Gelenek ve görenekler, Türk kültürünü şekillendiren başlıca yapı unsurlarıdır. 19. yüzyılda Batı Türkistan’a yolculuk eden Avrupalı seyyahlar, bu yapı taşlarından biri olan misafirperverlik geleneğine tanık oldular. Misafir oldukları Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen gibi Türk toplumlarında misafirperverliğe özgü gelenek ve görenekleri kendi bakış açılarına göre seyahatnamelerine aktardılar. Genellikle Türk misafirperverliğine özgü karşılama biçimlerine, misafirlerini ağırlandıkları mekanlara, yemek ikramlarına ve bu geleneklerle bütünleşen geleneklere yer verdiler. Zira seyahatleri sırasında bu gelenek çerçevesinde yabancı olmalarına bakılmaksızın samimiyetle ve koşulsuz bir şekilde kabul edilmekteydiler. Çadır, ev veya köy evleri onların ağırlandıkları başlıca mekânlardı. Bu yerlerde misafirler için özel hazırlanan yemeklerin yanı sıra yemek kültürünü şekillendiren gelenekler ve sofra adabı kuralları seyyahların dikkatlerini çeken başlıca hususlardı. Seyyahların Türk misafirperverliğini oluşturan geleneklere dair bu canlı tasvirleri, Batı Türkistan’ın sosyo-kültürel yapısının aydınlanmasına katkı sunacaktır. Bu makalede, pek çok Avrupalı seyyahın seyahatnamelerindeki misafirperverlik geleneğine özgü anlatımlarından yola çıkılarak 19. yüzyılda Batı Türkistan’daki Türk misafirperverliğinin uygulanmasına özgü gelenek, örf ve âdetlerin genel bir çerçevesinin çizilmesi sağlanacaktır. Bununla birlikte 19. yüzyılda Batı Türkistan’da misafir ağırlama geleneklerinin geçmişle olan kültürel bağı vurgulanacaktır. Özellikle de 19. yüzyılda Batı Türkistan’da giden Avrupalı seyyahların misafir olarak nasıl ağırlandığı sorusuna cevap bulunmaya çalışılacaktır.
Çarlık Rusya, 16. Yüzyıldan itibaren İdil-Ural Bölgesinde bir kültür emperyalizmi olan Ruslaştırma ve Asimilasyon siyasetini uyguluyordu. Bu baskı ve yıldırma politikası, 19. Yüzyıla gelindiğinde Türk halklarını fazlasıyla yıpratıyordu. Kırım Tatar Türklerinden Gaspıralı İsmail Bey, 1880 yılından itibaren edebi, fikri ve basın çalışmalarında Ruslaştırma ve Asimilasyon siyasetini eleştirel bir dille ele alarak Tatar millî uyanış sürecine yön verdi. Onun bu çalışmaları, Macaristan’da yaşayan Türkolog Ármin Vámbéry tarafından desteklendi. Gaspıralı İsmail Bey’in eserleri incelendiğinde gençlik yıllarından itibaren Ármin Vámbéry’nin fikirlerinden etkilendiği görülmektedir. Özellikle Tercüman Gazetesi’nde yayımlanan edebi eserleri, Ármin Vámbéry’ye bakış açısını yansıtmasından dolayı tarihi kaynak niteliğindedir. Gaspıralı İsmail Bey ile Ármin Vámbéry’nin fikirleri arasındaki etkileşim, 1905 yılında başlayan Tatar millî uyanış hareketiyle birlikte daha da artmıştır. Ármin Vámbéry’nin, Tercüman Gazetesi’nde yayımlanan yazıları bunun kanıtıdır. İşte biz bu makalemizde Gaspıralı İsmail Bey’in düşünce dünyasının ürünleri olan eserlerinden yola çıkarak, Ármin Vámbéry, Gaspıralı İsmail Bey’in fikir dünyasında nasıl bir yere ve öneme sahiptir, sorusu üzerinde duracağız.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.