Bu araştırmada ebeveyn-bebek bağlanmasına ilişkin anne babaların görüşlerinin metaforik olarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Yöntem: Bu çalışma, nitel araştırma modellerinden olgu bilim deseninde tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubuna 0-24 aylık bebeği olan 112 ebeveyn dâhil edilmiştir. Araştırma verileri; anne-babalar ve bebeklerine ilişkin "demografik bilgi formu", anne-babaların bebek ile bakım-iletişim ve bağlanmasına ilişkin araştırmacılar tarafından oluşturulan 14 yarı yapılandırmış sorudan oluşan "görüşme formu" ile toplanmıştır. Toplanan veriler araştırmacılar tarafından analiz edilerek tema ve kodlar oluşturulmuştur. Yapılan içerik analizi sonucunda elde edilen bulgular tablolar halinde sunulmuştur. Bulgular: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre anne ve babaların bakım-iletişim teması için yoğunluklu olarak huzurlu-dingin, mutlu kodlarını kullandıkları bulgusuna ulaşılmıştır. Anne ve babaların bağlanma temasına ilişkin yoğunluklu olarak mutlu-huzurlu, iyi-güzel, stresli, endişeli, üzgün kodlarını öne çıkardıkları bulgusuna ulaşılmıştır. Sonuçlar: Araştırma bulguları doğrultusunda ebeveynlerin genelde bebekleriyle zaman geçirirken pozitif duygularla hareket ettikleri ve kendilerini iyi hissettikleri görülmüştür. Kendilerini yetersiz hissettikleri ve ne yapacaklarını bilemedikleri durumlarda ise kaygı, stres, üzüntü gibi olumsuz duygularının arttığı görülmüştür.
Araştırmanın amacı, okul öncesi eğitim kurumlarının ebeveynlerin beklentilerinin karşılanmasına yönelik hizmet ve kalite düzeyini değerlendirmektir. Araştırma ebeveynlerin cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, çocuk sayısı ve gelir düzeylerinin okul öncesi eğitim kurumlarından aldıkları hizmetin kalitesini hangi boyutlarda değerlendirdiklerini ne derece etkilediğini ortaya koymaktadır. Araştırmanın çalışma grubu 2020-2021 eğitim-öğretim yılında İzmir, Diyarbakır, Zonguldak, Kahramanmaraş ve Karaman illerinde yaşayan 428 anne-baba oluşturmaktadır. Araştırmada, ebeveynlerin okul öncesi eğitim kurumunun beklenti düzeylerini ölçmek amacıyla kişisel bilgi formu ve Servqual Hizmet Kalitesi Ölçeği kullanılmıştır. Ebeveynlerin kurumdan beklentileri artarken, beklentilerin karşılama düzeylerinin de arttığı ve kurumlardan beklentilerini karşılamada algının, kurumdan beklentilerin üzerinde etkisi olduğu görülmüştür.
Anne karnındayken gelişmeye başlayan duyular, çevreyle etkileşim kurmada ilk aracılar olarak değerlendirilmektedir. Bu aracıların sağlıklı gelişimi ve birbirleri uyumlu bir şekilde kullanımı gelişim sürecinde son derece önemlidir. Duyusal uyaranlara doğru uyaranlar ile karşılık verilmesi ve duyusal organizasyonun yapılması beklenen bir durum iken bazen bu durumun sağlanmadığı bilinmektedir. Duyu bütünleme sürecinin sağlıklı işlemesi anne karnından başlayarak duyuların gelişim seyri ve doğum sonrası süreçte desteklenmesinden etkilenmektedir. Ancak atipik gelişimsel süreçlerde duyu bütünleme işleminde problemler ortaya çıkmaktadır. Duyu bütünleme sürecinde ortaya çıkan problemlerin giderilmesinde profesyonel destek sağlanması kadar ebeveynlerin bu konudaki farkındalıklarının yüksek olması önemlidir. İster tipik ister atipik gelişim süreci olsun, ebeveynlerin bu konudaki hassasiyeti hem gelişim sürecini desteklemekte hem de erken tanıya ve erken müdahaleye zemin hazırlamaktadır. Duyusal gelişimin ve duyu bütünlemenin gelişim süreci içerisindeki önemi dikkate alınarak bu çalışmada; duyusal sistemlerin oluşumu ve gelişimi, duyu bütünleme çalışmaları ve duyusal gelişimin desteklenmesi ele alınmıştır.
In this study, the views of adolescents on the use of social media in the focus of self-compassion were examined. The study group of the research consists of 26 adolescents between the ages of 13-16. In this study, phenomenology design, one of the qualitative research methods, was used. The data of the study were collected with a semi-structured interview form developed by the researchers. The obtained data were analyzed through content analysis. According to the research findings, the participants; He actively uses Instagram, Youtube, Snapcat, Tiktok, Twiter applications for an hour to eight hours. It has been observed that adolescents use social media most frequently to follow accounts related to their interests, to follow peers, to follow entertainment and phenomena. In addition to being happy with the shares they follow on social media, it has been concluded that adolescents often have negative feelings when they see the posts. After following the social media posts, it was concluded that the themes of finding his external view inadequate, wanting to take part in that post with his friends, feeling embarrassing or even feeling unhappy, feeling inadequate in living conditions and financially, depressed mood, feeling angry frequently repeated. Adolescents stated that when they follow these posts, they criticize their own bodies and find themselves less successful. It has been found that some of the adolescents do not share and are only viewers on social media or share from a 'private' account. When social media posts do not receive a high rate of likes or interactions, they feel sad, embarrassed, and regretful, and some of them stated that they would delete the post in such a situation. While some of the participants stated that they would not care about their social media posts when they received interaction with a cynical attitude, some of them stated that they felt sad, angry, uneasy, resentful, and lack of self-confidence. Adolescents stated that when they watch the posts of phenomena, they can compare themselves with them, and some of them do not negatively affect their posts.
In this chapter, children who are bullied about body image during adolescence are discussed. Adolescent bullying, body image and body dissatisfaction, appearance-related bullying among peers, body image bullying as a mediator of sociocultural effects, body image bullying as a mediator of media effects, results of peer bullying related to body image in adolescents, and solutions and suggestions are presented. Having difficulty in adapting to the physical changes that come with development, the adolescent also faces bullying caused by environmental stress factors and needs to regulate their relations with their peers. During this difficult period of development, it becomes more important to understand the stressors that result from closely changing the adolescent in the way of supporting them socially. Bullying and negative perception of body image is becoming more common. It poses a major threat to the well-being and health of adolescents worldwide. Therefore, this chapter aims to explain body image bullying towards adolescents.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.