Coronary arterial calcification is part of the athero-sclerotic process and although it can be detected in atherosclerotic vessel, it is absent in a normal vessel. It can be concluded that the clinical scores, even they are helpful, have some limitations in a significant part of the population for cardiovascular risk determination. It is important for an anastomosis region to be noncalcified in coronary bypass surgery. In a coronary artery, it will be helpness for showing of calcific field and anostomosis spot.
Background Multisystem inflammatory syndrome (MIS), which develops after a past covid-19 infection. MIS can be described in different tissue inflammation, including the heart, lung, kidney, brain, skin, eye, and or gastrointestinal organs at the presence of COVID-19. Initially, MIS was described in Europe in children infected with SARS-CoV-2, then it was recently seen in the USA in 2020. MIS is a rare but serious disease condition associated with COVID-19 that can affect children (MIS-C) and adults (MIS-A). Case presentation A 44-year-old male who showed MIS-A in 59-day after his first covid-19 contact history. The patient presented to our emergency department with complaints of high fever, nausea, weakness, redness of the eyes, headache, and joint pain. On the second day of his hospitalization, a maculopapular skin lesion was seen in most of the skin. His fever could not be controlled even given paracetamol and broad effective antibiotics. His clinical, radiological, and laboratory findings showed that he had MIS-A. The patient was given intravenous pulse methylprednisolone and intravenous immunoglobulin (IVIG). These treatments, then, resulted in improvement of his clinical conditions, including fever and skin lesions, on the second day of the treatment. The patient was discharged in 14 days after the treatment. Conclusion This report indicated that diagnosis and treatment of MIS-A could result in reducing patient morbidity and mortality.
Obez ve normal kilolu hipotiroidi hastalarının beden kitle indeksi ve lipid değerlerinin karşılaştırılması Amaç: Hipotiroidi hastalarında obezite ve beraberinde hiperlipidemi görülmektedir. Bu çalışmada Haseki Eğt. Arş. Hastanesi lipit polikliniğinden takip edilen hipotirodi hastalarının laboratuar verileri değerlendirilerek hipotiroidik hastalarda obezite ile lipit değerleri ilişkisi araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Haseki Eğt. Arş. Hastanesi lipit polikliniğinde 2003-2006 yıllarında takip edilen 37 hipotiroidi hastasının dosyası retrospektif olarak incelendi ve hastalar, başvuru sırasındaki vücut kitle indeksleri (VKİ) (≥30=obez) dikkate alınarak obez (vaka) ve nonobez (kontrol) olarak 2 gruba ayrıldı. Çalışmada hastaların yaş, cinsiyet, VKİ, glukoz, TSH, total kolesterol, LDL, HDL, trigliserit değerleri dikkate alındı. Bulgular: Çalışmaya alınan 37 hipotiroidi hastasından 19'u obez (vaka grubu), 18'i nonobez (kontrol grubu) olarak değerlendirildi. Vaka grubu 1 erkek, 18 kadın, kontrol grubu ise 6 erkek, 12 kadın hastadan oluştu. Vaka grubunun HDL değerleri anlamlı olarak düşük saptandı (p<0.01). Glukoz değerleri de anlamlı olarak yüksek saptandı (p<0.01). Vaka grubunun trigliserit değerleri kontrol grubuna kıyasla yüksek olmakla birlikte istatistiksel anlamlı bir fark yoktu (p=0.31). Gruplar arasında LDL ve total kolesterol açısından anlamlı bir farklılık saptanmadı. Sonuç: Hipotiroidili hastalarda obezite sık görülmekte olup, bu grupta hiperlipidemi ve glukoz intoleransına da daha sık rastlanmaktadır. Yaptığımız çalışmada VKİ'lerine göre obez ve nonobez olarak ikiye ayrılan hipotiroidi hastalarının total kolesterol ve LDL değerleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Obez grubun trigliserit ve glukoz değerleri yüksek, HDL değerleri düşük saptandı. Hipotiroidi hastalarının tedavisi sırasında hiperlipidemi gözden kaçırılmamalı aynı zamanda tek başına hiperlipidemisi olan hastalarda tedavi öncesi tiroid hormonları görülmelidir.
OBJECTIVESWe investigated the relationship between serum C-reactive protein (CRP), quality of life and stage of the disease and also the effect of chemotherapy on quality of life and serum CRP level. METHODSChemo-naive patients who applied to the T.C. İstanbul Bilim University Avrupa Florence Nightingale Hospital Medical Oncology Clinic in the years 2009-2010 were taken into the study. After physical examination, patients who did not have any evidence of infection were eligible, they had a CRP test and were given the EORTC QLQ-C30 (version 3.0) questionnaire The same procedure was repeated at the third chemotherapy cure . Measurement of CRP was done by the Cobas Integra 400/800 machine with the turibidimetric (latex) method. RESULTSStudy began with 57 patients, but 2 of them died before taking the third chemotherapy dose. 36 advanced, 19 early stage, 25 female, 30 male, a total of 55 patient could complete the study. 6 patients had lung cancer, 9 patients had colon cancer, 15 patients had breast cancer, 12 patients had stomach cancer, 1 patient had liver cancer, 3 patients had bile duct cancer, 4 patients had pancreatic cancer, 1 patient had bone cancer, 3 patients had testicular cancer and 1 patient had neuro-endocrine tumor. The average age of the advanced disease group was 55.7±11.7 while the average of the early-stage group was 52.6±13. Between two groups there wasn't any significant difference (p=0.370). The CRP levels of progressed and non-progressed cases were compared. Before chemotherapy (p=0.359) and after chemotherapy (p=0.344) no significant difference was found. Also we could not AMAÇBiz çalışmamızda, önceden kemoterapi görmemiş hastalarda C-reaktif protein (CRP) düzeyi ile yaşam kalitesi ve metastaz ilişkisini, kemoterapinin CRP ve yaşam kalitesine olan etkilerini araştırdık. GEREÇ VE YÖNTEMÇalışmamıza katılan hastalar T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi Avrupa Florence Nightingale Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğine 2009 ve 2010 yıllarında başvuran, daha önce kemoterapi görmemiş gönüllülerden seçildi. Hastalara kemoterapi öncesi, akut enfeksiyon tablosu olmadığı fizik muayene ile ekarte edildikten sonra, bazal serum CRP düzeyi bakıldı ve EORTC hayat kalitesi formu QLQ-C30 (versiyon 3.0) dolduruldu. Aynı işlem hastalar üçüncü doz kemoterapi için başvurduklarında tekrarlandı. CRP ölçümü Cobas Integra 400/800 cihazında turibidimetrik (latex) yöntem ile yapıldı. BULGULARElli yedi hasta üzerinde yapılan çalışmada hastalardan ikisi üçün-cü kemoterapisini almadan hayatını kaybetti. 36 ileri evre, 19 erken evre, 25'i kadın 30'u erkek toplam 55 hasta çalışmayı tamamlayabildi. Hastaların altısı akciğer, dokuz tanesi kolon, 15'i meme, 12'si mide, biri karaciğer, üçü safra yolları, dört tanesi pankreas, biri kemik, üçü testis kanseri hastası ve biri nöro-endokrin tümörlü hastaydı. İleri evre gurubun yaş ortalaması 55.7±11.7 iken, erken evre gurubun yaş ortalaması 52.6±13 olarak bulundu. Her iki gurubun arasında yaş ortalaması bakımından anlamlı bir fark yoktu (p=0.370). İleri evre ve erken evre olgularda CRP düze...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.