Ülkemizde son yıllarda çevre politikalarındaki düzenlemelere bağlı olarak kanalizasyon altyapılarına belediyeler ciddi yatırımlar yapmakta ve atık su arıtma tesislerinin sayıları gün geçtikçe artmaktadır. Arıtılan atık sular neticesinde ortaya çıkan arıtma çamuru miktarları da artış göstermektedir. Türkiye'de günlük kuru madde olarak üretilen arıtma çamuru miktarı ortalama 1000 ton civarında olup bertarafında sorunlar yaşanmaktadır. Arıtma çamurları önemli miktarlarda organik madde ve bitki beslenmesi için gerekli makro ve mikro elementler içerdiklerinden dolayı toprak ıslah materyali veya organik gübre olarak değerlendirilebilecek potansiyele sahiptir. Arıtma çamurunun ekosisteme güvenli bir şekilde geri kazandırılabilmesi için olumlu yönlerini güçlendiren yenilikçi çözümlere ihtiyaç olduğu düşüncesinden yola çıkılarak bu çalışma planlanmıştır. Araştırmanın temel amacı; arıtma çamurunu direkt toprağa uygulamak yerine arıtma çamurundan üretilen humik asidi uygulayarak kullanımını güvenli hale getirmeye çalışmaktır. Bu amaçla, stabilize edilmiş ve kurutulmuş evsel arıtma çamurundan alkali/asit ekstraksiyonu ile elde edilen humik asitin toprağa uygulanması ile çim yetiştirilerek saksı denemesi yürütülmüştür. Humik asit uygulamaları 4 tekerrürlü olarak 0, 50. 100, 150, 200 kg da -1 toprak düzeylerinde yapılmıştır. Çim bitkilerinin boy, yaş ağırlık, kuru ağırlık, SPAD klorofil metre okumaları, toplam klorofil analiz değerleri kontrole göre artış göstermiş ancak sadece SPAD değerleri istatistiksel olarak önemli bulunmuştur.
Dünya üzerinde en çok üretilen ve tüketilen tahıl olan buğday, canlı beslenmesi açısından çok önemli bir stratejik üründür. Bu çalışmada Antalya ilinde yetiştirilen kışlık ekmeklik buğday bitkisinin bor beslenme durumu incelenmiştir. Bu amaçla bölgede buğday tarımının en yoğun yapıldığı Aksu, Döşemealtı ve Korkuteli ilçelerinde örnekleme yapılmıştır. Her bir ilçede bölgeyi temsil edecek on farklı buğday tarlasından toprak, bitki, dane örnekleri alınmış ve bor konsantrasyonları belirlenmiştir. Bor konsantrasyonları topraklarda 0.010-1.115 mg kg-1 ; yapraklarda 0.039-17.51 mg kg-1 ; danelerde ise 0.010-6.82 mg kg-1 değerleri arasında değişmektedir. Alınabilir bor içeriği yeterlilik sınırı 0.5-2.0 mg kg-1 kabul edilerek değerlendirildiğinde toprakların %90'nının bu değerin altında yer aldığı tespit edilmiştir. Buğday bayrak yapraklarının bor konsantrasyonlarının %80'i yeterli (3-25 mg kg-1) ve %20'sinin yetersiz (3 mg kg-1 >) sınıfında yer aldığı belirlenmiştir. Üreticilerle yapılan görüşmede yapraktan bor uygulaması yapıldığı belirtilmiştir. Dane örneklerinin ise %60'ında yetersiz (2 mg kg-1 >) ve %40'ında yeterli (2-8 mg kg-1) bor konsantrasyonları tespit edilmiştir. Buğday'da dane verimi kadar danenin mineral içeriği de önemlidir. Bor insan beslenmesi açısından gerekli bir mikrobesin elementidir. Dünya Sağlık Örgütü yetişkin sağlıklı bir insanın beslenme yoluyla günde 1-13 mg bor alabileceğini bildirmektedir. İnsanların beslenmelerinde bor alım kaynakları bitkilerdir. Buğday'dan elde edilen gıda ürünlerinin insanların günlük beslenmesinde ne denli önemli olduğu dikkate alındığında ve gizli açlık olarak adlandırılan mineral element eksikliklerinin sağlık üzerine olumsuz etkileri anlaşıldıkça bu sorunun çözülmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu nedenle bor uygulama dozu, zamanı ve tekrar sayısı gibi değişkenlerin optimize edilmesi için bilimsel çalışmaların sürdürülmesinde yarar vardır.
Determining how intermittently applied heat treatment during the preparation of vermicompost changes the effectiveness of the fertilizer is a challenge. In this study, organic Aloe vera was grown using heat-treated cattle manure vermicompost (IVC) and unheated cattle manure vermicompost (VC). Additionally, these two vermicomposts were combined with vermiwash (LV) and applied to the soil. Thus, the cumulative effect of vermicompost on soil biological properties (number of bacteria, dehydrogenase, urease, alkaline phosphatase, β-glycosidase) and plant growth (plant height, number of leaves, leaf biomass yield, number of suckers, fresh gel weight) was investigated. According to the results obtained, it was understood that HVC-30+LV, HVC-60+LV, and VC-60+LV applications were more effective on soil biological properties. On the other hand, HVC-30+LV and HVC-60+LV applications were found to be effective on plant growth. In addition, increases of 140% in soil bacterial number, 170% in dehydrogenase activity, 125% in urease activity, 122% in alkaline phosphatase activity, 123% in β-glycosidase activity, 65% in plant height, and 45% in leaf biomass yield and wet gel weight were observed. Accordingly, it can be stated that heat-treated cattle manure vermicompost applied to the soil at a rate of 30 t ha−1 together with vermiwash is beneficial for improving the biological properties of calcareous soil and for organic Aloe vera cultivation.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.