İntestinal mikrobiyota sağlığın korunmasında anahtar bir rol oynamaktadır. Mikrobiyota üzerine önemli etkileri olan beslenme, beyin-bağırsak aksındaki bozuklukları hafifletmek, nöroinflamasyonu ve bilişsel bozulmayı iyileştirmek için büyük önem taşımaktadır. Bağırsak bakterileri, diyetle alınan besin ögelerini kullanarak çeşitli metabolitleri (örn., kısa zincirli yağ asitleri, amino asitler, vitaminler) üretebilme yeteneğine sahiptir. Üretilen bu metabolitler, periferik sinir sistemi, enteroendokrin hücreler ve merkezi sinir sistemine sinyal gönderen immün hücreler aracılığıyla beyin fonksiyonlarını ve bilişsel davranış değişikliğini etkilemektedir. Karbonhidratlar, çoğu durumda intestinal mikrobiyota tarafından substrat olarak kullanılmakta ve fermente edilmektedir. Karbonhidratların bu etkileri kimyasal yapılarına, sindirilmeden kolona ulaşıp ulaşamamalarına ve konağın karbonhidratı enerji kaynağı olarak kullanabilme yeteneğine bağlıdır. Karbonhidratın türü ve miktarı mikrobiyota, beyin bağırsak aksı ve bilişsel işlevlerdeki etkiyi belirleyen ana faktörlerden biridir. Bu derlemede, düşük veya yüksek karbonhidrat içeren diyetlerin beyin-bağırsak aksı ve bilişsel fonksiyonlara olan etkilerinin güncel literatür verileri ışığında değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Şiddet, en az insanlık tarihi kadar eski olmasına rağmen, özellikle son yüzyıla kadar ciddi bir sorun olarak algılanmamıştır. Ancak değişik nedenlerle her gün artarak yaşanılan ve günlük hayata neredeyse yerleşme boyutuna gelen şiddet, bireysel şiddetten kolektif şiddete her boyutta ortaya çıkmaktadır. Her yıl bir milyondan fazla kişi, uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmektedir. Gebelik, özellikle de planlanmamış bir gebelik ise aile içi şiddet için önemli bir risktir. Gebelik sırasında aile içi şiddet, özellikle düşük gelirli ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak rapor edilmektedir. Gebelik döneminde yakın eş şiddeti, hem gebelik hem de emziklilik döneminde anne ve çocuktaki beslenme ve sağlık sorunları ile yakından ilişkilidir. Raporlar, gebelikte bazı sağlık sorunları ile birlikte obstetrik komplikasyonlar, psikolojik sorunlar, erken doğum, fetal büyüme geriliği ve fetal/yeni doğan mortalitesini işaret etmektedir. Mevcut araştırmalar, gebelik döneminde maruz kalınan şiddet ile besin güvencesi, malnütrisyon, yetersiz doğum öncesi bakım, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi olumsuz sonuçların ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca, gebelikte şiddet gören anneler ve çocuklarıyla yapılan çalışmalarda, çocukların gelişimsel, sosyo-duygusal ve davranışsal problemler açısından daha fazla risk altında olduğu gösterilmektedir. Farklı ülkelerde yapılan çalışmalarda yakın eş şiddetinin yüksek prevalansına rağmen, şiddete maruz kalan annelerden doğan bebeklerin uzun dönem sonuçları yeterince araştırılmamıştır. Yakın eş şiddetinde azalma, sadece kadınların refahını ve sağlığını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda çocuğun büyüme ve gelişimini de olumlu yönde etkiler. Bu derlemenin amacı, gebe kadınlara uygulanan şiddetin, gebelik ve emziklilik dönemlerinde, anne ve çocuğun sağlığı ile beslenmesine olan etkilerini tartışmaktır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.