Ekonomik karmaşıklık üretilen ürünlerin özelliklerini ülke bazında bütünsel bir ölçümünün sağlanmasını amaçlayan yeni bir kavramdır. Bu kavram ülkelerin üretim yapılarını göstermesinin yanında ülkeler arası gelir ve gelişmişlik farklılıklarını da açıklamaya yardımcı olmaktadır. Ticarî dışa açıklık ise genellikle toplam dış ticaret hacminin GSYH’ye oranı şeklinde hesaplanmakta ve dış ticaretin serbestlik boyutunu ölçmede kullanılmaktadır. Bu bağlamda gerek ekonomik karmaşıklık gerekse ticarî dışa açıklık kavramları ülke ekonomilerinin küresel düzeydeki konumu hakkında bilgi veren önemli göstergelerdir. Çalışmada 1995-2017 dönemi için 16 yükselen piyasa ekonomisi üzerinde ekonomik karmaşıklık ve ticarî dışa açıklık arasındaki ilişki incelenmiştir. Dumitrescu ve Hurlin panel nedensellik testi sonucunda ekonomik karmaşıklıktan ticarî dışa açıklığa doğru bir nedensellik ilişkisine rastlanılmazken, ticarî dışa açıklıktan ekonomik karmaşıklığa doğru nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir.
Bilim ve teknolojik alanlarında ortaya çıkan yenilikler ekonomik gelişme ve büyümenin itici güçlerinden biridir. Ar-Ge faaliyetlerine yapılan yatırımlar ekonomik büyümenin yanında rekabet düzeyinin de artmasında etkilidir. İçsel büyüme modellerinde de Ar-Ge'nin ekonomik büyüme üzerinde olan etkisine dikkat çekilmektedir. Sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin gerçekleştirilebilmesinde sürekli yenilik anlayışının benimsenmesi önemlidir. Yenilikçi üretim sistemlerinin geliştirilmesi verimlilik, ekonomik büyüme ve refah artışının sağlanmasında anahtar görevi üstlenmektedir. Bu kapsamda, çalışmada IMF'nin yükselen piyasa ekonomisi olarak nitelendirdiği 15 ülkede Ar-Ge ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1996-2015 yılları arası için panel veri analizi kullanılarak test edilmiştir. Analiz sonucunda, 15 yükselen piyasa ekonomisinde Ar-Ge'ye yapılan harcamalarla ekonomik büyüme arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmuş, ayrıca iki değişken arasında karşılıklı olarak çift yönlü nedensellik olduğu bilgisine ulaşılmıştır.
Ekonomik küreselleşme sürecinde dünya ağına entegre olunabilmesi gerekli serbestleşme politikalarının uygulanmaya konulmasından geçmektedir. Serbestleşmenin ilk ayağını ise dış ticaretteki liberalizasyon hareketleri oluşturmaktadır. Ticari serbestleşmeyle birlikte mal ve hizmet piyasaları üzerindeki kontrollerin kaldırılması amaçlanarak küresel boyutta entegrasyonun gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Bir ülkenin dünya ticaret ağına ne kadar entegre olduğunun göstergelerinden birisi de ticari dışa açıklık kavramıyla ifade edilmektedir. Toplam ticaret hacminin GSYH'ye bölünmesiyle hesaplanan ticari dışa açıklık oranı bir ekonomide uluslararası ticaretin ne kadar önem taşıdığının göstergesidir. Bu oran aynı zamanda bir ekonominin küreselleşme derecesi olarak da kabul edilmektedir. Küreselleşme ve ticaret ekseninde beklenen ana hedef ise ekonomik büyüme olarak ortaya çıkmaktadır. Küresel ekonomiye entegrasyon, ticari serbestleşme ve ekonomik büyüme bakımından gösterdikleri performansla ön plana çıkan ülkeler yükselen piyasa ekonomileri olarak isimlendirilmektedir. Çalışmada 1992-2015 dönemi için 18 yükselen piyasa ekonomisinde ticari dışa açıklığın ekonomik büyüme üzerindeki etkisi incelenmektedir. Analize ayrıca gayri safi sabit sermaye yatırımları ve doğrudan yabancı yatırım verileri de dahil edilmiştir. Analizde serilerin durağanlığının araştırılmasında II. nesil panel birim kök testleri kullanılmıştır. Seriler arasındaki nedensellik ilişkisinin araştırılmasında ise yatay kesit bağımlılığını da göz önünde bulunduran Emirmahmutoğlu-Köse panel nedensellik testi tercih edilmiştir. Panel veri analizi sonuçları tüm değişkenlerin yükselen piyasa ekonomilerinde ekonomik büyümeyi olumlu şekilde etkilediğini göstermektedir. Nedensellik testi sonuçları ticari dışa açıklık, gayrisafi sabit sermaye yatırımları ve ekonomik büyüme değişkenleri arasında çift yönlü ilişkinin olduğunu göstermektedir. Ekonomik büyümeden doğrudan yabancı yatırımlara doğru ise tek yönlü nedenselliğin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
In this study, the relationship between Borsa Istanbul 100 Index (BIST-100), Investor Risk Appetite Index (RISE), and macroeconomic indicators are tried to be determined using Auto Regressive Distributed Lag Bounds Testing Approach (ARDL) with monthly data covering the periods 01/2011-08/2022. Inflation and interest rate are used as macroeconomic indicators. In statistical analysis, the natural logarithm of the series was taken. By taking into account the unit root test results related to the stationary conditions of the series, a mathematical model is founded in which the BIST-100 was selected as a dependent variable, and a cointegration relationship was determined. In addition, the parameters of the models were estimated and evaluated.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.