Bu makalenin amacı Covid-19 salgınında ortaya çıkan bilgi kirliliğine dikkat çekmek ve dezenformasyona neden olan üç önemli aktörü (medya, siyaset, halk sağlığı uzmanları) açıklayarak, bunların yaşanan halk sağlığı krizine olan etkilerini ortaya koymaktır. Ayrıca yaşanan küresel sağlık krizinin – bilinen adıyla Covid-19’un – iletişim yöntemlerimizi nasıl etkilediğini, hangi yollarla iletişim kurduğumuzu ortaya koymak ve iletişimin merkeziyetini vurgulamaktır. Bu amaçla kriz iletişimi, halk sağlığı iletişimi, siyasal iletişim ve medya iletişimi olmak üzere dört ana başlık ele alınmış, medya iletişimi ise geleneksel medya ve dijital medya olarak iki alt başlığa bölünmüştür. Bu makale sonucunda ortaya çıkan baskın görüş, iletişimin her zamankinden daha merkezi olması gerektiği, veriden çok duyguya, empatik tavra, şefkate ve anlayışa ihtiyaç duyulduğudur. Ayrıca siyasilerin tıp uzmanları ile ortak hareket etmesi, yeni çıkan, güncel bilimsel bilgileri ağız birliği ederek açıklaması, belirsizlik ve güvensizliğe neden olacak açıklamalardan kaçınmaları gerektiğidir. Medyanın da pandemiyi politize etmeden, siyasi çıkarların üstünde toplumsal çıkarı önceleyerek iletişim kurmasının hayati önemi vurgulanmaktadır. Dijital medya araçlarından sosyal medyanın dikkatlice yönetilmesi, yanlış bilgilerin dolaşımının engellenmesi ve Endüstri 4.0 araçlarından da bu dönemde sosyal mesafenin sürdürülebilirliği için yararlanılması gerektiğinin altı çizilmektedir. Nihai olarak söylenebilecek sonuç, kriz olarak değerlendirilen bu olayın önlenebilmesi için önceden planlamanın yapılması, medya-siyaset ve halk sağlığı uzmanlarının ortak hareket ederek aşı görevi görecek rahatlatıcı uygulamaların zaman kaybetmeden hayata geçirilmesidir.
Öz: II. Dünya Savaşı, başta Avrupa ve Balkanlar olmak üzere birçok coğrafyayı etkisi altına almıştır. Türkiye takip ettiği denge politikası ile uygulanan bütün baskılara rağmen savaşın dışında kalmayı başarmıştır. II. Dünya Savaşı savaşa dâhil olsun ya da olmasın bütün ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkilemiştir. Ekonomik olarak zor bir süreçten geçen Türkiye, savaş boyunca işgale uğrayan ülkelere gıda yardımı, ilaç temini, esir askerlerin tedavisi ve değişimi gibi birçok konuda yardımlarda bulunmuştur. Türkiye bu süreçte savaştan kaçan asker ve sivil mültecilere ev sahipliği de yapmıştır. Almanya'nın 1941 yılında Balkan ülkelerini ele geçirmesi özellikle Yunanistan'ın ve Ege adalarının işgali Türkiye'nin Batı sahillerine mülteci akınını başlatmıştır. Sayıları binlere ulaşan mülteciler için Ege bölgesinin kıyı şeridi ve iç kesimlerde kamplar teşkil edilmiştir. Almanya'nın Balkanlardan sonra Sovyet Rusya'ya savaş ilan etmesi bu defa Karadeniz kıyılarında benzer manzaraların yaşanmasına neden olmuştur. Askerî mülteciler enterne edilerek güvenlik gerekçesi ile İç Anadolu'da kurulan kamplara gönderilirken sivil mülteciler yerel yöneticilere teslim edilmiştir. II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'ye sığınan mültecilerin kalıcı ve geçici iskânı için sevk edildiği yerler arasında Karadeniz ile İç Anadolu bölgeleri arasında geçiş noktasında olan Çorum ili de yer almaktadır. Bu çalışmada, Çorum İl Özel İdaresi Arşivine ait belgeler incelenmek suretiyle, II. Dünya Savaşı yıllarında Çorum'a gönderilen Fransız asker mültecileri ve sivil Rus mültecilerin vaziyetleri ele alınmıştır.
The COVID-19 epidemic, which affected the world with its global effects, caused a new order to be established on higher education institutions and educators. Instead of the traditional face-to-face teaching, distance education systems have come into play and online classes have functioned as new education fields. The transition to online education for students who continue their education life with the face-to-face education system has brought about the transfer of information through different presentation ways. The aim of the study, which investigated the effects of providing information through online training with less interaction, on design-oriented department students, is to evaluate the cognitive ability levels that also affect the learning processes. For this purpose, the 'Cognitive Ability Measurement Test' was created to measure and compare the cognitive abilities of the first-year students of Burdur Mehmet Akif Ersoy University Landscape Architecture Department who received face-to-face education and the third-year students of Burdur Mehmet Akif Ersoy University Landscape Architecture Department who received online education during the pandemic process.
Abstract Digital transformation has profoundly affected all industries and reshaped the way they do business. Tourism is one of the sectors affected by the digital technologies created by the new industrial revolution. Many sub-branches of accommodation, food and beverage, entertainment and tourism have tried to keep up with this transformation and brought a different and innovative dimension to tourism. Our tables have been affected by these technological tools and new forms of food have begun to rapidly enter our lives. The effects of digital tools are felt on many issues, from the production of food to the presentation and even waste management. In the food and beverage industry, which is named as digital gastronomy or Gastronomy 4.0, alternatives to replace food and engineering applications that come to our plate await us. The use of the digital world is very important for the development of culinary arts. In gastronomy, where food is perceived not only as a meal, but also as a form of art and culture, new food forms can be produced much easier, faster and adapted to the customer with 3D printers, augmented reality and virtual reality. 3D printers, which offer the most suitable solutions for personalized customer demands, have become one of the main actors of digital gastronomy. In this study, firstly the concept of gastronomy was mentioned, and then the concept of digital gastronomy was explained. In the context of digital gastronomy, the concepts of 3D printers, virtual reality and augmented reality are also explained, and the relationship of these technologies with food has been tried to be explained with examples and pictures. When the relevant literature was examined, a limited number of studies could be found in which Industry 4.0, the tourism sector and the food and beverage sector were discussed together. In addition, due to the difficulty of creating a data set for statistical research, this study consists of a literature review on digital gastronomy. In future research, customer satisfaction, purchase intention and tendencies to try new food forms in restaurants and cafes where digital technologies are applied can be investigated. Key Words: Gastronomy, Digital Gastronomy, Digitalization, Industry 4.0 Jel Codes: L8, L83, L86
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.