Change is one of the most common concepts we encounter in our daily lives. The world has gone through great change processes. The most up-to-date technological element that has changed our world in recent years is undoubtedly the internet. In fact, the internet, which was originally thought of as a military/defense communication system, has undergone a change in its journey of development and has transformed every area it has spread. The dominant technology of our age, the internet, has taken the purchase action of individuals to virtual platforms. Mobile phones integrated with internet technology have become indispensable in our daily lives. Technology makaes the lives of individuals easier, but advancing technology has brought along addictions. Nomophobia has been the given to this negative situation caused by smartphone addiction. The aim of this study was to determine the relationship between X and Y generation consumers nomophobic tendencies and online shopping addiction. He has done research on nomophobia and online shopping addiction seperately in the literature. This study has original value in the literature in terms of the first study of the relationship between consumers fear of mobile phone and online purchasing decision. The study universe of the X and Y generation consumers. Field survey of the study was conducted with 394 consumers and face to face survey method was applied. Simple random sampling method was chosen to determine the sample of the study. The data collected with the questionnaire was analyzed using SPSS statistical software. The participants were categorized according to their nomophobic tendencies using Nomophobia Scale. 24,6 % of the participants were found to be mild, 66% were moderate and 7,9 % were extremely mobile phone addicts. Significant differences were found in the hypotheses about the relationship between consumer's nomophobic tendencies and purchasing decisions.
Havacılık sektöründe oldukça karışık hiyerarşik bir yapı vardır ve bu organizasyon yapıları içerisinde iletişim problemlerinin en aza indirilmesi gerekmektedir. Havacılık sektörü öyle karmaşık öyle dinamik bir sistemdir ki burada iletişimin sonuçları çok kötü olabilmektedir. Farklı iş kollarının olduğu farklı dil biçimlerinin olduğu farklı iş yapılarının olduğu yüksek bütçe ile iş yapan havayolu firmaları özellikle iletişim kanallarını açık tutmak zorundadırlar. Burada önemli olan şey şudur ki iletişim kanalları açık olmayan bir havayolu şirketi düşünülemez. Çünkü havayolu organizasyonlarında temel amaç eğer insanların bir yerden diğer bir yere sağlıklı bir şekilde kavuşmalarını sağlamak ise iletişim kanallarının kapalı olduğu bir ortamda sağlıklı bir yolculuğun sağlıklı bir havayolu iletişiminin olamayacağından hareketle o insanın can güvenliğinin tehlikeye girebilmesi olasıdır. Çalışanları çok iyi bir derecede motive etmeyi kendine amaç edinen havayolu şirketleri düzgün bir iletişim ile önemli engelleri aşma noktasına gelmiştir. Özellikle havacılık sektörü en ciddi sektörlerden bir tanesidir. İletişimsizlik direkt başarısızlığa yönlendireceği için hava yolu firmaları özellikle organizasyon yapıları da çok iyi bir şekilde kurmak ve yönetmek zorundadırlar. Bilgisiz ve deneyimsiz bireylerin elinde olmaması gereken havacılık sektörü deneyim ve kabiliyet kazanmış bireyler tarafından yönetilmektedir. Bu bilgi ve deneyim içerisinde yönetilen firmalar katı kuralları olan firmalardır. Havacılık sektörü katı kuralları ile katı bir iletişim tekniğine sahiptir. Eğer bu noktada iletişimde bir yetersizlik olacaksa çalışanlar iletişimi kaybettikleri zaman çalışanların birbiriyle olan iletişimlerinin kaybedilmesi veya çalışanların hizmet alanlarla olan iletişimlerinin kaybedilmesi sonuçları çok ağır sonuçlara yol açabilir. Bu çalışmada havacılık sektörünün iletişim kanallarına ait teorik bir değerlendirme yapılacak ve "sürdürülebilir stratejik iletişim" kavramı tartışmaya açılarak bu konu ile ilgili tavsiyelerde bulunulacaktır.
İnsanların alışveriş alışkanlıkları her geçen gün değişim göstermektedir. Tüketicilerin ürüne bakış açıları maddi nitelikten çok duygusal niteliğe dönüşmüştür.Duygusal boyutta hareket eden tüketiciler ürünlerinin birbiri ile uyumlu olmasına dikkat etmektedirler.Bu durum tüketicilerde Diderot Etkisini tetiklemektedir.Bu duygu ile tüketici sürekli satın alma davranışı sergilemektedir.Domino etkisi mantığı ile hareket eden tüketiciyi plansız satın alımlara yöneltmektedir.Tüketiciler başlangıç bir ürünü satın aldıklarında tümevarım mantığıyla diğer ürünlere de ihtiyacının olduğunu düşünmeye başlamaktadır.Bu durumu sonuçlandırmak için de tamamlayıcı ürünler satın almaya yönelmektedir. Bu içgüdüsel bütünlük arzusu Diderot Etkisi olarak tanımlanmaktadır.Çalışmanın amacı, tüketicilerin Diderot Etki Düzeyleri ve Plansız Satın Alma eğilimlerini incelemektir.Araştırma verileri sosyal medyada uygulanan anket ile elde edilmiştir.Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistiklerden yüzde ve frekans, ANOVA ve Ki-Kare analizlerinden faydalanılmıştır.Araştırmada kullanılan ölçeklerin güvenirlikleri Cronbach Alfa yöntemiyle test edilmiş olup, ölçekler “Yüksek Güvenilirlik” çıkmıştır.Analizler sonucunda tüketicilerin plansız satın alma davranışı ile diderot etki düzeyleri arasında ilişki bulunduğu ve tüketicilerin satın aldıkları ürünleri tamamlayıcı nitelikte diğer ürünleri de plansız bir şekilde satın aldıklarını dolayısıyla diderot etkisinde kaldıkları belirlenmiştir.
The concept of innovation has gained a different dimension, with the Internet to be used in every field and become applicable to today's technologies. E-commerce is one of the greatest innovations that the internet offers our use. Today's marketing uses simulation applications as the element of experiencing while meeting consumer requests and expectations. The adoption of these applications by the consumer and the preferring is expressed by the concept of consumer innovation that expresses the accepted of the innovation. The aim of this study is to determine the impact of consumer innovation to purchase online simulated product. In this study, we focused on four dimensions of consumer innovation: social, functional, hedonic and cognitive innovation. The data obtained from the survey technique were analyzed in the SPSS.23 program. Hypotheses developed within the scope of the conceptual model are tested with Mann Whitney U test and Kruskall Wallis. According to the results obtained from the research, it was determined that the age and education situations of the consumers have not significantly differentiated their intention to purchase online simulated products. Social, functional and cognitive innovation of consumers innovation are significantly different intentions of purchasing online simulating product. A significant difference in hedonic innovation has not been detected.
Klasik iktisat teorilerinde bireylerin kararlarını anlamada boşlukların olduğu fark edilince yeni kuramsal arayışlar gündeme gelmeye başlamıştır. Bu boşluklar davranışsal ekonomi yaklaşımları ile doldurulmuştur. Bu çalışmada davranışsal ekonomi yaklaşımlarından çerçeveleme etkisi kullanılmıştır. Bu noktada çerçeveleme etkisinin açıklanmasında, senaryo oluşturulması aşamasında güncel bir olay olan Covid-19 ile değerlendirilmiş ve hayali kurgu yerine gerçek koşullar altında sorgulama yapılan araştırmada tüketicilerin perakendeci tercihlerinin gerçek risk altında değerlendirilmesi ile yapılmıştır. Çalışmanın amacı tüketicilerin Covid-19 sürecinde sanal ve fiziksel perakende tercihlerinin örnek çerçeveleme uygulaması ile açıklanması olmuştur. Amaç kapsamında araştırmada deney ve kontrol grubu kullanılarak oluşturulan araştırma modelinde 2020 yılından itibaren Türkiye’de ve dünya genelinde tesirini gösteren olağan süreç yani Covid-19 salgını ve bu salgın sonucunda oluşan durumlar tüketicilerde meydana gelen korku hissi altında çerçeveleme etkisinin araştırıldığı senaryolar ile araştırma gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın amacı çerçevesinde ilgili kavramlar teorik olarak açıklanmış ve ilgili literatür taraması yapılmıştır. Araştırma verileri çevrimiçi anket ile elde edilmiştir. Anket tekniği ile elde edilen veriler SPSS istatistik paket programı ile ölçümlenmiştir. Araştırma sonucunda tüketicilerin kazanç ve kayıp durumunda perakende kanal türü tercihlerinin farklılaştığı, deneyimlemiş olduğu gerçek bir risk ortamında kazanç durumunda risk almamayı, kayıp durumunda risk almayı seçtikleri görülmektedir. Bu da beklenti teorisi ile benzerlik taşıdığı neticesini desteklemektedir. Kısacası, çalışmadan elde edilen neticeler ile davranışsal ekonomi ve pazarlama literatürüne katkı sağlayacağı düşüncesi hakimdir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.