No abstract

No abstract

Migration appears before us as an international problem in our present day. 1 According to the 2020 World Migration Report Analysis of the International Organization for Migration, the number of migrants increased to 272 million on a global scale, and reached 3.5% of the world population. Türkiye is the country that hosts the highest number of refugees in the whole world. 2 According to 2021 statistics, the number of registered Syrians who are under temporary protection is 3,656,525 people in Türkiye; and

Amaç: Bu çalışma, vajinal doğum yapan kadınların gebelik ve doğum anında uyguladıkları tamamlayıcı ve geleneksel-manevi uygulamaları belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki bu çalışma, Ocak-Nisan 2019 tarihleri arasında vajinal doğum yapan 110 kadın ile yürütülmüştür. Çalışma verileri, katılımcıların sosyodemografik özellikler ve tamamlayıcı uygulamalara ilişkin form kullanılarak toplanmıştır. Veriler tanımlayıcı yüzde testleri ve Statistical Package for the Social Sciences (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) yazılımı kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Araştırmaya göre vajinal doğum yapan kadınların yaş ortalaması 28.44±5, %56.3’ünün doğumu hekim tarafından gerçekleştirilmiş, %35.7’si doğuma hazırlık eğitimi almamıştır. Kadınların %74.1’i gebelik sürecince, %47.3’ü ise doğumda TAT yöntemlerini kullandığını belirtmiştir. Gebelikte en sık dua/manevi uygulamalar (% 96.4), müzik (%73.5), hayal kurma (%69.9), farklı besinler (%65.1) kullanmıştır. Doğumda en çok nefes egzersizi (%94.3) dua/manevi uygulamalar (% 90.5), gevşeme/meditasyon (%37.7) yöntemlerini kullanmışlardır. Doğum eylemi sırasında bitkisel ürün kullananların hepsi Fatma Ana Eli otunun içine konduğu sudan içmiştir. Kadınların %46.4’ü TAT uygulamasını doğumda nasıl kullanması gerektiğini bilmediğini, %25.9’u doğum ağrısı nedeni ile kullanamadığını, % 17.8’i doğum sırasında aklına gelmediğini, %5.3’ü doğumhane personelinin izin vermediğini, %4.5’i sağlık personelinin olumsuz tavrı nedeni ile kullanamadığını ifade etmişlerdir Sonuç: Çalışmamızda kadınların büyük çoğunluğu gebelik süresince alternatif yöntem kullandığını belirtse de doğumda bu oran düşmektedir. Kadınların gebelikte ve doğum anında otonomilerinin arttırılması için TAT yöntemleri konusunda bilgi gereksinimlerinin giderilerek bu konuda güçlendirilmeye ihtiyaçları vardır. Ayrıca sağlık profesyonellerinin de TAT yöntemleri konusunda farkındalıklarının arttırılması çalışmalarına ve bu TAT yöntemlerinin kullanılabilmesi için klinik protokollerin hazırlanmasına ihtiyaç vardır.

This study aimed to examine the effects of antenatal education, on readiness for delivery, pain, fear, duration and satisfaction levels of nullipar women. A semi-experimental and prospective design was used. The study took place between December 2014 and March 2016 in the antenatal and postpartum period. The data were collected in the 24-32nd, 28-36th gestational week and in 48-72 hours after the deliveries. The study sample consisted of 30 participants for the study and 30 participants for the control group, 60 participants in total. The 4-week education program was applied to the study group. Data were collected using a introductory information, the birth process evaluation form, visual analog scale, Lederman’s prenatal and postpartum self-evaluation scale. In the study group the total delivery durations and the hospitalization durations were lower; their cervical dilatation levels at arrival were more; and their birth fear (latent, active, transition phase), birth pain (latent, active phase), satisfaction with the delivery and being ready for the delivery points were lower. The use of antenatal education program in the antenatal period is recommended to decrease the birth fear and the delivery pain, shorten the delivery duration, increase the satisfaction with the delivery point.