The referendum, a semi-direct democracy tool, was used seven times in the Republic of Türkiye in 1961, 1982, 1987,1988, 2007, 2010, and 2017. Since referendums have been made more frequently in the last fifteen years, the issue has attracted public attention. The fact that the referenda were handled independently in the doctrine, and that the works that deal with all of the referenda with a holistic perspective were quite limited constituted the study's starting point. In the study, after giving brief information about the theoretical framework related to the referendum, the principles and procedures of applying for the referendum in Türkiye and the issues related to the administration and control of the referendum will be discussed. After the referendums held in Türkiye were handled separately, some inferences were made from the results and processes of the referenda
Kamu hizmetinin bireylere ulaşmasında belediyeler kilit rol oynamaktadır. Kanun koyucu, il ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunluluğunu benimsemiştir. Bunun dışındaki yerlerde belediye kurulması ile ilgili farklı süreçler işlemektedir. Belediye Kanunu’na göre yeni bir beledi- ye kurulması veya belediyelerin birleşme ve katılma işlemlerinde yarı doğrudan demokrasi araçla- rından halkoylamasına(*1) başvurulmaktadır. Belediyelerle ilgili bazı konularda anayasal ilkelere uygun halkoylaması düzenlenmesi, kanun koyucunun belediye hizmetlerine verdiği öneme işaret etmektedir. Bu usul, aynı zamanda kamu hizmetlerinin bireylere en yakın kamu otoritesi tarafın- dan sağlanmasına yönelik yerindenlik (subsidiarite) ilkesi ile uyumlu olduğu gibi yerel yönetim organlarının özerkliğini benimseyen uluslararası normların gerekliliklerini de karşılamaktadır. Belediye Kanunu, halkoylamasına hangi koşullar altında ve kimlerin başvurabileceğini açıkça düzenlemesine rağmen halkoylamasının usul ve esasları ile ilgili düzenlemelere yer vermemiştir. Çalışma kapsamında görülmüştür ki muhtemel bir seçim kanunu düzenlemesinde Belediye Kanu- nu’na göre yapılan halkoylamalarının usul ve esaslarına ilişkin bir düzenlemenin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) içtihatları doğrultusunda ele alınmasının yerinde olabileceği değerlendirilmiştir. YSK önceleri karar ve uygulamalarında Belediye Kanunu’na göre yapılan halkoylamalarını “ple- bisit” olarak adlandırmasına rağmen yakın zamanda bu kavramdan ayrılarak “Belediye Kanu- nu’na göre yapılan halkoylamaları” kavramını kullanmaya başlamıştır. Çalışmada plebisit kavra- mının teorik çerçevesi aktarıldıktan sonra Belediye Kanunu’na göre yapılan halkoylamaları YSK’nın konuya ilişkin içtihatları çerçevesinde ve belli bir sistematik esas alınıp incelenerek çözüm önerileri getirilmiştir.
Tehlikeli bir salgın hastalık olarak kabul edilen Covid-19 salgını, birçok alanda farklı etkileri olduğu gibi seçme ve seçilme hakkı üzerinde de bir takım sonuçlar doğurmuştur. Covid-19 salgınının başladığı dönemden bugüne kadar Türkiye’de süresi gelen ulusal çapta milletvekili seçimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi, halkoylaması veya yerel seçimin olmaması sebebiyle seçimlerin ertelenmesi konusu ciddi bir gündem oluşturmamıştır. Fakat dünyada birçok ülke süresi gelen genel veya yerel seçimlerini ertelemek veya salgın tedbirleri çerçevesinde seçimleri gerçekleştirmek durumunda kalmıştır. Tehlikeli salgın hastalıklar sebebiyle seçimlerin hangi koşullar altında ertelenebileceğinin veya hangi şartlarda gerçekleştirilebileceğinin anayasal ve yasal düzenlemeye konu edilmesi seçimlerin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesine imkân sağlayacaktır. Salgının başladığı zamandan bugüne kadar geçen yaklaşık bir buçuk yıl içerisinde süresi gelen yerel ara seçimler ile siyasi parti, sendika, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organ seçimleri ile ilgili olarak Yüksek Seçim Kurulu birtakım kararlar almıştır. Çalışmada bu kararlar bir sistematik çerçevesinde değerlendirilmiş, bu kararların ortaya koyduğu anayasal ve yasal boşluklara işaret edilmiştir.
Bu makale intihal programında taranmış ve en az iki hakem incelemesinden geçmiştir. // This article has been scanned via a plagiarism software and reviewed by at least two referees.
Political Science and Public Administration/Public Administration departments aim to train qualified personnel to work at different levels of the public sector within the faculties of social/political sciences, especially the Faculties of Economics and Administrative Sciences. It can be said that one of the important characteristics of the personnel who will work in the public sector is to have a minimum legal perspective. One of the important disciplines in shaping this legal perspective is constitutional law. İn the study after discussing the place and importance of constitutional law in the curriculum of the Department of Political Science and Public Administration/Public Administration, the weight and distribution of constitutional law will be revealed in the KPSS Field Knowledge questions.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.