Background: The purpose of this study was to evaluate skin graft integrity after external beam irradiation in a rat model. Methods: Forty-eight male Wistar rats were randomly assigned to 8 groups (A, B, C, D, Ac, Bc, Cc and Dc). A rectangular full-thickness skin graft was raised and reapplied to its original bed on the dorsum of each rat. Groups Ac, Bc, Cc and Dc were the control groups and were not given postoperative irradiation. After grafting, 25 Gy unfractioned cobalt60 irradiation was administered to groups A, B, C and D on postoperative days 10, 20, 30 and 40, respectively. Histological samples were obtained 8 weeks after grafting. Dermal and epidermal thickness were measured by the KS-400 image analysis program. Results: The difference in the epidermal and/or dermal thickness between the irradiated groups was not found to be significant. Furthermore, when histological features and the image analysis of the irradiated groups were compared with each other, there were no significant differences between the groups. Conclusions: Although we are aware that experimental results may not directly translate to the clinical setting, the present study indicates that external radiotherapy can be performed to skin-grafted areas as early as 10 days postoperatively.
Düşük ayak en sık lomber disk hernisi veya tuzak nöropatiler sonucu görülmektedir. Nadir olarak kranial parasagital bölgeyi etkileyen; izole kafa travması, serebral yer kaplayıcı lezyon veya demyelinizan bir hastalığa bağlı olarak düşük ayak gelişebilir. Santral nedenli düşük ayak genellikle spastik tipte olup hiperrefleksi, patolojik refleksler, baş ağrısı ile başka klinik ve nörolojik bulgular tabloya eşlik etmektedir. Ayırıcı tanı koymada dikkatli klinik muayene, radyolojik ve elektrofizyolojik tetkikler önemli araçlardır.
GİRİŞAteşli silahla yaralanmaya bağlı spinal kord hasarı sonucu gelişen izole nörojenik mesane nadir rastlanılan bir durumdur. Lomber L 4-5 seviyesine uyan düzeyde ateşli silah yaralanması sonrası görü-len nörojenik mesane olgumuzu ve yönetimini literatür eşliğinde tartışarak paylaştık. OLGU SUNUMUOtuz yaşında bayan hasta ateşli silahla yaralanma sonucu acil cerrahi polikliniğine başvurdu. İlk müdahalesi yapıldı. Solunum ve hemodinamik parametreleri stabil olduğu anlaşıldıktan sonra yapılan ilk fizik ve nörolojik incelemesinde lomber bölge yan kadrandan bir adet ateşli silah giriş deliği tespit edildi. Nörolojik muayenesinde motor ve duyu defisiti saptanmadı. Direk grafi (Resim 1, 2) ve lomber BT (Resim 3) ile L4-5 düzeyinde kanal içi mermi çekirdeği görüldü. Hasta acil olarak ameliyata alındı. Operasyonda mermi çekirdeğinin sol L5 laminasını kırdığı görüldü. L4 ve L5 total laminektomi uygulandı. Duranın bu düzeyde bütünlüğünün bozulduğu görülerek vertikal insizyon ile açıldı ve mermi çıkarıldı. Nöral dokularda yaralanma görülmedi. Dura su geçirmez olarak dikildi ve doku yapıştırıcı kullanılarak kapatıldı. Postoperatif dö-nemde olgunun nörolojik muayenesinde idrar inkontinans dışın-da ek bir nörolojik bulgu tespit edilmedi. Yaralanmadan sonraki 10. ve 45. günlerde iki defa ürodinamik inceleme, pelvik bölge ultrasonografi ve biyokimyasal tetkikleri yapıldı. İdrar yolu enfeksiyonu tespit edildi. Medikal tedavi ile enfeksiyon kontrol altına alındı. Ürodinamik inceleme detrusor arefleksisi olarak rapor edildi. Kontrol MRI incelemede operasyon bölgesinin temiz olduğu görüldü (Resim 4). Fizyoterapi uygulanan hastanın taburcu edildikten iki ay sonra inkontinansının tamamen düzeldiği gözlendi. TARTIŞMASpinal kord travması sonrası görülen nörolojik miksiyon disfonksiyonu büyük bir sosyal ve medikal problemdir. Travmayı izleyen dönemde oluşan renal problemlere bağlı mortalite, gelişen tıbbi yöntemler sayesinde giderek azalırken, kötü mesane ve barsak fonksiyonuna bağlı morbidite hala ciddi bir problemdir (1). Mesane; parasempatik efferent sinir S2-S4 dermatomundan orijin alır, pelvik sinir olarak mesaneye gider ve detrusor kontraksiyonunu sağlar. Sempatik efferent sinirler T11-L2'den çıkar ve hipogastrik sinir olarak mesane ve üretraya gider. Beta adrenerjik reseptörler mesane gövdesinde bulunarak düz kas gevşemesini sağlarken, alfa adrenerjik reseptörler mesane boynu ve üretrada bulunarak düz kas kontraksiyonunu sağlar. Somatik efferentler S1-S4 segmentten orijin alır ve pudental sinir yolu ile eksternal üretral sfinkteri innerve eder (1, 2). Başlıca koordinasyon merkezi pontin mezensefalik retiküler formasyondur (3). İstemli miksiyon kontrolü medial frontal lob ve corpus callosum tarafından sağlanırken, suprapontine lezyonlarda miksiyon olur ama istemsizdir (4). Sık-lıkla spinal kord travmalı olgularda pontine mezensefalik retiküler formasyondan kontrol edilen işeme fonksiyonu, eşlik eden kafa travması yok ise etkilenmez (1, 4). Spinal kord travması sıklıkla ABSTRACTSpinal cord injury, leading to temporary or permanent...
Chiari malformation Type I (CM-I) related to syndromic craniosynostosis in pediatric patients has been well-studied. The surgical management consists of cranial vault remodeling with or without posterior fossa decompression. There were also cases, in whom CM-I was diagnosed prior to the craniosynostosis in early childhood. We present a 16-year-old boy who admitted with symptoms related to CM-I. With careful examination and further genetic investigations, a diagnosis of Crouzon syndrome was made, of which the patient and his family was unaware before. The patient underwent surgery for posterior fossa decompression and followed-up for Crouzon's syndrome. To our knowledge, this is the only case report indicating a late adolescent diagnosis of Crouzon syndrome through clinical symptoms of an associated CM-I.
ÖZETEpidermoid ve dermoid kist tüm orbital tümörlerin %3-9'unu, intrakranial lezyonların %1'ini oluşturur. Kranial yerleşim gösteren epidermoid kistler %25 intradiploik mesafede ve %75 intradural aralıkta görülmektedir. Orbital epidermoid kist sıklıkla orbitanın temporal konveksite tarafında yerleşmektedir. Çocukluk ve erken erişkin döneminde tespit edilir. Yerleşim yeri ve büyüklüğüne bağlı olarak farklı klinik bulgular oluşturabilir. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) en değerli tanı araçlarıdır. Cerrahi olarak total çıkartılması kabul edilen tedavi yöntemidir. (JAREM 2013; 3: 88-90) Anahtar Sözcükler: Epidermoid kist, intradiploik, orbita ABSTRACT Epidermoid and dermoid cyst constitutes of 3-9% of all orbital tumors, and 1% of intracranial lesions. Cranial epidermoid cysts are seen 25% in intradiploic area and 75% in intradural area. Orbital epidermoid cyst often settles in the convexity of the temporal side of the orbit. It is determined during childhood and early adulthood. It can create different clinical manifestations depending on the location and size. Computerized tomography (CT) and magnetik resonans imaging (MRI) are the most valuable diagnostic tools. Total surgical removal is the treatment adopted. (JAREM 2013; 3: 88-90)
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.