KOBİ’lerin finansman sağlamak noktasında yaşadıkları güçlükleri bertaraf edebilmek amacıyla hazırlanan ve yürürlüğe giren 6750 Sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir. Türk Medeni Kanununda taşınır mallar bakımından kabul edilmiş olan teslime bağlı rehnin yanı sıra söz konusu kanun ile sicilli rehne imkân tanınmış olması, ticari işlemler kapsamındaki bir taşınır rehninin teslime bağlı olarak gerçekleştirilmesine engel değildir. Ayrıca bir taşınır üzerinde aynı anda birden fazla sicilli rehnin kurulması da mümkündür. Bu tür durumlarda rehin haklarının sırası bakımından nasıl bir hukuki sonuca varılacağının belirlenmesi, kanun koyucunun benimsediği sisteme bağlıdır. 6750 sayılı Kanunda hem sabit derece sistemi hem de ilerleme sistemine yer verildiği görülmektedir. Hangi hallerde hangi sisteme göre belirleme yapılacağının tespiti ve bu doğrultuda uygun sonuca ulaşılması şüphesiz ki dikkatli bir tahlili gerektirmektedir. Bunlarla beraber bazı durumlarda var olan rehin süresinin uzatılması ihtimali ile de karşılaşılmaktadır. Bu halde süresi uzatılan rehin hakkının diğer rehin hakları karşısında pozisyonunu koruyabilip korumayacağının incelenmesi önem taşımaktadır. Son olarak, rehne konu olan bir taşınırın getirilerinin bu rehin hakkından nasıl etkileneceğinin tespiti de gerekmektedir.
Eğitim, teknolojinin yeniliklerinden etkilenen önemli alanlardan biridir. Bu doğrultuda araştırmada fen eğitiminde, öğrenme ve öğretme sürecinde teknolojinin entegre edilmesi ile ilgili öğretmenlerin görüşlerini almak, bu konu ile ilgili yaşanan zorlukları, kolaylıkları ve teknoloji entegrasyonun öğrenci ve öğretmenlere sağladığı katkıları öğretmen gözünden belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma İstanbul İlindeki devlet okullarında çalışan fen bilimleri öğretmenleri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Mevcut durumu tespit etmek için fen bilimleri öğretmenlerine yapılandırılmış sorulardan oluşan anket uygulanmış, sonrasında verilere göre derslerde teknoloji entegrasyonunu deneyimleyen dört fen bilimleri öğretmeni ile yarı yapılandırılmış sorulardan oluşan odak grup görüşme yapılmıştır. Anket verilerinin analizi için içerik analizi yapılarak frekans ve yüzde kullanılırken odak grup görüşme için araştırmacılar tarafından daha önceden belirlenen kodlar kullanılarak betimsel analiz yapılmıştır. Belirlenen kodların uyumu için Miles ve Huberman’ın (1994) önerdiği güvenirlik formülü kullanılmış ve güvenirlik %90 olarak hesaplanmıştır. Araştırma verileri bazı öğretmenlerin teknolojik yeterlilikleri olduğunu belirtmelerine rağmen öğrenme ve öğretme ortamında teknolojik araç kullanma, web 2.0 araçlarını derslere entegre etme, öğrencilerin eğitici dijital ortamlarda deneyim kazanmalarını sağlama gibi konularda beklentiyi karşılamadıklarını ortaya koymuştur. Derslerde teknoloji entegrasyonu sağlama konusunda teknik aksaklıklar, öğrencilerin farklı içerik beklentileri, öğretmenlerin uzun bir hazırlık süreci geçirmeleri, teknik sıkıntılar gibi zorlayıcı durumlara karşın öğrencilerin aktif katılımlarını arttırması, öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen etkileşimini ve öğrenci merakını arttırması gibi olumlu yönleri ağır basmaktadır. Bu sonuçlardan, çeşitli çevresel uyaranlara karşı öğrencilerin daha hızlı tepki vermeleri, özgüvenlerinin artması, oluşan kavram yanılgılarını azaltmaları gibi olumlu katkıları öğrencilerin fikirleri, beklentileri ve ifade biçimleriyle daha net anlaşılmaktadır. Çalışma sonuçlarında belirtilen olumsuz durumlar çözüme kavuşturularak fen eğitiminde hem öğretmen hem de öğrenciler için bu araçların kullanılabilirliği ve derslere entegrasyonu arttırmalıdır.
Kişinin neden olmadığı bir neticeden sorumlu olması mümkün değildir. Sorumluluk yalnızca neticeye yol açan fiil bakımından gündeme gelebilir. Fiil ile netice arasındaki bu bağa nedensellik bağı denmektedir. Nedensellik bağının tespit edilebilmesi bilimin farklı alanlarında değişik görüşlere zemin hazırlamıştır. Kimi alanlarda kümülatif olarak neticeye yol açan şartların tamamı neticenin sebebi olarak değerlendirilirken kimi alanlarda da bu şartlardan her biri münhasıran sebep kabul edilmektedir. Ceza hukukunda şartlardan her biri aynı zamanda sebep sayılmakta ve nedensellik bağının tespitinin ardından objektif isnadiyet değerlendirmesi ile normatif sınırlandırma sağlanmaktadır. Haksız fiil hukukunda normatif sınırlandırma nedensellik bağı incelemesinde yapılmaktadır. Bu alanda kusursuz sorumluluk hâllerinin genişliği nedeniyle nedensellik bağı incelemesindeki bu normatif sınırlandırma çok önemli bir işleve sahiptir. Doktrinde, nedensellik bağındaki normatif sınırlandırmaya yönelik çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Çalışmamız kapsamında bu görüşler ve hukuki sonuçları detaylıca ele alınmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.