Öz: Bu araştırma, algılanan sosyal destek ve psikolojik iyi oluş arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi 538 kişiden oluşmaktadır. Araştırma verileri, kartopu örneklem yöntemi kullanılarak toplanmış olup, araştırmada veri toplama aracı olarak Demografik Bilgi Formu, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ve Psikolojik İyi Oluş Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, t testi, Anova testi ve Korelasyon analizi kullanışmıştır. Yapılan karşılaştırmalarda demografik değişkenlerden sosyal aktivitede bulunma durumu, arkadaş grubu, anne ve babanın demokratik olması, sınıf, mezun olunan lise, babanın mesleği, arkadaş ilişkileri ve aile içi ilişkilerin algılanan sosyal destek ölçek puanlarını etkilediği belirlenmiştir. Psikolojik iyi oluş ölçek puanlarını ise demografik değişkenlerden yaş, sosyal aktivite durumu, arkadaş grubu, anne ve babanın demokratik olması, sınıf, arkadaş ilişkileri ve aile içi ilişkilerin etkilediği belirlenmiştir. Sonuç olarak demografik değişkenlerin, algılanan sosyal destek ve psikolojik iyi oluş ölçek puanlarını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Bunlara ek olarak algılanan sosyal destek ile psikolojik iyi oluş arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki, bireylerin algıladıkları sosyal destek arttıkça, psikolojik iyi oluş düzeylerinin artmakta olduğunu ve bireyleri algıladıkları sosyal destek azaldıkça psikolojik iyi oluş düzeylerinin azalmakta olduğunu göstermektedir.
This research was carried out descriptively to determine the effect of work-family conflict on life satisfaction and job satisfaction. The sample of the study consists of 418 people. The data were collected using the snowball sampling method and Google survey; The Demographic Information Form was collected through the Minnesota Job Satisfaction Scale and the Life Satisfaction Scale. Independent Sample T-Test, ANOVA Test, and Correlation Test were used to evaluate the data. 67.9% of the participants are women, and 29.9% are between the ages of 2 and -31; 20% are veterinarians, and 40.4% are undergraduate degrees. Work-family conflict total score average is 49.63 ± 13.15, life satisfaction total score average is 15.19 ± 4.63, and job satisfaction average score is 3.45 ± 0.74. According to the correlation analysis results; A negative relationship was found between work-family conflict and life satisfaction and a negative relationship between work-family conflict and job satisfaction. There is also a positive relationship between job satisfaction and life satisfaction. In the comparisons, it was determined that the variables of age, education level, profession, monthly income, total working time in the current workplace, facilities of the institution, and daily average working hours affect the scale scores of work-family conflict. In addition, it was determined that the variables of having a child, taking work home, age, education status, profession, monthly income, total working time in the current workplace, facilities of the institution, and daily average working hours affect the job satisfaction scale scores. Life satisfaction scale scores are; Marital status, having children, taking work home, age, education status, profession, monthly income, total working time in the current workplace, facilities of the institution, and average daily working hours are affected. As a result, it was determined that demographic variables affect work-family conflict scores, life satisfaction, and job satisfaction scale.
Bu çalışmanın amacı özel bir zincir hastane grubunun finansal performansının DuPont analizi tekniği ile incelenmesidir. Çalışmada söz konusu zincir hastane grubunun 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait finansal verileri kullanılmıştır. Çalışmada yer alan finansal veriler, ilgili özel hastane grubunun web sitesinden ve Kamu Aydınlatma Platformu'ndan (KAP) alınmıştır. Çalışmanın sonucunda söz konusu hastane grubunun 2017, 2018 ve 2019 yıllarında aktif ve özsermaye karlılığının pozitif olduğu ancak bu oranlarda bir önceki yıllara göre azalış olduğu görülmüştür. Yapılan değerlendirme sonucunda bu azalışların nedenlerinin bir önceki yıla göre aktif karlılığındaki (ROA) azalış ve ile özsermaye çarpanındaki artıştan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Özsermaye çarpanının yıllar itibariyle artması, borçlanmanın dolayısıyla da finansal riskin artması anlamına geldiğinden dolayı, söz konusu hastane grubuna sermaye yapısı içinde yabancı kaynakların payının azaltılarak özkaynak payının artırılması önerilebilir.
Today, health services are shaped from the perspective of professional management, in this sense, organizational advances are increasing rapidly. With our Health Transformation Program in 2003, many current and technological new applications started in our country. One of the most important applications of the Health Transformation Program is the e-Pulse System. In this study, e-Pulse evaluations were made by placing news about e- Pulse on national web pages between 2015-2020. In the study, content analysis was used to analyze the data. For this purpose, 102 news obtained by entering the keyword 'e-Pulse' into the Google search engine were subjected to analysis. As a result of the research, 9 different themes are included. The most “benefit” and the least included theme in the news are “complaints and rewards”.
Amaç: Bu çalışmanın amacı covid-19 pandemisi sürecinde bireylerin özyeterliliğinin, gelişmeleri kaçırma korkusu üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Yöntem: İlişkisel bir niteliği olan bu çalışmanın örneklemini, ülke genelindeki 18 yaş üstü olan 660 kişi oluşturmaktadır. Çalışma internet aracılığı ile paylaşılan anket formları ile gerçekleştirilmiştir. Anket içerisinde bireylerin kişisel özelliklerini belirlemek amacıyla araştırmacıların geliştirmiş olduğu Kişisel bilgi formu ile Sherer vd. (1982) tarafından geliştirilen ve Yıldırım ve İlhan (2010) tarafından Türkçe'ye uyarlanan "Özyeterlilik Ölçeği" ile Przyblski vd. (2013) tarafından geliştirilen ve Gökler ve arkadaşları (2016) tarafından Türkçeye uyarlanan "Gelişmeleri Kaçırma Korkusu Ölçeği" kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmada özyeterlilik cinsiyete göre farklılaşmamaktadır. Ayrıca özyeterlilik eğitim düzeyine göre de farklılaşmamaktadır. Gelişmeleri kaçırma korkusu ise cinsiyete göre farklılaşmazken eğitim durumuna göre farklılaşmaktadır. Ayrıca bireylerin özyeterliliğinin artmasının gelişmeleri kaçırma korkusu yaşamalarını azaltacak yönde etki edeceği ifade edilebilmektedir. Tartışma: Araştırma sonucunda, özyeterliliğin gelişmeleri kaçırma korkusunu etkilediği bulunmuştur. Bu çalışmada Covid-19 ile ilgili bilgi edinilen kaynaklardan en çok güvenilen kaynağın Sağlık Bakanlığı olduğu belirtilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.