Osmanlı Devleti’nin son dönemine Batılılaşma politikası damgasını vurdu. Bâbıâli, Tanzimat Fermanı ile Batı’ya yöneldikten sonra kulüp, birahane, tiyatro, müzik toplulukları ve balo gibi Avrupa örneği zevk ve eğlenceler yaygınlaşmaya başladı. Galata, Pera ve Beyoğlu’nda yaşayan yabancılar, Türklerin bu eğlence kültürüne adapte sürecini hızlandırdı. Batılılaşmayı sağlama adına Osmanlı seçkini de Batı kültür formları arasında yer alan görgü kurallarından ev içi düzenlemelere ve hatta baloda nasıl dans edileceğine kadar toplumsal değişimi amaçlayan yazılar kaleme aldı. Modernleşmek isteyen Osmanlı aydını gözünden Avrupa, uygarlığın zirvesinde görülüyordu. Batı’dan ülkemize elçilikler vasıtasıyla aktarılan balo ise hem eğlence hem de diplomatik amaçlarla düzenleniyordu. Osmanlı bürokrasisi ve aydın kesim ise balo kültürüne oldukça uzaktı. Bu durumun farkında olan Osmanlı seçkini ise “balonun adabımuaşereti nedir?” “Nasıl dans edilmeli?” “Baloda kadınlara nasıl davranılmalı?” gibi temel soruları eserlerine taşıyarak, seçkin kesimi balo konusunda eğitmek istiyordu. Bu sorular ile Osmanlı Devleti’nde ilk balo, balonun adabımuaşereti hakkında yazılanlar ve İstanbul’da yabancı elçiler tarafından düzenlenen baloların amacı bu araştırmanın temelini oluşturdu. Bu çalışma, 19. yüzyılda neşredilen ve balo adabımuaşereti hakkında bilgi veren eserler ile Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi’ndeki belgelere dayanmaktadır. Osmanlı son döneminde yazılan eserlerden faydalanmak suretiyle, balo adabımuaşeretinin nasıl olması gerektiği aktarılmaya çalışılacaktır. Diğer yandan da Osmanlı Devleti’nde ilk baloyu düzenleyen ve Türk gençlerinin de ilk danslarını elçilik salonlarında denemelerini sağlayan sefirlerin düzenledikleri baloların mahiyeti, arşiv belgeleri ışığında ortaya konulmaya çalışıldı.
Öz 1914 yılının Temmuz ayında başlayan Birinci Dünya Savaşı 1918 yılında bitmiştir. 1918'in başlarında bu savaşın artık son bulacağını öngören bazı liderler, kurtuluş için farklı seçenekler aramaya ve uygulamaya başlamışlardır. Harbiye Nazırı Enver Paşa da muhtelif tepkilere rağmen Mart 1918'de tamamı Müslümanlardan oluşan ve Doğu Ordular Grubu'na bağlı yaklaşık yirmi bin er ve erbaştan oluşan Kafkas İslam Ordusu'nu kurmuştur. Enver Paşa, Birinci Dünya Savaşı'nı kaybetme ihtimaline karşı, kurtuluşu Doğu'da görmüş ve vatanın kurtarılmasını da bu ordu aracılığıyla sağlamak istemiştir. Kardeşi Nuri Paşa'yı da bu ordunun başına getirmiştir. Enver Paşa, Rus işgali altında bulunan Azerbaycan ve Dağıstan'ı kurtararak Orta Asya ile olan bağlantısının önünü açmak istiyordu. Bu amaçla kurulan Kafkas İslam Ordusu, Bakü Muharebesi'ni kazanarak 15 Eylül 1918'de Bakü'ye girmiştir. Bakü ele geçirildikten sonra Osmanlı Ordusu ileri harekâtla Dağıstan'da kurulmuş olan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'ne askeri destek de sağlamıştır. Savaşın gidişatı Enver Paşa'yı haklı çıkarmış ve Osmanlı Devleti, Suriye-Filistin Cephesi'nde İngilizleri durduramadığı için ateşkes istemek zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti'nin isteği üzerine imzalanan Mondros Mütarekesi'ne göre, Osmanlı Ordusu'nun savaştan önceki sınırlarına çekilmesi istenmiştir. Bu istek üzerine Kafkas İslam Ordusu'ndaki askerlerin çoğu Doğu Anadolu'ya çekilerek, 15. Kolorduya katılmıştır. Bu çalışmada, İkdam, Sabah, Tasvîr-i Efkâr, Vakit, Zaman gazetelerinden ve arşiv belgelerinden faydalanılarak, Enver Paşa'nın Kafkas İslam Ordusu'nu kurmaktaki amacının tam olarak ne olduğu, Kafkas İslam Ordusu'nun Bakü'yü kurtarması ve yarattığı etkinin Türk basınına yansıması; Kafkasya Cephesi'nde Osmanlı Abstract The First World War, which began in July 1914, was completed in 1918. The inevitable end of war at the beginning of 1918 have begun to consider and implement alternative plans for salvation. War minister Enver Pasha also predicted that the war was about to end in March 1918. Despite several reactions, he established Caucasian İslam army, consisted of about 20 thousand soldiers and entirely Muslims depending on eastern army group. Enver Pasha noticed the salvation in the East against the possibility of losing the First World War and in order to provide rescue of country through this army, he constituted a distinguished troop by putting his brother Nuri Pasha in charge. Enver Pasha wanted to rescue Azerbaijan and Dagestan from Russian occupation and to opened the way for their connection with Central Asia. The Caucasian Islamic Army which was established for this purpose won Baku Battle and entered Baku on 15 September 1918. After the capture of Baku, the Ottoman army also provided military support to the North Caucasus Republic, which was established in Daghestan. The course of the war justified Enver Pasha and the Ottoman State had to ask for a truce because it could not stop the English on the Syrian-Palestinian side. According to the Mondros Armistice, which was signed after the reques...
öne çıkan Jön Türklerin önemli hedeflerinden birisi de Sultan İkinci Abdülhamid'i tahttan indirerek Kanun-ı Esasi'yi yeniden yürürlüğe koydurmaktı. Jön Türkler, Sultan Abdülhamid'e Meşrutiyet'i 24 Temmuz 1908'de ikinci kez ilan ettirerek bu amaçlarını gerçekleştirmişlerdir. İkinci Meşrutiyet ilan edildikten kısa bir süre sonra Osmanlı topraklarında seçimlere gidilmiş ve Jön Türkler parlamentoda çoğunluğu elde etmişlerdir. Buna rağmen gerek yönetimde tam olarak kontrolü sağlayamamaları gerekse de muhalefetle karşılaşmalarından dolayı kendilerini güven altında görmemişlerdir. Bu konuda haksız olmadıklarının birçok göstergesi vardı. Bu göstergelerden birisi de Meşrutiyet'in ilanından memnun olmayan ve Sultan İkinci Abdülhamid taraftarı olan grupların basını merkeze koyarak Jön Türklere karşı başlattıkları yoğun propaganda faaliyetleridir.Bu şartlar altında Jön Türkler, genelde Osmanlı topraklarında özelde ise İstanbul'da tam olarak kontrolü sağlamak için harekete geçmişlerdir. Selanik'te bulunan ve komutanlarının çoğu İttihatçı olan Avcı taburlarını Ekim 1908'de İstanbul'a getirmişlerdir. Bu yolla Sultan Abdülhamid'e gözdağı vermek istemişlerdir. Ne var ki bu taburların İstanbul'a gelmesi ve Yıldız Sarayı yakınlarındaki Taşkışla'ya yerleştirilmesi ortamı daha da gergin bir hale sokmuştur. Bu gergin ortamda Jön Türkleri eleştiren Serbesti gazetesi Başyazarı Hasan Fehmi 6 Nisan 1909'da Galata Köprüsü üzerinde öldürülmüş ve katili bir türlü bulunamamıştır. Bu durum, Jön Türkler üzerinde tepkileri çoğaltmış ve basında Jön Türkler aleyhine etkili protesto yazılarının kaleme alınmasına neden olmuştur. Derviş Vahdeti'nin, çıkardığı Volkan gazetesinde Jön Türkler aleyhine muhalefet yapması 31 Mart Vak'asının çıkmasına hız kazandırmıştır. Tüm bunlara Avcı Taburlarına mensup askerlerin Sultanahmet Meydanı'nda toplanarak gösteri yapması ve orada toplanan kalabalığın şeriatın tam olarak uygulanması isteği eklenince İkinci Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle sonuçlanacak süreç başlatmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.