Anatolia has been the scene of massive refugee influxes due to different reasons in different periods from the past to the present because of its geographical location. Besides, there have been also refugee transits from some African countries, especially Afghanistan, Iran and Pakistan. This is because Turkey is located at the point where the Asian, European and African continents come closest to each other, and it is a transit country which bridges Asia and Europe. Although Turkey has been a transit country in recent years, it has also started to be a target country. Thus, immigrants come to Turkey from African and Middle Eastern countries. Iran's reluctance to prevent refugee crossings (as it does not take effective precautions) and the rugged border between Turkey and Iran increase the refugee inflows on this route. The main target of both individual and mass migrations is to pass to western countries. However, if immigrants cannot go to these countries, they start to live in Turkey. This study focuses on refugees’ efforts for going to Western countries or settling in Turkey due to the conflict and chaos that occurred at different times in Afghanistan. In recent years, the issue of migration and refugees has gained more importance as a result of the instability in Iraq, Syria and Afghanistan, and the high number of Syrians under temporary protection status. Due to the economic problems in the world and in Turkey, economic conditions have weakened, and people’s perspectives towards refugees have also changed.
ÖzetKalkınma kavramı, çok boyutlu, planlı, uzun soluklu bir süreç olup ülkelerin imkânlarıyla ilişkilidir. Kalkınmada etkili bir yere sahip olan bölgesel kalkınma ajansları faaliyet yürüttükleri bölgelerin gelişimine doğrudan etkide bulunmaktadır. Bu ajanslar, bölgeler arasındaki kalkınma farklılıklarının azaltılmasında etkili araç olarak kullanılmaktadır. Kalkınma ajanslarının her ülkede kendine özgü dinamikleri ve imkânları olduğu için ülkeden ülkeye farklı sonuçlar vermektedir. Gelişmiş ülkelerde faaliyet yürüten bölgesel kalkınma ajanslarından etkin sonuçlar alınırken gelişmekte olan ülkelerde aynı başarı gösterilememiştir. Ancak son yıllarda bölgesel kalkınma ajanslarının gelişmekte olan ülkelerdeki başarısının arttığını söylemek mümkündür.Türkiye"de ilk kalkınma faaliyetleri daha çok merkezi bir bakış açısıyla bölgesel gerçeklerle örtüşmeyen şekillerde yapılmıştır. Bundan dolayı yapılan yatırımların kontrolünün güç olduğu bir süreç yaşanmıştır. Bu bakış açısıyla yapılan faaliyetler hem ülke kaynaklarının heba olmasına neden olmuş hem de istenen seviyede kalkınma hamlesinin gerçekleştirilememesiyle sonuçlanmıştır. Son yıllarda ülke genelinde belirli kriterle bölgesel imkân ve fırsatlara dikkat edildiği birkaç ilden oluşan kalkınmada etkili bölgesel kalkınma ajansları yaygınlaşmıştır.Bölgesel kalkınma ajansları belirli özelliklere sahip bölgelerde faaliyet yürütmektedir. Bu ajanslar, faaliyet yürüttükleri yerleşmelerde sadece kırsal kalkınmaya yönelik faaliyet yürütmemektedirler. Ayrıca çok farklı faaliyet kollarında çalışma yürüterek sürdürülebilir kalkınma anlayışıyla hareket etmeye çalışmaktadır. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) TRB2 illerini (Van, Hakkâri, Bitlis ve Muş), Karacadağ Kalkınma Ajansı ise TRC2 (Diyarbakır-Şanlıurfa) illerini kapsamaktadır. Bu ajanslar bu illerde kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliğini geliştirerek bölge kaynaklarının etkin kullanımı ve yereldeki potansiyeli harekete geçirmeyi hedeflemektedir. Bunu yaparken ulusal kalkınma plan ve program ilkelerine uyumlu bir şekilde bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarını azaltarak faaliyette bulunan kurumlardır. Özellikle Avrupa birliği süreciyle hem kırsal kalkınma faaliyetlerine dönük çalışmalar artmış hem de kalkınma ajansları kurumsallaşarak faaliyetleri yayınlaşmıştır. Kalkınma ajanslarının farklı iş kollarında etkisinin olması ve faaliyetlerinin sadece kırsal yerleşmelerle sınırlı olmaması kırsal kalkınmadaki etkisinin sınırlı kalmasına neden olmuştur.
Bu çalışmada, Van ili sınırları içerisinde yer alan karayolu ulaşımının gelişiminde etkili olan faktörler üzerinde durulmaktadır. Van ilinde karayolu ulaşımının tarihi gelişimi incelendiğinde özellikle Urartular ve Osmanlılar döneminde yapılan yollar karayolu ulaşımının gelişiminde etkili olmuştur. Van ilinin jeopolitik konumu ve tarihi çerçevesinde karayollarının hem il içi hem de uluslararası bağlantılarında önemli gelişmeler olmakla birlikte istenilen noktaya gelinemediği görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk dönemlerinde kaynak yetersizliğinden dolayı karayollarında istenen oranda gelişim sağlanamamıştır. Bu çalışma literatür taraması sonucu elde edilen kaynaklar ve ilgili kurumlardan alınan veriler yardımıyla hazırlanmış; tablo, grafik ve haritalarlarla desteklenmiştir. Nüfusun artması karayolu ulaşımına olan ihtiyacı da arttırmaktadır. Van ilinde karayolu ulaşımı önünde topoğrafya, iklim ve kaynak yetersizliği gibi sorunların olduğu görülmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.