Deliryum, bilinç durumunda dalgalanmaya neden olan akut başlangıçlı mental bir durumdur. Yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören çocuk hastalarda, ortamın gürültülü ve sürekli aydınlık olması, tıbbi cihazların varlığı, sağlık ekibinin tekrarlayan müdahaleleri ve mekanik ventilasyon ihtiyacı gibi nedenlerle görülme sıklığı %80'e kadar çıkmaktadır. Çocuk hastalarda deliryum yüksek mortalite oranlarıyla ilişkili, sık görülen bir sağlık sorunu olmasına rağmen çocuk gelişim düzeylerindeki farklılıklar, bilgi eksikliği, yapılan çalışmaların azlığı ve rutin değerlendirmede aksamalar nedeniyle pediatrik deliryum vakaları sağlık ekibi üyeleri tarafından ya erken dönemde fark edilememekte ya da depresyon gibi farklı bir tanı ile karıştırılabilmektedir. Bu durumda tablo daha da ilerlemekte, çocukların oryantasyonu, düşünce süreçleri, uyku düzenleri bozulmakta, hastanede kalış süresi uzamakta ve hatta hasta kaybedilebilmektedir. Yoğun bakımda tedavi gören çocuk hastalarla tedavi ve bakım gereği sürekli temas ve iletişim halinde olan hemşireler, hastada oluşabilecek ufak bir değişikliğin bile fark edilmesi, pediatrik deliryumun erken dönemde tanılanması ve tedavisinin sağlanmasında kritik rol oynamaktadır. Bu derlemede hemşirelerin pediatri yoğun bakımlarda deliryum yönetimindeki sorumluluk ve rollerinin vurgulanması amaçlanmıştır.

Background: Metabolic syndrome is highly prevalent in the adult population worldwide. Education may play an important role in preventing metabolic syndrome in young adults, especially those who are attending university. Such adults are at a critical point in their lives and make their own lifestyle choices that can affect their future health.Aims: The aims of this study were to determine the metabolic syndrome risk levels of students from the Faculty of Health Sciences.Study Design: Survey design study.Methods: In a questionnaire developed by the researchers to collect data in accordance with the relevant literature, the scale of the risk of metabolic syndrome was assessed. A stepwise logistic regression analysis was performed to determine the risks.Results: Important risk factors for metabolic syndrome were found to be gender, weight gain, "stress eating" excessive amounts of food, sleeping for more than 8 hours a day, feeling tired after sleep, belonging to a divided family, and eating whilst working on the computer. Conclusion:The students from the Faculty of Health Sciences, particularly because they are trained in the health sector, are expected to have more information about the risk factors of metabolic syndrome, and take necessary precautions to prevent it.

Günümüzde konjenital kalp cerrahisindeki gelişmeler, konjenital kalp hastalığı olan çocukların yaşam süresinin uzamasına ve %95'ten fazlasının erişkin yaşama ulaşmasına olanak sağlamıştır. Bu durum hormonal, bilişsel, fiziksel ve entelektüel değişikliklere uyum sağlamaya çalışan adölesanların kalp hastalığı ile birlikte pediatriden erişkin bakıma geçişini gerekli kılmaktadır. Erişkin sistem yönetimine hazır olmayan adölesanlar, pediatrik ve yetişkin üniteleri arasındaki bakım ve yaklaşım farklılıkları, bakımın planlanması ve kurum desteğindeki eksiklikler gibi nedenlerle çeşitli sorunlar yaşamakta ve geçişe direnç göstermektedir. Pediatri hemşireleri konjenital kalp hastalığı olan adölesanların erişkin bakıma geçişinde kritik rol oynamaktadır. Bu çalışmada konjenital kalp hastalığı olan adölesanların pediatrik bakımdan erişkin bakıma geçişte yaşadıkları sorunlar ile etkin bir geçişe rehberlik edecek hemşirelik uygulamalarının belirlenmesi amaçlanmıştır.