Although parenchymal sparing surgery is the most appropriate for the treatment of hydatid cysts, rarely lobectomy is needed. We aimed to retrospectively evaluate the cases in which we had to perform lobectomy due to hydatid cyst.
Materials and methods:A total of 36 (1.88%) patients that underwent lobectomy (n = 35) and pneumonectomy (n = 1) from among 1909 patients operated on for hydatid cyst in our hospital between 1992 and 2012 were retrospectively evaluated.Results: Among the patients, 35 underwent lobectomy and 1 right pneumonectomy. The mean age of the patients was 11.1 ± 3.4 years (6-16 years) among children and 43.2 ± 13.8 years (20-78 years) among adults. The most common indications for lobectomy were destroyed parenchyma in 22 (61.1%), hemoptysis in 17 (47.2%), and parenchymal loss due to giant cyst in 12 (33.3%) cases. Postoperative morbidity was observed in 9 (25%) patients, and no mortality was observed.
Conclusion:The effective treatment for hydatid cyst is parenchymal sparing surgery. However, lobectomy is an inevitable result with indications such as destroyed parenchyma, hemoptysis, parenchymal loss due to giant cyst, lobe bronchus ruptured into the cystic cavity, broncho-pleural fistula, suspected malignancy, broncho-bilier fistula, and pulmonary abscess.
Kist hidatik hastalığı ülkemiz için hala endemik olma özelliğini taşıyan bir hastalıktır. En sık karaciğer, ikinci sıklıkla akciğerde görülmekle birlikte daha nadir olarak vücudun diğer kesimlerinde de görülebilmektedir. Bu olgumuzda sağ akciğer yerleşimli kist hidatik ile eş zamanlı olarak supklavikular bölgede cilt altına yerleşmiş kist hidatik olgusu sunulmuştur. Akciğerdeki kist için sağ minitorakotomi ile kistotomi ve kapitonaj uygulandı. Cilt altında lokalize kist tamamen eksize edildi. Histopatolojik olarak tanı teyit edildi. Vücutta karaciğer ve akciğer dışında lokalize kistik lezyonlar değerlendirilirken kist hidatik hastalığı her zaman akılda tutulmalıdır.
ÖZET AmaçSpontan pnömotoraks akciğer ile göğüs duvarı arasında serbest hava toplanmasıdır. Tanısı klinik ve/veya radyolojik olarak konur. Tedavi yaklaşımları açısından farklı uygulamalar mevcuttur. Bu ça-lışmada, pnömotoraks ve tedavi seçenekleri üzerindeki klinik tecrü-belerimizi literatür bilgileri eşliğinde tartıştık.
Gereç ve YöntemKliniğimize başvuran 48 spontan pnömotoraks olgusu prospektif olarak değerlendirildi. Çalışmamıza primer spontan pnömotoraks olguları dahil edildi. Olgular yaş, cinsiyet, ek hastalıklar, semptomlar, cerrahi yöntemler ve takip açısından değerlendirildi.
BulgularYirmi olgu (%41.7) total pnömotoraks, 28 olgu (%58.3) parsiyel pnö-motoraks idi. Otuz bir (%64.6) olgu ilk pnömotoraks iken 17 (%35.4) olgu nüks pnömotoraks idi; 26 (%54.2) sol, 22 (%45.8) sağ pnömo-toraks mevcuttu. Spontan pnömotoraks tedavi yöntemleri arasında farklı uygulamalar mevcuttur. Olguların 38'i yalnızca tüp torakostomi, 5'i plöredez ve 6'sı bül ligasyonu ile tedavi edildi.
SonuçSpontan pnömotoraks tedavisindeki amaç nüksü önlemek olmalı-dır. Tüp torakostomiye ilave olarak plöredez ve gerekli durumlarda cerrahi tedavi gündeme gelir. Hastanede kalış süresini kısalt-mak, hastanın konforunu arttırıcı yaklaşımları tercih etmek önemli-dir. Nüks pnömotoraks tedavisinde tüp torakostomiye ek olarak bir plöredez veya plörektomi prosedürü mutlaka uygulanmalıdır.Anahtar sözcükler: Bül ligasyonu; plöredez; spontan pnömotoraks.
SUMMARY Objectives
Spontaneous pneumothorax is defined as the collection of free air between the lung and chest wall, and is diagnosed clinically and radiologically. Treatment approaches to this condition are variable. In our study, we discussed our experience on pneumothorax and its treatment options in light of relevant literature.
Methods
patients with spontaneous
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.