İfa etmeme konusunda, BGB, OR ve BK'nın dâhil olduğu 20. yüzyılın büyük kodifikasyonlarında ve bunlarla ilgili öğretide; imkânsızlık, temerrüt, sözleşmenin müspet ihlali gibi dogmatik ayrımlara rastlanmaktadır. Ayrıca bu geleneksel kanunlarda genel hükümler ile satım hukukuna ilişkin özel hükümler arasında; Roma hukuku, ius commune ve Pandekt hukuk biliminin mirasına bağlanabilecek keskin bir ayrım söz konusudur. Diğer kutupta ise, ifa etmeme konusunu yeknesak bir kavram olarak ele almaya yönelik; Viyana Satım Antlaşması (CISG)'nda ve kısmen BGB'nin 2002 Reformu'nda gözlenebilen başka bir yaklaşım öne çıkmaktadır. Bu ikinci yaklaşım; ifa etmeme halleri arasındaki keskin sınırları ortadan kaldırmaya veya silikleştirmeye; tüm sözleşmenin ihlali hallerini yeknesak bir sorumluluk rejimine tâbi kılmak için genel hükümler ile özel hükümler arasında köprü kurmaya yönelmektedir. İlk yaklaşım 'eksik ifayı' , eksik ifanın doğasına göre genellikle genel hükümler ve bazen de satım hukukuna ilişkin özel hükümler altında, iki biçimde ele alırken; ikinci yaklaşım kapsamlı bir uygun olmama/ayıp kavramı benimseyerek, eksik ifayı daha tutarlı ve kapsayıcı bir biçimde düzenlemekten yana görünür. Ancak bu iki yaklaşımın somut olarak da, teorik altyapılarına uygun şekilde birbirlerinden ayrılan sonuçlar verip vermedikleri de araştırılmalıdır. Bu çalışmanın ilk kısmında iki yaklaşımın ayrışan teorik altyapıları ortaya konulacaktır. İkinci kısımda ise yaklaşımlar, yöneldikleri somut sonuçlar bakımından karşılaştırılacaktır.
Copyright protection for works of applied art poses certain challenges, primarily due to the functional aspects that they often incorporate. The approach to this predominant attribute, i.e. function, has shaped legal initiatives for copyright protection to works of applied art. In some countries, such as France, the design industry was colored by the prevalence of rather ornamental creations, with an eye toward fidelity to the craft tradition. Copyright law in these countries was able to embrace the applied arts more easily, elevating them to the level of fine arts and reviving the old unity of craft/art. On the other hand, some countries where function and standardization have been paramount, i.e. Germany in particular, have constructed their national strategy, and correspondingly copyright protection, within the framework of another form of unity. Instead of adhering to the old craft tradition, these countries opted for a unity between art, function and industry. This latter form of unity and the predominance of function and industry stamped the modern design to a far greater degree than the former one did. Against this historical-factual background, this article attempts to formulate rough guidelines for the application of a functionality doctrine, which has gradually emerged from the case law of the Court of Justice of the European Union. In line with the unity of art, function and industry, the article suggests to take what is termed a holistic approach to
Bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde İskandinav hukukunun belirleyici özelliklerinin belirlenmesi ve açıklanmasına çalışılacaktır. Geniş anlamda İskandinav hukuku, İsveç, Norveç, Danimarka, İzlanda ve Finlandiya hukuklarını kapsamaktadır. Bu bağlamda bu hukuk düzenlerinin tarihsel gelişimleri, hukuk kaynakları, yargıç hukuku, yorum, hukuki düşünce biçimi, İskandinav hukukuna rengini veren pragmatizm ve realizm, hukuk eğitimi, hukukçuluk mesleği ve yargı teşkilatı göz önüne alınacaktır. Çalışmanın ikinci bölümü İskandinav hukukunu, dünya hukuk sistemlerinin sınıflandırmaları arasına yerleştirmeye yönelik bir girişimdir. Birinci bölümde tespit edilen ayırt edici özelliklere dayanılarak, İskandinav hukukunun Kıta Avrupası veya common law hukuk çevreleri altında ele alınmasını imkânsız hale getiren ayrıksı konumu gösterilmeye çalışılacaktır. Bu doğrultuda, hukuk çevreleri teorilerinin uygunluğu sorgulanacak ve klasik hukuk çevreleri ayrımlarının, İskandinav hukuku gibi atipik hukuk sistemlerini içerecek kadar kapsayıcı olup olmadığı sorusu yöneltilecektir. Bu sorgulama çerçevesinde, hukuk düzenlerinin sınıflandırılmasına yönelik, çoğu 'kurallar bütünü olarak hukuk' yaklaşımını reddeden yakın tarihli öneriler de, atipik düzenleri kapsamaya uygun oluşları bakımından incelenip değerlendirilecektir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.