In this study, Wadjda (2012), directed by Haifa El Mansur, will be analyzed from a feminist perspective in the context of the concept of gender. Mansur demonstrates to the cinema audience through a 10-year-old girl that women get out of their passive positions and get their rights partially. In this study, firstly the social structure of Saudi Arabia and the position of woman, the concept of gender and feminist film criticism, which is the analysis technique of the film, will be examined and the position of women in Saudi Arabian society will be examined through Wadjda shot by a Saudi female director.

Yeni medya teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle pek çok alanda dönüşüm yaşanmıştır. Dönüşüm yaşanan başlıca alanlardan biri de gazetecilik mesleğidir. Değişen teknolojilerle birlikte gazetecilerin haber kaynaklarına erişimi de kolaylaşmıştır. Özellikle internet sayesinde habere anında ulaşma imkânına sahip olan gazeteciler haber kaynaklarında da bir dönüşüm yaşamıştır. Günümüzde sosyal medya platformlarının gazetecilerin haber kaynaklarına dahil edildiği gözlemlenmektedir. Bu çalışmada bir haber kaynağı olarak sosyal medyanın gazeteciler için önemi tespit edilmek istenmiştir. Çalışma yöntemi olarak web tabanlı derinlemesine görüşme tekniği uygulanmıştır. Sekiz medya profesyoneline sosyal medya hesaplarından canlı olarak sorular sorularak sosyal medyanın gazetecilik mesleğiyle ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda görüşülen gazetecilerin tümünün sosyal medyayı haber kaynağı olarak kullandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Technology detaches people from time and space and puts different contextual structures before them. First caused by traditional media, this rupture prevails in virtuality, resulting in a paradigm shift in space and self. Virtual space, like the physical world, witnesses a collective production. In other words, contrary to popular belief, virtual space has a connection with reality and allows the subject to reproduce herself. However, virtual space has a sense of space that breaks down contexts in the physical world. The space of new media uncovers the self-presentation where public and private boundaries are blurred. The desire for visibility conflicts with privacy. The subject presents herself in a space where the boundary between the front stage and backstage becomes fuzzy. The change in our perception of space in virtuality transforms privacy, and the desire of subjects to meet their identity needs affects their self-presentation. This study investigated the interrelated transformations in space and self resulting from the paradigm shift induced by advances in technology. For this purpose, semiological analysis was conducted on a YouTube video criticizing the virtuality in Instagram. The result of the research has shown that people consume space while making self presentations and the consumed space transforms privacy. ÖzTeknolojinin insanı zamandan ve mekândan koparması farklı bağlamsal yapıları karşımıza çıkartır. Önce geleneksel medya ile ortaya çıkan bu kopuşun virtüalitede kendini bugün devam ettirmesi birçok alanda olduğu gibi mekan ve benlik konusunda paradigma değişimini beraberinde getirmiştir. Sanal alanda fiziksel dünyada olduğu gibi toplumsal bir üretim vardır. Yani burası zannedildiği gibi gerçeklikle bağsız bir yer değildir. Öznenin kendini yeniden ürettiği bir yer olarak karşımıza çıkar. Ancak burası fiziksel dünyadaki bağlamları çökerten bir mekân olgusuna sahiptir. Yeni medyanın mekân olgusu içinde, ortaya kamusal ve özel sınırların bulanıklaştığı bir alanda benlik sunumları çıkmıştır. Görünürlük arzusu, mahremiyet ile çatışır. Sahnenin önü ve arkasının neresi olduğu anlaşılmayan bir mekânda özne kendini sunar. Sanallıktaki mekân algımızın değişmesi, mahremiyeti dönüştürürken öznelerin burada kimlik ihtiyacını karşılama istekleri benlik sunumlarını etkiler. Bu çalışmada teknoloji ile değişen paradigma değişimiyle mekân ve benliğin birbiri ile olan karşılıklı dönüşümleri incelenmiştir. Bu amaçla Instagram'da sanallığı eleştiren bir YouTube videosuna göstergebilimsel analiz yapılmıştır. Araştırmanın sonucu, insanların benlik sunumlarını yaparken mekânı tükettiğini ve tüketilen mekânın mahremiyeti dönüştürdüğünü göstermiştir.

In the study, the effects of ads on children's consumption are examined. Following a conceptual look on ads, advertising, and child and the field of ads, an in-depth interview technique is utilized to measure the impact of ads on children's consumption which constitutes the main subject of the study. An in-depth interview is conducted with 20 parents living in Ataşehir district in İstanbul, Turkey and with their children studying in Ataşehir. As a result of the study, it is determined that all the TV commercials influence children. When the food ads on TV are examined, it is found that the advertisements of foods of animal origin catch children`s interest at most. There are also healthful products such as milk, yoghurt in these food ads. However these ads are for foods of animal origin such as fruit yoghurt, fruit milk and delicatessen products. These ads influence children`s interest and create desire of purchase.

Along with the developments in mass media, communication tools are increasingly in our lives. Especially with the developing technology, children's interest in these tools is increasing day by day. Children use digital media tools not only in leisure activities, but also in school and homework. This study aims to determine the habits of digital media usage in leisure activities of children. As a basis for research, the authors determine the habits of digital media consumption during leisure time of children in the 6-14 age group. In-depth interviewing method with 31 children will be applied in the research.