The aim of this study is to examine the relationships between attachment style and prosocial behavior of the university students. The research which is used relational survey method was carried out on 551 students who are among 1st and 4th grades and are attending to Kırıkkale University in the 2018-2019 academic year. Prosocial Scale which is developed by Carlo and Randal (2002) and is adopted by Yıldız, Boz and Yıldırım (2012) to university students and Interpersonal Attachment Styles Scale which is developed by Kandemir and İlhan (2017) are used in the research as data collection tools. Path analyse method was used by utilizing AMOS package programs in order to analyse hypothesis test model. As a result of the research, it is revealed that secure attachment style of the university students has a precursor power which is significant and positively on Compliant Prosocial Behavior and is significant and positively on the anonymous/altruist behavior. According to reserach findings, anxious attachment sytle has positive and significant effect on predicting public prosocial behavior and pragmatic prosocial behavior. There withal the avoidant attachment style predicts public prosocial behavior positively and substantially and pragmatic prosocial behavior positively and substantially. The findings obtained after the analysis of research are discussed by comparing with the literature study results. In the last part of the research, suggestions are made within the results of the study.
Bu çalışmada, premenopozal evre (PRME), postmenopozal erken evre (POMEE) ve postmenopozal geç evredeki (POMGE) kadınların zihinselleştirme kapasiteleri bakımından karşılaştırılması hedeflenmiştir. Araştırma, her grupta 10 kişi olmak üzere, toplam 30 kadınla projektif testlerden Rorschach Testi kullanılarak yürütülmüştür. Katılımcıların hangi menopozal evrede oldukları, Demografik ve Menstürel Bilgi Formunda yer alan ilgili sorulara verdikleri cevaplara göre belirlenmiştir. Rorschach testinden elde edilen verilerin analizinde, nicel ve nitel analizden oluşan, mix metod kullanılmıştır. Zihinselleştirme kapasitesini değerlendirmek için, araştırmanın amacı göz önüne alınarak, dört temel determinant belirlenmiş. Bu doğrultuda; bedensel duyumların ve cinsel dürtünün, kaybın, kadınsı ve anneliğe dair imgelerin, hoşnutsuzluk yaratan duygulanımların ve de içsel çatışmaların zihinselleştirilmesi açısından evreler arası bir farklılaşma olup olmadığı incelenmiştir. Sonuçlara göre PRME ve POMEE’de olmakla zihinselleştirme kapasitesinde gözlenen yetersizlikler arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Öte yandan POMGE ile birlikte zihinselleştirme kapasitesinde pozitif yönde bir artış görülmüştür. PRME ve POMEE arasındaki farklılaşma ise daha çok içerik analizinde ortaya çıkmıştır. Zihinselleştirme kapasitesinin alt determinantları açısından karşılaştırıldığında, cinsel dürtünün zihinselleştirilmesi bakımından en fazla POMEEG’de sorun yaşandığı görülmüştür. Kadınsı ve anneliğe dair imgelerin zihinsel olarak işlenebilmesi açısından en fazla zorlanan grubun ise PRMEG olduğu gözlenmiştir. Üreme kaybı nedeniyle yaşanan depresif duygulanımı zihinsel olarak işlemekte en fazla zorlanan grup POMEEG iken yaklaşan üreme kaybı nedeniyle yaşanan kayıp endişesini veya yaygın bedensel endişeleri zihinsel olarak işlemekte en fazla zorlanan grubun PREMEG olduğu görülmüştür. İçsel çatışmalarla yüzleşebilme ve bu çatışmaları iyi bir şekilde zihinselleştirebilme açısından ise POMGE lehine pozitif yönde anlamlı bir farklılaşma tespit edilmiştir. Determinantlar açısından evreler arası görülen farklılaşmaların nasıl yorumlanabileceği, makalenin son kısmında tartışılmıştır.
Sinirlilik psikopatolojileri tanımlama ve anlama konusunda yaygın bir kullanıma sahiptir. Alanyazın incelendiğinde Türkçede bu kavramı yetişkin örneklemi için ölçecek herhangi bir ölçüm aracının olmadığı görülmüştür. Bundan dolayı Born-Steiner Sinirlilik Ölçeği: Öz-Bildirim Formu’nun Türkçeye kazandırılması, geçerlik ve güvenirlik analizlerinin yapılarak psikometrik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini yaş ortalaması 31.67 (S= 7.73) olan 463 gönüllü kadın oluşturmaktadır. Katılımcılara Demografik Bilgi Formu, Born-Steiner Sinirlilik Ölçeği: Öz-Bildirim Formu, Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği, Spielger’in Durumluk Öfke Ölçeği, Algılanan Stres Ölçeği-14 ve Beck Depresyon Envanteri uygulanmıştır. Açımlayıcı Faktör Analizi ve Doğrulayıcı Faktör Analizi yapabilmek için veri seti ikiye bölünmüş, diğer analizler ise örneklemin tümü ile yürütülmüştür. Son olarak, ilk çalışmaya katılarak ikinci çalışma için gönüllü olan 94 kişiden test-tekrar test güvenirlik analizi için 28 gün sonra yeniden veri toplanmıştır. Yürütülen açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri sonucunda ölçeğin özgün çalışmadakine benzer tek faktörlü bir yapı gösterdiği belirlenmiştir. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlık güvenirlik değerinin .92 olduğu sonucuna ulaşılmış; test-tekrar test analizi sonrasında her iki uygulama arasında pozitif yönlü orta-yüksek düzey bir ilişki olduğu saptanmıştır. Araştırma bulguları Born-Steiner Sinirlilik Ölçeği: Öz-Bildirim Formu’nun geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğunu göstermiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.