Volume and variety of data have been increasing globally in an unprecedented rate throughout human history. People begin to create data even in their daily activities thanks to the advent of internet technologies and social media on every stage of our lives and especially our mobile phones. While operated manually in old days, many devices today are referred as intelligent, and almost all of them produce sensor data. Producing such an intense and different data from various sources reveals a new concept: "Big Data". Big data is a collection of structured, semi-structured and unstructured data generated in high volume, velocity and variety. Numerous industrial areas are sources of big data by means of generating new data or digitizing the existing data. Information is an essential
Kötücül yazılımlar, süregelen evrimi nedeniyle günümüzde de birçok bilgisayarı etkilemeye devam etmektedir. Kötücül yazılımların amacı hedef sistemleri manipüle etmek olduğundan, bu amacın önündeki en büyük engellerden biri konumunda olan antivirüs yazılımlarının atlatılması için birçok yöntem geliştirilmiştir. Bu çalışmada; kod enjeksiyonu, anti-dinamik modifikasyon ve şifreleme adımlarından oluşan deneysel metotla manipüle edilen masum bir programın, imza ve dinamik analiz temelli antivirüs yazılımlarını büyük ölçüde atlatabildiği gösterilmiştir. Masum bir program olarak Notepad++ metin editörü, kötücül kod üretmek için Metasploit zafiyet analiz ve test çatısı, anti-dinamik modifikasyon için Ollydbg hata ayıklayıcısı ve kötücül yazılım analizi için Virustotal platformu kullanılmıştır. Virustotal sonuçlarına bakıldığında; masum program içerisine enjekte edilmiş kötücül kod başlangıçta 30/67 adet antivirüs yazılımı tarafından tespit edilmiş, fakat anti-dinamik modifikasyon ve şifreleme uygulandıktan sonra bu değer, sırasıyla 9/67 ve 4/66 adede düşmüştür. Özetle birçok antivirüs yazılımının, farklı anti-tespit yöntemleri ile atlatılabildiği anlaşılmıştır. Bu sonuç, mevcut antivirüs çözümlerinin yanı sıra kum havuzu teknolojisi gibi farklı güvenlik yaklaşımlarına ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.
ÖzetBu çalışmada, Cameron-Freeman örgüt kültürü türleri ekseninde Türkiye'deki devlet üniversitelerinin genel kültürel profilinin tanımlanması, bilgi güvenliği prensipleri temelinde akademik personelin bilgi güvenliği algısının ortaya konması ve korelasyon analizi ile örgüt kültürü türleri ve bilgi güvenliği algısı ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, Türkiye'deki 106 devlet üniversitesinin 3.023 akademik personelinden anket yöntemi ile veri toplanmıştır. Anketin Cameron ve Freeman örgüt kültür türlerine ilişkin soruları, Cameron ve Quinn (2006) tarafından geliştirilen Örgütsel Kültür Değerlendirme Aracı dikkate alınarak hazırlanmıştır. Anketin bilgi güvenliği algısına ilişkin sorularının hazırlanmasında da, Chang ve Lin (2007) tarafından geliştirilen ölçekten yararlanılmıştır. Veri analizinde IBM SPSS 21 paket programı kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, hiyerarşinin Türkiye'deki devlet üniversitelerinin genel kültürel profilinde baskın olduğu ve erişilebilirlik algısı düzeyinin diğer bilgi güvenliği prensipleri algılarına göre yüksek çıktığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca örgüt kültürü türleri ile akademik personelin bilgi güvenliği algısı arasında istatistiksel olarak anlamlı ve orta düzeyde pozitif ilişki gözlemlenmiştir. Eloff, 2007, s. 362). Son zamanlarda örgüt içi kaynaklı bilgi güvenliği tehditlerinin, sayıca örgüt dışı kaynaklı olanlarının önüne geçtiği görülmekte ve bu durum bilgi güvenliğinin, teknolojik çözümlerin yanı sıra insan faktörünü de kapsadığı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.Bilgi güvenliği, teknolojiyi, süreçleri ve insanları kapsamaktadır. Şifreleme sistemleri, anti virüs yazılımları, kimlik doğrulama mekanizmaları ve güvenlik duvarları gibi teknik çözümler, bilgiye karşı oluşabilecek tehditlerin azaltılmasında tek başına yetersiz kalmaktadır. Bilgi güvenliği ilk aşamalarda, bilgi teknolojileri ortamının korunmasında daha çok teknik bir yaklaşım olarak nitelendirilmekteydi. Örgütlerdeki teknik vasıflı kişiler zamanla, bilgi güvenliğinde yönetimin önemli bir rol oynadığının ve üst yönetimin de bilgi güvenliği süreçlerine dâhil edilmesi gerektiğinin farkına vardılar. Bu durum, bilgi güvenliğinin örgütsel yapı ile bütünleşmesi aşamasına geçişi sağlamış oldu. Bu aşamayla birlikte daha önceleri ihmal edilen insan faktörü, öncelikle adreslenmesi gereken büyük bir bilgi güvenliği tehdit kaynağı olarak algılanmaya başlandı. Bilgi güvenliğinde gelinen son aşamada ise bilgi güvenliğinin, günlük faaliyetlerle ve çalışanların iş yapış şekilleriyle bütünleşmesinin gerekli olduğu vurgulanmaktadır (Veiga ve Eloff, 2007, ss. 361-362). Güvenlik çözümleri ve yönetimin desteğiyle bütünleşen bir kültürel değişim olmadığı müddetçe teknolojik çözümlerden istenilen fayda elde edilememektedir. Üst yönetim desteğinin azalmasıyla birlikte güvenlik politikalarının uygulama seviyesinde de düşüş görülmektedir (Knapp ve Ford, 2006, s. 34). 326Örgütlerin sahip olduğu kültür türleriyle çalışanların bilgi güvenliği algısı arasındaki ilişkinin düzeyi, bilgi güvenliği uygulamalarında başarıyı elde e...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.