olarak bulunmuştur. Bu değerler modelin kabul edilebilir uyum düzeyinde olduğunu göstermektedir. Ölçeğin tümü için elde edilen iç tutarlılık katsayısı ise .75 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin madde toplam korelasyonlarının .24 ile .56 arasında değiştiği görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular Büyüme Korkusu Ölçeği'nin psikoloji alanında kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir.
Öz Bu çalışmanın amacı büyüme korkusu ile psikolojik belirtiler arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaç doğrultusunda büyüme korkusu kavramı, bağımsız yaşama hazırlık ve sorumluluğu içselleştirmede zorlanma, evlenmeye karşı olumsuz tutum, sosyal-duygusal yalnızlık, romantik ilişkiyi sürdürmede zorlanma alt boyutları ile ele alınmıştır. Çalışma, 18-35 yaş aralığında bulunan, İstanbul'da yaşayan, 201 kadın ve 199 erkek olmak üzere toplam 400 kişiyle gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak Demografik Bilgi Formu, Kısa Semptom Envanteri ve Büyüme Korkusu Ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonucunda büyüme korkusu ile psikolojik belirtilerden hostilite, somatizasyon, olumsuz benlik ve depresyon arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Büyüme korkusunun bağımsız yaşama hazırlık ve sorumluluğu içselleştirmede zorlanma, romantik ilişkiyi sürdürmede zorlanma ve sosyal duygusal yalnızlık alt boyutları ile hostilite, somatizasyon, olumsuz benlikle ilgili belirtileri ve depresyon arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Büyüme korkusunun evliliğe karşı olumsuz tutum alt boyutu ile ise sadece anksiyete ve depresyon pozitif yönde anlamlı ilişkilidir. Büyüme korkusunu da sadece anksiyete ve depresyon yordamaktadır. Kadınlar ve erkekler arasında hem büyüme korkusu hem de psikolojik belirtiler açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır. Katılımcıların çalışıp çalışmama durumuna göre psikolojik belirtileri incelendiği zaman sadece olumsuz benlikle ilgili belirtileri açısından aralarında anlamlı farklılık olduğu saptanmıştır.
Bu çalışmanın amacı büyüme korkusu ile erken dönem uyumsuz şemalar ve algılanan ebeveynlik biçimleri arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Çalışma 18-35 yaş arasında olan ve İstanbul'da yaşayan 400 kişilik bir örneklem grubu ile yapılmıştır. Demografik Bilgi Formu, Büyüme Korkusu Ölçeği (BKÖ), Young Şema Ölçeği Kısa Formu (YŞÖ-KF3) ve Young Ebeveynlik Ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonucunda büyüme korkusu ile duygusal yoksunluk, başarısızlık, karamsarlık, sosyal izolasyon/güvensizlik, duyguları bastırma, iç içe geçme/bağımlılık, ayrıcalıklılık/yetersiz özdenetim, terkedilme, kusurluluk, tehditler karşısında dayanıksızlık ve yüksek standartlar şemaları arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler olduğu saptanmıştır. Algılanan ebeveyn biçimleri bakımından ise büyüme korkusu ile cezalandırıcı, kötümser/endişeli, aşırı izin verici/sınırsız, aşırı koruyucu/evhamlı, küçümseyici/kusur bulucu olarak algılanan babaya ilişkin ebeveynlik biçimleri arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Büyüme korkusu ile cezalandırıcı, aşırı koruyucu/evhamlı, duygusal bakımdan yoksun bırakıcı, küçümseyici/kusur bulucu ve kuralcı/kalıplayıcı olarak algılanan anneye ilişkin ebeveynlik biçimleri arasında da pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Özetle, genel olarak anne ve baba tarafından algılanan ebeveynliğin büyüme korkusunu etkilediği ve iki şema (kendini feda, cezalandırıcılık) dışında erken dönem uyumsuz şemalarla büyüme korkusunun ilişkili oldukları sonucuna ulaşılmıştır.
The purposes of this study are to examine whether or not there is a mediator role of social media attitudes on the relationship with problematic internet use and social safeness and pleasure of adolescents and to lead new studies. 461 high school students who were educated (9th, 10th, 11th and 12th grades) at high schools located in Erzurum, Turkey in the 2016 -2017 academic year were enrolled in this study. In order to analysing the data, frequency distribution, t Test, Pearson Product Moment Correlation Coefficient and Hierarchical Regression Analyses were used by using SPSS 21.0. In order to collect data from the participants "Problematic Internet Usage Scale -Adolescent", "Social Safeness and Pleasure Scale", "Social Media Attitudes Scale" and also to get demographical information "Demographical Information Form" were used. At the end of the study, the meaningful mediator role of social media attitudes (sub dimensions are social competence and need for sharing) on the relationship between problematic internet use and social safeness and pleasure on adolescents was seen. Also, there were positive relationships between social safeness and pleasure and social media attitudes; problematic internet use and social media attitudes. Beside there was a negative relationship between social safeness and pleasure and problematic internet use.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.