The main purpose of this research was to determine the competencies of technological pedagogical content knowledge (TPCK) of geography teachers and to examine whether these competencies differed significantly according to various variables. The study included a total of a total of 42 geography teachers employed in Karabuk city centre and its districts in 20015-2015 education year. The data of the study was gathered though Technological Pedagogical Content Knowledge (TPCK) developed by Pamuk, Ergun, Çakır, Yılmaz ve Ayas (2012). Frequency and percentage values along with Kolmogorov-Smirnov (K-S) test, Mann Whitney U test and Kruskal Wallis H test were used to analyse the data of the current study. The results of the study revealed that the technological pedagogical content knowledge of geography teachers was not enough. Results also demonstrated the level of geography teachers' technological pedagogical content knowledge did not differ significantly according to their skills and knowledge at using technology, seniority, education level and gender. Content Knowledge is one of the subscales of TPCK that geography teachers had the highest level of knowledge. Furthermore, the level of technological content knowledge of geography teachers was higher than that of technological pedagogical knowledge. The results of the study were discussed in line with the related literature and some suggestions were made.
Dünya genelinde 2019 yılı Aralık ayında ortaya çıkan ve kısa sürede hızla yayılan Covid-19 salgını milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine sebep olmuştur. Salgın sürecinde uygulamaya konulan kısıtlama ve yasaklar insanların sosyal yaşamını, tüketim alışkanlıklarını ve ekonominin bütün sektörlerini etkilemiştir. Bu durumdan etkilenen sektörlerden biri de turizm sektörüdür. Turizm yapısı itibariyle yaşanan ekonomik krizler, salgın hastalıklar, terör olayları ve doğal afetler gibi durumlardan kolay etkilenebilen sektörlerin başında yer almaktadır. Dolayısıyla Covid-19 salgını turizm sektörünü de olumsuz yönde etkilemektedir. Dünyada en fazla turist ağırlayan altıncı, Avrupa'da dördüncü ülke olan Türkiye'de turizm sektörü Covid-19 salgınından önemli ölçüde etkilenmiştir. Turizm sektörünün önemli paydaşlarından biri olan konaklama işletmeleri de salgın döneminde uyulması gereken yasaklar ve tedbirler kapsamında faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir. Bu araştırma kapsamında, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biri olan Fethiye'de Covid-19 salgınının turistik hizmet sağlayan konaklama işletmelerine olan etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını Fethiye'de turizm konaklama işletmesi yetkililerinden 16 kişi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, önceki yıllara göre 2020 yılı turizm potansiyelinin çok düşük seviyelerde olduğu, turistik taleplerin azaldığı ve işletmelerin ekonomik kayba uğradıkları, işletmelerin salgına karşı alınan yasal tedbirlere yeterince uydukları, tedbirler konusunda en çok zorlanılan durumun maske kullanımı olduğu, turistlerin alınan tedbirlere yeterince uydukları ve en çok maske kullanımı konusunda zorlandıkları, turistik talepteki azalışın konaklama ücretlerini düşürdüğü, konaklama işletmelerinin doluluk oranlarının düşük seviyelerde olduğu ve turistlerin konaklama işletmesindeki kalış sürelerinin azaldığı tespit edilmiştir. Bu bulgulardan yola çıkarak konaklama işletmelerinin önceki yıllara göre salgın sürecinde ekonomik bir daralma yaşadıkları tespit edilmiştir.
Doğal ve kültürel kaynak değerleriyle ön plana çıkan milli parklar, insanlar tarafından gittikçe daha fazla ziyaret edilen mekânların başında yer almaktadır. Milli parklara olan turistik talebin artması milli parkların daha fazla korunmasına yönelik faaliyetleri beraberinde getirmektedir. Milli parkların korunması doğal kaynakların devamlılığı açısından hem ulusal hem de yerel ölçekte önem taşımaktadır. Özellikle korunması gereken bir alanın milli park ilan edilmesi, milli park çevresinde yaşayan yerel halkın koruma kullanma dengesini değiştirdiği için bu durum yerel halk tarafından kimi zaman olumsuz algılanabilmektedir. Bu araştırmada, İğneada yerel halkının milli parklara yönelik farkındalıkları ve İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı'na ilişkin görüş ve düşünceleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını İğneada yerel halkından 35 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, araştırmaya katılan yerel halkın milli park kavramına ve milli parkları koruma kurallarına ilişkin bilgi sahibi oldukları, gelecek nesiller için milli parkların önemini doğal güzelliklerin devamı şeklinde ifade ettikleri, Longoz Ormanları'nın milli park ilan edilmesiyle birlikte artan yasaklardan ve Longoz Ormanları Milli Parkı'na yönelik gerçekleşen turistik faaliyetlerin çevreye verdiği zarardan rahatsızlık duydukları ve Longoz Ormanları'nın milli park ilan edilmesinin yerel halka ekonomik anlamda fayda sağladığını düşündükleri tespit edilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.