğer yandan kültürel haklar açısından bazı problemleri açığa çıkarmaya çalışık. Makaledeki durum ve sorunlar batı ülkelerinden alındı yine de bahsi geçen bu durum ve sorunlar, çok kültürlü çatışmaları ve çözüm yollarını anlama açısından yararlılar. Dolayısıyla yukarıda sayılan motiflere ek olarak bu çalışmada güdülen asıl amaç, milyonlarca sığınmacı nedeniyle çok kültürlülüğün zorluklarıyla yüzleşmeye başlayan Türkiye için olası bakış açılarını vermektir. Anahtar kelimeler: Çokkültürlülük, çokkültürlü barınma, kültürel haklar, farklılaşmış haklar Multiculturalism as a Defensible Ideal OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmalar...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.